yaklaşımlarÖzkan YıkıcıFransada Macron dansı - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Fransada Macron dansı – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Hafta başı Almanyadaki eyalet seçimlerindeki, önemli uyarım herhalde akıldadır. Birçok konuya dokunurken, sol için paradokslaşan bir tutumu da eleştirdim. Aşmazını vurguladım. Vurgularken de salt Almanya değil, Fransayı da katarak düşündürücü boyutuna eyildim. Faşist tehlike denip sırf faşist parti kazanmasın diye sol öteki sağın arkasında dizildi. Makron konusu da örnek olarak iliştirildi. Nitekim, Makron seçimi kazanırken Ulusal Cepenin tehlikesi nedeniyle tüm öteki partilerin verdiği destekle olduğu tartışılmazdır. Yapılanın doğruluğu yanlışlığı bir yana, yaşananlar olayın çok yönlü yeniden tartışılmasının da acil halde olduğuna işaret etmektedir.

Fransada sol sokağa çıkıyor. Protestolar yapılacak. Sendikalar EEkim ayının başında greve hazırlanıyorlar. Konu: birinci sırada olan Halk Cepesine başbakanlık verilmedi. Daha da kötüsü, Makronun atadığı başbakan dönrdüncü sıradaki Cumhuriyetçi partinin üyesidir. Bu tutum Fransada özellikle sol içinde tepkilere neden oldu. İşin önemli tesadüfü; yeni başbakan parlementodan güven oyu almama konumundaki iki ters cepesinin etkisidir. Kazanmasın diye Halk Cepesi Makrona oy verirken, şimdi Makronun atadağı başbakanın güven oyu almaması için Ulusal Cepe de ret verip bir anda değişik bloklaşma da olacak gibidir.*****

Makron son seçildiği süreçte de sırf Ulusal Cepe kazanmasın diye Boyun Eymeyenler partisi veya öteki sol partielr de değişik bakımdan destek verdiler. Makron AB parlemento seçimlerini kaybedince, kendini dışta brakıp parlementoyu fes eder. Seçime gider. Kendi partisi üçüncü sırada kalır. Normal işleyen Fransız kuralalrına göre başbakan en güçlü partiden atanır. Ama Makron resmen cıvıklıklara başlar. Olinpiyatları dahi bahane edip atama yapmadı. Zamanla soğuma bekledi. Net olan; Makron resmen sol adaya başbakanlığı vermeyeceğini belirtmesidir. Üstelik kendini politikaya kazandıran Fransız Sosyalist partisi olup, onların iktidar döneminde de Maliye bakanlığı yaptıydı. Ama, döneklik veya sermaye teslimiytciliği, ilk imkarın geldiği yer olduğu gerçeğini Makron siyasal tavrıyla hatırlatıyordu.

Sonuçta Makron başbakanı dördüncü sıradaki Cumhurieytçi partisinden atadı. Üstelik sıkılmadan birlik için dedi. Sol cepe hemen ayağa kalktı. Sokağa ineceğini, parlementoda destek vermeyeceğini net şekilde açıkladı. Bazı kesimler de Fransız kuralları ve yasalarını hatırlatı. Makron şimdilik bunlara papuç brakmadı. Zaten en başta Boyun Eymeyenler hareketine başbakanlığı verse, kendi epey tepkilerle geçirdiği emeklilik yasasının geri alınacağı korkusu da var. buda onu iki dönem seçtirten sermaye için iyi haber değildi. Şimdilik Fransa iki önemli dış politikada pek değişim yok gibi. Ukrayna ve Filistin konusunda bazı kıpırtılara rağmen devletçi kutsiye devam ediyor.****

Yukarda anlatıklarım bir anlamda son dönemin önemli solun geldiği aşmazı göstermektedir. Aman Faşizim gelmesin korkusu sonucu hep öteki sağa oy verme gelenekseleşir hale sokuldu. Bunu özelikle AB ülkelrinde sık sık görmeğe başladık. Buda siyasal tek tipliğe yarıyor. Bundan dolayı değil mi ne Filistin katliyamına nede Ukrayna savaşına Avrupadan gereken duyarlılık oluşmadı. Hat da daha kötüsü başta Sosyal Demokratlar ve Yeşiler anti savaşçılıktan savaş aeşine dönüştüler. Almanya ve Fransa ne yazık bunun net resmidir.

Siyasal olarak farklılıklar ve sınıfsal öz kaybedildikçe de seçeneksizlikler de artar. Artan seçeneksizlikleri de faşizim ikinci dalga olarak tabandan destekle seçim kazanma noktasına doğru yükselir. Fransa son seçimlerde bunu yaşadı. Hele demokratik gücü olup da siyasal cılızlıkta olan sol kesim adeta merkezle buluşunca, bir anlamda Faşizme karşı yol da açıldı. Düşünün, Ukraynada savaşa karşı olma barışçıl güçlerden değil de Faşist partilerden gelmesi herhalde tesadüf olamazdı. Hele de Filistin katliyamındaki çanak tutma ile Fİlistini seslendirmenin faşizimle özdeşleştirme tutumlar, sonuçta öteki ekonomik sorunlardan göçmen durumuna varan eklerle Faşizim Avrupada yükseldi.

Makron bu tür politik zeminin liderleri. Öyle bir lider ki onu destekleyen solu, yeri geldiğinde kurala göre atanması gereken başbakanlığa dahi atamadı. Atamayınca da muhalifleşen sol bir anda hükümete karşı Faşist partiyle ortak oy kulanma derecesinde yakınlaştırdı. Politikadaki aşmazlık önemli siyasal gerçekten kopmakla başlar. Devlet eksenli oturtulan ve sermaye bileşkeli politikalar hep kaygandır. Ayrışma ve buluşmaları da mümkündür. Bakalım, Fransa sokaklarına inecek sol direnciyle Makrona ne gibi ders verecek.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
282AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin