yaklaşımlarÖzkan YıkıcıAltı yedi Eylül: konuşulmalı, sorgulanmalıdır - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Altı yedi Eylül: konuşulmalı, sorgulanmalıdır – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yeniden tarihin Altı Yedi Eylül günlerine geldik. Aradan epey zaman geçti. Elibeş yılında Türkiyede yaşanan gelişme, saldırı ve yağmaların üstüne sürgünler de eklendi. Salt saldırıya uğrayanlar değil, yakın tarihin de önemli başlangıç konumuna da ulaştı. Çok yönlü Altı Yedi Eylül katliyam yakın tarihi yazıldı. Ama, hatırlatmama ve sildirtme davranışları sistemsel ve devletsel olarak hep kulanıldı. Nitekim bu yıl dönümü, oldukça silik geçti. Türkiyede  çok dar çevrelerde anıldı. Kıbrısta ise hiç yer bulmadı. Oysa Altı Yedi Eylül yaşanalarında Kıbrısın da önemli sonuçta direk kendine gelen siyasal dalga da oldu.

Hatırlama yetmiyor. Ama onu da geride bbraktık. Hatırlamama ile unutmanın önemi yaşatılıyor. Oysa bazı kesimler salt hatırlama değil, Yüzleşmeden de söz ediyor. Yüzleşme olması için, öncelikle ilgili tarihin devamı olan sistemin değişime geçmesi gerekir. Brakın hatırlamayı, olayların sonuçları dahi konuşturulunmuyor. Sanki hiç yaşanmamışçasına davranılıyor.

Altı Yedi Eylülün gerek yapılış nedeni gerekse sonuçları günümüz koşulalrı bakımından önemli sıçramaydı. Hem başta Nato ve AMerikanın Türkiye düzelindeki ilk deneyimi olmaası önemliydi. Nitekim ilgili Özel Harp dayresi yetkilileri veya direk Amerkan merkezli kişiler, buna ilk ve “başarılı” deneme olarak atlandırdılar. Yine, ingilterenin bir türlü tamamlayamadığı Kıbrısa Türkiyeği katma sıkıntısı da giderildi. Türkiye artık ingilterenin de çabasıyla Altı Eylül olayları sonrası direk Kıbrıs sürecine katılıp, İngiltere lstratejisine resmen hizmet yaptı.

Başka noktalar da var: Türkiyedeki rejimin devletçi anlayışlı uluslaşma dönemine de hizmet yaptı. Azınlıklar ve özelikle Hrisitiyan kesimi başta Rumlar ve Ermeniler hem saldırıyla yağmalanmaya uğradılar, hem de kaçmak zorunda kalıp daha devletçi istenen “ulusal” çizgiye doğru evrilindi. Bir öenmli nokta da şu: Emperyalist planlı MİT katılımlı provakasyonla yaratılan kıyım sonrası, devlet öteki ötekine de saldırdı. Suçu Solcu sosyalist aydınlara atarak, onları dıştalamaya hız verdi.

Sadece özetlenen birkaç sonuç dahi olalyı anlatmaya yetiyor. Emperyalizmin Türkiyedeki ilk deneyimi, ingilterenin Türkiyeyi Kıbrıs sorununa sokma, Türkiyedeki öteki denilen azınlıkların nifusal olarak boşaltılması ve sola karşı siyasal saldurılı bir eksen gelişti. Zaten olayn başlangıcı olan Selanik Atatürkün evine saldırıyı sonradan MİT ajanı olan Oktay Enginin bonba atması da herşeyi anlatıyor. Hele de ingilteredeki Kıbrıslı Türk cemiyeti veya sokaklarda ısrarla “Kıbrıs Türktür Türk kalacak” sloganıyla yapılan saldırı ve yağmalar, olayın geniş siyasal alanını aktarmada önemli aparatlardır.*****

Yukarda özetlediğim birkaç sonuç, zaten olayın önemini anlatmaya yetiyor. Günümüze dek gelinen Kınrıs politikası, emperaylizmin Türkiye bağlamı ve Türkiyedeki öteki kesime bakış devlet gerçeği, hepsi Altı Yedi Eylül olaylarında simgeleşti. Süreç böyle başlayıp günümüze geldi. Öyle geldi ki demeğin gitsin. Türkiye Natolaştı. STK süreci önce Özel Harpla devam ve sonra Türkiye solunun ifadesi KOnturgerila dönemleri gelişti. Kıbrısa ise türkiye direk taraf oldu. Giderek eski Osmanlı yayılma politikasında da fırsatı kulandı. Ama içsel olarak iki önemli siyasal gerçek de gerçekleştirildi. Azınlıklakr iyice azaldı. Kültürel siyasal yaşamda Lozan anlaşması yerlebir edildi. Başta İstanbul kentsel kültürel halklar mozağiği yerlebir edildi. Ekonomik olarak da azınlığın mülklerinden yerel burjuvaziye servet aktarılarak ulusal burjuva hefehli tavırlar geliştirildi.

Fatura ise azınlıklar ile sola kesildi. Birçok yaşayab halk kesimi kaçarken, sol da olaylarda hiç katgısı olmamasına rağmen tutuklamalar ve yasaklarla bedel ödedi. Böyle kirli yakın tarihin mutlaka bilinmesi yetmiyor. Yüzleşilmesi de önemlidir. Buda ancak, genel politikanın değişmesi ve geçişin gerçekleriyle öğrenilip yüzleşilmesiyle ancak gelişme şansı vardır.*****

Bir de Kıbrıs penncereinden bakalım. Altı Yedi Eylül sonrası Türkiye direk devreye sokuldu. Hatda elisekiz ylında TMT içinde özel harp dayresi yetkilileri Denktaşla birlikte ipleri eline geçirdi. İntilterenin ilk seslendirdiği Taksim tezini de savunmaya geçildi. Dah önce Kıbrıstaki Türkler ingilterenin işbirlikçi rolundaydı. Buda yeni Kıbrıs sıçraması oluyordu.

Çocukluğumda hep dinliyordum. AYle çevresi hep istenbulda Rumların kovulduğu gibi, birgün Türkiye Kınrısa gelip Rumları da kovacağı hayaleri kuranlar oldukça fazlaydı. Okuduğum Kırıs Körler okulunda da birlikte olduğumuz rumlar da başka telden konuyu konuşuyordu. Türkiyede rumların başına gelenin Kıbrısta olmayacağı tezi ileri sürülüyordu. Ama kesin şekliyle Altı Yedi Eylül, çocukluk anılarımda hep biryerlerden değişik seslerle beynime hep giriyordu. Hele de ortak yatakanemiz olan Rumların zaman zaman konuyla alakalı anlatıkları, sonradan bana epey anlamlı geliyordu. Zaten Körler okulundaki en tuhafıma giden tarih bilgilerinin oldukça farklı olmasıydı.

Kıbrısta, genelikle tüm tarihi anlatımlara rağmen Altı Yedi Eylül ile Kıbrıs alakası pek birlikte yorumlanmadı. Hat da Altı Eylül öncesi Türkiyedeki Kıbrıs anlatıları ve Makariyos yalan katliyam probagandalarına raslamayız. İngilteredeki Kıbrıslı Türk cemiyeti boyutu da bilinmez. Ama altı yedi Eylül resmen bir ayağı da Kıbrıstı. İngiltere bu konuda devreye girmekte zorlanan Türkiyeği bu tarihi katliyam yağma dönemiyle resmen istediği noktaya çekti. Ne yazık Türkiyede resmi sorgulamayla yakın tarihe bakılmadığı için de olay hep eksik kalıyor. Sanki Türkiye hep Kıbrıs konusunda varmışçasına davranılan paranoyalaşmaya dayanmaya devam ediliyor. Oysa KIbrısa Türkiyeği çeken direk İngiltere olup, altı yedi eylül olayları ile de resmen istenen aşamaya taşındı.

Şimdi anladınız mı neden önce hatırlanmalı ve hatırlatma ile yetmeyen Altı Yedi Eylüün yüzleşilmezi zorunluğunu. Dileğim önümüzdeki yılarda giderk yok edilen değil, gerçekleriyle yüzleşip dersleriyle altı Yedi EYlülerin konuşulmasıdır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
278AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin