Artık salt elde değil, ara sürerken, yasak olmasına karşın kulanılan sanal medya ile resmen hayatımızın önemli olgusu haline geldi. Telefondan bilgisayara kulanımla günlük akışın önemli kısmı bu araçlarda geçmektedir. Haberleşmeden öğrenmeye her konuda baş vurulan araçlardır. Adeta normal dünya yerine sanal dünya daha önemsenir konuma geldi. Çocuklar dahi elde telefonlarla sitelere giriyor, oyun oynamadan kendilerine has meraklarla düşüncelerini oluşturuyorlar.
Bir örnekle konuya devam edelim: kısa zaman önce Türkiyede bazı siteler yasaklandı. İsdikram da bunlardan biriydi. Ayrıca bazı oyun siteleri de resmen sansürlendi. Telefon kulanıcı ana baba habersiz oluyordu. Oysa kulandıkları sitelerden biri de isdikramdı. Devamında, ilgili ayleye gelen akraba, yasaklamalardan söz eder. Arada “çocuk oyyun sistelerini” de ekler. Fakat adını bilediğini de ekler. Bu arada birinci sınıf çocuğu olan evlat hemen cep telefonunu açıp yasaklanan siteleri gösterir. Merakla “neden” sorusunu da sorar. Sadece yasaklanıp oyun oynayamadığını söyler. Ayle ise şaşkın ve bilgisizliğinden biraz utanır.****
Böylesi gelişmeler hayatın normal akışına geçti. Ama onca oynama veya mesaj çekmelere karşın nedense konulan yasaklar veya oluşan tartışmalar hiç derecede ilgi görmesi de anlamı geliyor. Bir anlamda yaşam feslefesinin aynası olarak kavranması gerekmektedir.
Telegram olayı özetlediğim basit gelecek gerekçelerle ama özünde önemli mesaj olması nedeniyle konu ediliyor. Öyle ya Telegram yöneticisi Drovun Fransada hem de hava alanında göz altına alınması, internet kulanıcılarının dikatine gelmesi gerekiyordu. Bizde olmadı. Bir anlamda şirket devlet çelişkili durumdaki tutumları özetliyordu.
Daha önceleri direk etkilendiğimiz nice Türkiye erişim engeleri oldu. Ama burada hiç konuşulmadı. Hem de kulanım siteleri olmlasına rağmen. Ama Telegram durumu dünyada yankı buldu. En önemlisi, Rusya sansüründen kaçıp batı özgürlüğüne geldim diyen yöneticinin hem de ençok güvenip yurttaşlığını dahi aldığı Fransada gözaltına alınmasıydı. Sunulan gerekçeler ise şüpeleri artırıyordu. Birçok çevreye göre konu, Fransa devletiyle şifreli mesajları paylaşmaması oluyordu. Daha da acısı, Hamastan birçok başka örgütün de mesajlarını yayınlamasıdır. Öyle ya Filistin görüntüleri ve bilgileri ile resmen batının nasıl bir tutumda olduklarının tersine işleyen bilgilenme idi.
Durov aslında Rusya yurttaşı idi. Orada internet sitesi kurdu. Önemli önem gördü. Putin, şifreleri paylaşma ve kulanıcıların özel bilgilerini istedi. Durov kabul etmedi. Ülkeden kaçtı. BİA Dubay şehirne gider. Oranın da vatanşdaşı olur. Ardından Fransadan da yurttaşlık alır. Çift pasaportlu kimliğine sahip olur.
Telegramla da yayına devam eder. Önemli destek bulur. Özellikle gizli şifreleri devletlere vermeme algısı, katılımcılarını artırır. Batılı devletler bilgileri isterler. Amerika özellikle iki konuda rahatsızdır. Sitenin istemedikleri örgütlerin de mesajlarını yayınlama, gizli şifrelerle kulanıcıların bilgilerini de vermemesidir. Bunu elbet açıkça söyleme yerine “siber saldırılar” gibi soyut suçlamalarla aslında Telegramı sınırlaaya ve öteki sisteler derecesine sokmaya çalıştılar.
Durov, Fransaya özel uçağı ile Cumartesi gider. Orada gözaltına alınır. Sorgulanıyor olduğu açıklanır. Ama Fransada olması, önemli yankı getirir. AB komisyonları dahi konuda Fransayı eleştirir. Telegram yöneticisi, açıkça kurallara uyduğunu açıklatır. Avukatı yasalara aykırı bir uygulama olmadığını belirtir. Ama Amerika ve Fransa bu konuda çelişkili duruş sergiliyorlar. Belli ki Filistin ve Ukrayna açıklamalrından rahatsız oldular. Öteki Faceboks gibi veya Elmaks yayıncılığın olmasını bekliyorlardı. Buda devlet internet sitesi ilişkisi bakımından evrensel bir gelişmedir.
Sonunda gelen tepkiler le de olacak, Durov teyminatla serbes brakıldı. Yurtdışı çıkışı da engelendi. Bu gelişme Telegramın yayınından dahi nedenli rahatsız olma anlayışının da kuşkulara daha da artırma tetikleme yaptı. İnternet güvenirliği ve sansür konusu bu defa alışılmışın dışında gelişmiş kapitalist ülke devletlerinin şirketlerle karşı karşıya gelmeleridir. Hele de selsendirilmesinden kaçınılan, kulanıcıların şifrelerinin istenmesi ise gizlilik algısının da bozulması olduğu kesin. Genelde biraz sistemi bilenler, internet şifrelerinin devletlere verildiği uygulamalarını duydu. Güvenilir site arıyorlardı. Telegram bu özelliği ile epey katılımcı buldu. Ama direk bu suçlama yerine başka siber gibi olgularla suçlamaya gidip pazarlığa dek ulaşacağı kesin.
Vikiliyaks konusu daha canlıdır. Asanjın yayınladığı mönemli belgelerle başına gelmeyen kalmadı. Onun için Telegram konusu dünya kapitalizmi unutanlara yeniden hem de sanal dünya sansür baskısıyla hatırlatma gerçeği vardır.
Bakalım bu konu nasıl bir girdaba sokulacak. Ama Putinden kaçıp batıya “özgürlük” diye sığınılırken, birden o dünyada da gözaltı gerçeği, resmen yüzleşmenin önemli örneği olarak bilinmesi gerekir.