İlhan Sami Çomak, 1994 yılında, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde öğrenciyken gözaltına alındı, yoğun işkence gördü ve tutuklandı. İşkence sırasında alınan ifadesi esas kabul edildi, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılandı. 2000 yılında, PKK adına silahlı ve bombalı eylemlerde bulunduğu iddiasıyla idama mahkum oldu, cezası müebbete çevrildi. DGM’nin gerekçeli kararında, Çomak’ın üzerine atılı suçlardan biri olan silahlı çatışmaya girip girmediğinin belirlenemediği ve ikinci olarak orman yakma eylemlerine katıldığının anlaşılmadığı belirtildiyse de mahkeme Çomak’ın suçlamaları işkence altında kabul ettiğine ilişkin beyanını dikkate almayarak müebbet hapis cezası verdi.
***
2007 yılında AİHM, Çomak’ın adil yargılanma hakkı ihlal edildiği için yeniden yargılama kararı verdi. 2013’te, kapatılan DGM’lerin yerini alan Özel Yetkili Mahkemeler’de başlayan süreç, bu mahkemelerin de kaldırılmasıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. 2016’da, yani yeniden yargılamanın başladığı 3’üncü yılın sonunda hakim karşısına çıkan Çomak, basına gönderdiği mektupla mağduriyetini bir kez daha kamuoyuna duyurmaya çalıştı. “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var. Yeniden yargılanmıyorum aslında. Yapılan tekrar yargılama oluyor. Malum, yargımız alışkanlıklarına, kararlarına ciddiyetle bağlıdır. Eh, düşman ve düşman olmayanlar diyen kodlamalarla yargıladığını da biliyoruz. Bu durumda benim gibi Kürt birine düşen de düşman hukuku oluyor. Yaşadıklarım böyle söyletiyor bana.” İlhan Sami Çomak’ın ‘yeniden’ değil ‘tekrardan’ diye tarif ettiği yargılama süreci yine müebbetle sonuçlandı.
***
Hayatının 30 yılını hapishanelerde geçiren İlhan Sami Çomak’ın yazdığı şiirler yurtiçi ve yurtdışında çeşitli ödüllere değer görüldü. Adalet mücadelesini anlattığı ‘Hayat Seni Çok Seviyorum’ adlı oyun, 2022 yılında Moda Sahnesi’nde, Kemal Aydoğan rejisiyle sahnelendi. 2021 yılında yayınlanan ‘Karınca Yuvasını Dağıtmak’ isimli kitabında çocukluğunu, tutuklanma hikayesini, şiirini ve hayata bakışını anlattı. Kitabın sunuş yazısında PEN Uluslararası Başkanı Burhan Sönmez’in imzası var. Sönmez, 2019’da Silivri Cezaevi’nde ziyaret ettiği İlhan Sami Çomak ile anısını aktardığı yazısında şöyle diyor: “Yirmi altı yılın sonunda artık dışarıdaki hayatın gerçekliğini tasavvur edemediğini söyledi. Anımsamaya çalışıyorum, dedi, bir zamanlar dışarıda olduğumu, İstanbul’un sokaklarında yürüdüğümü hayal etmeye çalışıyorum ama zihnim algılamıyor. Dışarıdaki hayatıma dair gerçeklik duygumu yitirdim.”
20 Aralık 2021’de, Akın Olgun ve Kemal Bozkurt ile hazırlayıp sunduğumuz AçParantez programının 3 soru 3 cevap bölümüne konuk oldu İlhan Sami Çomak. Yakınları aracılığıyla cezaevine ulaştırdığımız sorularımızı cevapladı. Burhan Sönmez’in aktardığından hareketle Çomak’a, dışarıdaki hayata dair yiten gerçeklik duygusunun şiire, yazıya nasıl dönüştüğünü sordum. Yanıtından bir bölümü aktarıyorum: “Özelde şiir genelde edebiyat belli ki benim için bir bahane. Hayat ve özgürlüğün vadettiği imkanlara ulaşmak için bir bahane (…) Adaletsizlikle vuruldum, çok dövüldüm ve bu sürekli bir sınamaya dönüştü. Şiir hiç de hazır olmadığım keskin hayal kırıklıklarının yarattığı derin sarsıntıları önce karşılamamı sonra da kaybımın büyüklüğünü onarıcı bir bilinçle kabul etmemi sağladı (…) Belki de yiten gerçeklik duygusu acıyı sürekli hatırlamak istemeyen aklın bir tedbiridir, kim bilir. Şiir ve yazı unutuştan kaçınılmaz olarak beliren yiten gerçeklik duygusunun getirdiği boşluktan ama en çok hayata yeniden tutunma arzusundan doğuyor belli ki…”
***
İlhan Sami Çomak, 21 Ağustos 2023 itibarıyla cezaevindeki 29 yılı doldurdu ve cezasının bitmesine 1 yıl kala denetimli serbestlik hakkına sahip oldu fakat başvurusu reddedildi. Çomak’ın koşullu salıverilme tarihi 21 Ağustos 2024’tü. Ancak Çomak’ın tahliyesi, 30 yılın ardından 3 ay daha ertelendi. İdare ve Gözlem Kurulu, Çomak’ın ‘iyi hali’ olmadığını ileri sürdü ve ‘suça yönelik farkındalığının oluşmadığını’ savundu. Artı Gerçek’ten Mazlum Bucuka’ya konuşan avukat Hakan Bozyurt, kurulun subjektif karar verdiğini, soyut iddialarla Çomak ve onun gibi 30 yılın ardından koşullu salıverilmesi gereken mahpusların tahliyelerinin 3 ay, 6 ay daha uzatıldığını ve bunun 6 yıl daha böyle devam edebileceğini söyledi. “Ben iyiyim. Güçlü ve ayaktayım. Burdan başı dik çıkacağım” diyerek karşılamış durumu Çomak. Doğrudur, o içerden çıkar elbet ama gözümüze sokulmak istendiği üzere, hepimiz bu zorba düzenin potansiyel mahkumlarıyız.