Son Ukrayna gelişmelerini de mümkün oldukça izlemeye çalışıyorum. Kıbrıslı olmanın da duyarlı noktalarına yaklaşımımı direk etkiliyor. Savaş ve anlaşma ikilemi veya diplomasi ve uymama fırsatı bir anlamda Kıbrıs yakın tarihini da yaşayan biri olarak, beni ilgilendiriyor. Çünkü gerek savaş hali, gerek diplomasi ekskenini gündeme sokarken ki ince oyunlar, ne yazık sistemin acımasız işleyen ilkesi haline geldi. Hepe probaganda ve gerçekler epey makas açılımına uğruyor.
***
Son Ukrayna Kurst gelişmesi epey değişik bilgilerle, adeta yeniden hatırlatma dersi gibiydi. Ukrayna operasyonu bir yana, garip ikilemler de oldu. Hafta ortasındaki Ukrayna yazımda azda olsa deyindim. Fakat, genel Kapitalizmi tanıma veya son Kıbrıs algı diplomasi oyunlarıyla da karşılaşınca, konuyu daha da genişletip yazmayı önemsemeğe başladım.***
Ukrayna kısa zaman önce, ikinci paylaşım savaşı sonrası, ilke defa Rusya topraklarına girdi. Hem de sürpriz denecek durumda. Önemli gaz tesislerinin de olduğu alan, bir anda işleri kısgaca koydu. Putin nasıl karar alacağı beklentisi iyice merak edilmeye başlandı. Fakat, batı bloğu Rusyaya karşı daha da fazla anbargo kararları yani yasakalamalar gündeme sürdü. Böyle bir gelişme süreci yaşanıyor.
Önceki Ukrayna makalemde de yazdığım gibi, bilmem kaçıncı ikileme yine rasladım. Önceki birkaç gelişmedeki gibi, yine diplomasi anlaşma sürecine adeta füze fırlatma gibi oldu. Rusya ve Ukrayna, görüşme aşamasına geliyor. Konu, Enerji hatlarına ve tesislerine saldırı yapmama konusu idi. Bir anlamda yeniden uzlaşma zemini de savaşa rağmen sürüyordu.
Tam da bu anlaşma Katarda yapılma şansı artıkça, birden Ukraynanın Kurst bölesine saldırdı. Üstelik de önemli tesislerin de olduğu coğrafya idi. Yeniden dinamitleşme oluyor. Daha önceleri de anlaşma zeminlerinde veya anlaşma olduğu halde bozan hep Ukrayna oluyordu. Herhalde bu tesadüf değildi.
Amerika, Haberim yok dese de pek inanan olmadı. Ama nedense böylesi kritik döenm politik engeleme durumlarında kimilerin aklına İngiltere geliyor. Amerikadan çok dikati ingiltereye çekiyorlar. Ayni hikaye bazen Kıbrısta da güncelleşiyor. Yine de Tıpkı Ukrayna gibi, KIbrısta da İngiltere konusu en kritik dönemlerde hiç anılmaz. Hat da adada çözüm istediği dahi utanmadan söylenir.***
Konumuz Ukrayna olunca, istrseniz bazı hatırlatmalarla zenginleştirelim. Yine Ukrayna konusuna giriyoruz. Bu defa olay Ondört darbesi sonrasına gidiyoruz. Batı destekli yapılan Ukrayna faşist darbesi akılda. Gerçi bunu batı hep yok saydırtma peşinde. Uygulanan politika ve oluşan tepkiler vardı. SOnıuçta bazı iç savaş girişimli durumlarla, yeni faşist yönetim zorlanıyordu. Minsk anlaşmaları yapıldı. Anlaşmalar net idi. Ukrayna da imzaladı. Batı övdü. Ancak, sonradan en başta Almanya odönem başbakanı Merkel, olayı “zaman kazanma” olarak itiraf ediyordu. Ukraynaya yapılan yığınalarla durum değişti. Önemli katliyamlar yapıldı. Doğu Ukranaya karşı saldırılar artı. Böylelikle Minsk anlaşması uygulanma yerine Zelenskiye karşı toparlanma şansı verdi. Arada eklenen haber ise ingilterenin Odesada önemli deniz üstü kuracağı da belirtiliyordu.
Sonuçta işler karıştı ve Rusya Ukraynaya girdi.
****
İkimci anlaşma dönemi ise istanbulda oldu. Ukrayna ve Rusya Türkiye denetiminde toplantılar yapıldı. Anlaşmaya yaklaşıldı. Zelenskinin de kabul etme noktasına geldi. Fakat; ingilterenin o dönem başbakanı COnson istanbula gelir. Zelenskiye Anlaşmayı imzalamaması ve ona gereken yardımın artırılarak devam edeceğini söyledi. Böylelikle Ukrayna sorunu yeniden savaş alanda sıkıştı..
Bu örnekleri daha da artırmak mümkün. Ancak, konuya daha da ilgi gösterrenler ingiltereği daha sık işaret etmeye başladılar. Son gelişmede de Amerikadan çok İngiltere adı dolaşıyor. Amerikanın çoğu kesiminin haberi olmasa da ingilterenin olayda direk rol aldığı inancı yaygın. Hat da bazı kesimler, Amerikadan çok bögede ingilterenin daha etkin olduğu bilgilerine ulaştıklarını söylüyor. En kritik anda, böylesi bilgiler istemesek de bizi de ilgilendiriyor. İngilterenin Kıbrıs gerçeği ve konuşturulmama ters düşüncesi, nedenli oyuna hazır zeminde olduğumuzu da hatırlatmaya yetip artıyor.
***
Kısaca, bilmesek de farketmez. Ukrayna daha Sovyetler dağılmadan on yıl önce bizat Amerikan düşünürü Brezinskinin planı olarak yayınlandı. Ukrayna ile Rusyayı kuşatma ve Orta Asyaya açılma stratejisi olarak hazırlandıydı. Onun için son diplomasi ve saha ikilemi bize sürpriz gelmemesi gerekir. Ama güçler denklemi kimisi uzlaşma kimisi de daha fazla savaşla kazanma ikilemleri hep olacaktır. Üstelik devletler arası değil sadece. Ülke içi devlet güçleri arasında da ayni farklılaşma vardır. Sanırım Ukrayna deneyimle neleri anlatmak istediğimi daha kolay anladınız.