yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSuriyenin kuzey batısından - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Suriyenin kuzey batısından – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Konulan isme bakın: Kuzey Suriyenin batı kesimi. İçeriğine gidersek, Suriyenin bir toprak parçasından söz ediyoruz. Günümüz gerçeğine yönelirsek, Türkiyenin kontrolunda olan bölge karşımıza çıkar. Dahası, yeri geldiğinde idlip yeri geldiğinde Afrin veya ötesi adıyla isimlendirilen yerleşimler var. siyasal daha da bilginenince, emirlikler, cihatçılar gibi kurumsallaşma yönündeki yapılarla karşılaşırız. Biraz pandora aralığına girince de Türkiyenin kontronda, desteği ile oluşan gerçeğe ulaşırız. Orada TC Tl birimi veya atanan yöneticilere dek karşılaşmalar olur. Yetmiyor: özellikle idlipte hangi gerici yapıyı ararsan var. öyle ki çeşivlemesi de cabasıdır. Uygurlar, Çeçenlerle başlayıp birçok ülke cihatçısını hem de ayleleriyle birlikte idlipte yakalamak mümkündür. Bunlar Esatı devirme adına başlatılan, giderek dış mğdahalelerle oluşturulan Suriyenin Kuzey Batısı coğrafyasının yeniden işkal ile genişlemesinin sonuçlarıdır..

Geçen yazımda Suriyeliler üzerine son gelişmeler dayalı kısa birkaç söz yazdım. Bu yazımda son günlerin kaçınılmaz güncelleşmeler sonucu da Kuzey Batı Suriye konusuyla konuya devam edecem. Önceki yazımda da belirtiğim gibi, ne Türkiyede nede K. Kıbrısta konuyla alakalı bilgi sıfır derecesindedir. Öylesi koşulda birden hem de “bayrak yakmadan, kamyonları engeleme” eylemleri gündeme gerince, çoğu kesim şaşkınlık yorumumlarına sarıldılar. Buda daha fazla yalana da davetiye çıkarıldı.

Kimisi, protestocuların resmen Türkiyenin destekçilerinden geldiğinin farkında bile değiler. Sözkonusu yapıların hem de Türkiyede eyitilip Kuzey Suriyenin Türkiye kontrolü siyasetin işbirlikçileri halini de tam kavramadıkları da anlaşılıyor. Ama en acısı, olayın nasıl başlayıp, bugüne geldiğini pek konuşan da yok. Tüm eksiklikler ise giderek çözümü de konuşmama ile tamamlanmaktadır.***

Türkiye, Rusyanın alan aşması, AMerikanın onayı ve planı çerçevesinde Kuzey Suriyeye girer. Sayılan ülkelerin Suriye geleceği konusunda farklı politikaları vardı. Herkes fırsatı başkası adına kulanmaya çalışıyordu. Rusya, hem Türkiyeyi batından uzaklaştırma ile Kürtlere ders verme amacı varken, Amerika Essatı devirerek bölgenin dizayin edilme hesabı vardı. Türkiye ise fırsatla gerekirse Şama olmazsa Halebe gidip yeni toprak kazanımla, ümet oluşturma Yeni Osmanlı stratejisini güdüyordu. Davutoğlu buna “stratejik derinlik” diyordu.

Böylesi kaygan zeminle başlayan Türkiyenin suriyeye girmesi, beraberinde müsaade edilen kontrolü bölgede kendi hesaıyla, sürekli kalma hamlelerine girişti. Zaten daha önce oluşturduğu gerici itifakı oraya yönetim olarak yerleştirme hızına girişti. Özellikle Afrinda Kürt nifus yerine arap ve türkmen nifusla değiştirildi. Yeni defakto ile gericilik bölgenin yeni planlamasında yerini aldı.

Tüm bunları Suriye hareketi sürerken yazdım. Bir de uyarı yapıyordum: özellikle Türkiyenin Cumhurieyt sonrası ilk deneyimli Kıbrıs örneğini direk yaşadıydık. İllhaklaşma veya kalıcılaşma politikalarını gayet iyi yaşayarak öğrendik. Üstelik garip bir tuhaflıkla, Türkiye kamuoyu eış politikayla fazla alakadar olmluyor. Hele de Türkiyenin direk defaktoyl oynadığı yerlerdeki gelişmeler adeta yasak tuzağında takılıp kalıyordu. Boşuna daha Suriye girişi olurken, Kıbrıs deneyimine de bakın demediydim..

Tüm beklenenler oldu. Kazara Akıncı Afrindeki kan dökümünü ufaktan eleştirince de bileti hemen kesildi. Bunu da yaşadık. Fakat, hiç akılda brakmadık. Oysa Suriyede farklı koşullar olsa da güdülen politik hedefler benzerdi. İşbirlikçi oluşturma, Türkiyenin fırsatlaştırıp ilhaklaştırma hamleleri aynen başlangıçta girişildi. Örnek mi para birimi TL olması gibi.. nifus yapısının ağırlıklı olarak Afrinde değişmesi. Kuzey Batı Suriyeye nifus taşınması.

Elbet böylesi ilişkiler kendi dünyasını da yaratır. Kurumsallaştıkça da değişmezliğe oynar. Kaçakçılık ve cihatcılık kültürü yaygınlaşır. Bu yasadışılıklar bazen kendi içlerinde de çatışmalar üretir. Nitekim Kuzey Suriyede Türkiye yanlısı guruplar dahi birbiriyle kaçakçılıktan alan geliştirmeğe dek çatışıyorlar. Sistem yrletikçe de en ufak normaleşmeye de direnirler. Kendilerini besleyen merkeze karşı da protesto hareketelri yaparlar. Fakat, başta TC medyası bu gelişmelere tıpkı Kıbrıstaki gibi yabancı kaldı. Örneğin üç yıl önce ayaklanan işbirlikçilerin maaşlarını TL değil de dolar istemeleri gibi konular dahi haber olmadı. Yine Türkiyenin idlipteki cihatçı kesimi koruma adına neredeyse Rusya ile dahi savaşacak duruma gelme sürecinde dahi gerçekler konuşturulmadı.***

Yukarda özetlediğim gelişmeler, son günlerde yeniden patladı. Esatla kazara görüşme ve anlaşmadan resmen Türkiyenin desteklediği işbirlikçiler rahatsız oldular. Bunu protestoyla dda gösterdiler. Bu arada ağırlıklı idlipte Suriyeli olmayan onbinlerce milis var. üstelik aylelerini de taşıyarak oraya yerleşti. Bunlar başka bir konu. Ama Kuzey Batı Suriyede yumuşama normalleşme veya Suriye ile anlaşma karşısında işkal ile oluşan yapı bakımından tehlikeli görülmektedir. Ne oalcakları ve nereye gidecekleri soruları hemen başlar. Üstelik Türkiye cihatçı gericileri koruyor ve destekliyor. Onlar için savaşı dahi göze alıyor. Önemli noktayı kimisi hala kavramadı: Türkiyenin kuzeye girişini Amerika da destekledi. Hat da çekilmesini de istemiyor. Amaç, en azından yeniden Suriyenin bütünleşmesine karşıdırlar. Temel hedef de Esatın devrilmesidir. Onun için Amerikasız tartışma da eksik kalır. Buda şimdiye dek bölgede Türkiyenin kalıcılaşma ve dıştan nifus taşıması hareketine ses çıkmamasını yaratıyor.

Fakat, sorunlar malum. Suriye saldırmasa da kendi iç dinamikleri sorun yaratmaya hazır bombadır. Son Kuzey Batı Suriyedeki protestolar bir anda oranın ne olduğunu ortaya serdi. Bizim Kıbrıs deneyimimiz bu konuları n önceden uyarmamaıza da yardımcı oldu. Birfarkla, K. Kıbrısta yeni defakto kurumsallaştırıp yasadışılık temel ilke olurken, direnen olmadı. İşbirlikçiler teslim olup karşı çıkmadı. Buda Kuzey batı Suriyeden önemli ayrışmadır. Ama yine temel kurumsallaştırma hamleleri benzerdir.

Kısaca, Kuzey Batı Suriye patlamaya hazır bonba fakat görünmez dönemi de yaşayan gerçeği ile ayakta. Karışık bir iştir. Bir kararı iki tarafın alamayacağı kadar içiçe girdi. Amerika ve Rusyanın karşılıklı duruşları ile Türkiyenin kendi alt emperyalist hedefli duruşu adeta kolay kolay düyümün çözülmemesine etken oluyor. Son olaylar ise durumun nereye geldiğini de gösteriyor. Bir demeç dahi patlama getirip kuşkuları ateşliyorsa, anlamamız gereken önem de artmaktadır. Oysa hala başta Türkiye, hala dış politikada yapılanı pek konuşmuyor. Olanları yazan da çok az. Hele Libya açılımı veya K. Kıbrıs şimdilik pandorada tutulmaya devam edilmektedir. Tarihin kendi gerçekleriyle yazılama devamlılığı da sürüyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin