Hafta sonları bazen Lefke yöresine dek gidiyorum. Ne tesadüf ki hala belirli kesimlerde gündemde tutulmaya çalışan trafik katliyamının sonrası olay erinden geçtik. Faciya şekli ile konuşmalar epey acıtıcıydı. Fakat, genel bilgiler oldukça azdı. Sadece oturulurken biçilen Pakistanlı öğrencinin kötü katledilişi duygusalığı sel gibi akıyordu.
Olay gazeteelrde mahşet oldu. Çoğu medya baş haber olarak verdi. Fakat, arada bir tuhaflık vardı. Günler geçerken olay mahkeme süreci haber olmuyordu. Bazı birkaçlık medya ısrarla olayın üstüne giderken, olayı faciya diye yazan ana akım kesim ansızın kim sorularını yanıtsız brakarcasına suskunluğa büründü. Kazayı yapan Askerdi. Katledilen ise Pakistanlı öğrenciydi. Konuları biraz bilen kesimler, korkmadan sorgulayan isimler, yargı konusunu da gündeme taşıyordu. Katliyamcının yargılanmasını söylüyordu. İnce bir uyarı vardı. Olayda sanık olanın Asker olması önceki yaşananları hatırlatıyordu. Burada özellikle Barış Kuvetlerindeki askerler yargılanmıyor. Onlar Türkiyeye gönderiliyor. Sonrası ise izlenmiyor. Örneğin Doksanlar Meljuşa öldürülme konjusunun sonucunu kimse bilmiyor. Bu denle konuya bazı ilgiler yoğunlaştı. Ne makamcılar ve nede andaş duruşlu medyalar konu hakında bilgi vermiyor. Bazı örgütler ise yargılanma konusunda eylem dahi yaptı. Fakat koltukta oturan hadt da anamuhalif kesimden net yanıtlar gelmiyordu..
Sonunda haftalara varan akıştan sonra, gelen cılızda olsa karşılık bulan sorulara ön ce polis yanıt verdi. Fakat soruları gideremedi. Sonra TC elçisi Metin bey bugün sanal medyadan açıklama yaptı. Olayın Türkiyede yargılanacağını söyledi. Sanki normal tutumdan söz ediyordu. Gerçek ise banbaşkaydı. Hele de makamcıların ve ayrgı çevrelerinin hiç dokunmama duruşları, adeta K. Kıbrıs resmi sistem gerçeğinin acı itirafıydı. Unuturuz diyenleri bir anda yaşanan trafik cinayetiyle unutulmanası gereken gerçeği karşılarına getirdi. Hamasi sarhoşluk ve koltuk sefdası konu hakında açıklama yapmas gereken yapamıyor. Yeniden K. Kıbrıs gerçeği bu defa oldukça feci trafik cinayetiyle herkesin gözünün içine sokjuldu. Yargıda dahi sınırlanmanın direk pratiği yaşandı. Üstelik ilgili ünüversite de kendi öğrencisinin başına gelene rağmen birkaç söz lütfedemedi. Artık söyleneek söz kalmadı. Zaten eşit egemenciler ve hamasi şovların sustuğu anların gerçekleri geçiştirilemeyeeği yaşananla karşı karşıya bulunuyoruz. Hele açıklamayı yapan Metin Bey durunu, kim ve kimler ikileminin de anlaşılmasına yardım taşıyan yeniden tekrarıdır.
****
Bu gelişme Lefkede yavaş yavaş bilmezliğe doğru giderken, bu defa Türkiyeden adeta bizde de olası olan gelişme yaşandı. Diyarbakır kırsalında, Mardin sınırında yangın çıktı. İlk ağızdan resmi ajanslar anız yakma sonucu yangının çıkıtığı haberi yayıldı. Fakat, ölüm sayıları yükselmeye başlayınca, bazı medayalarda bölge yaşayanları konuşmaları yaınlanınca, işler bir başka hale büründü. İnsanlar yangının anız yakmadan değil, kopan elektrik telerinden dolayı çıktığını söylüyorlardı. Bir anlamda suçlanan özeleştirme sonucu denetimle sorumlu şirketden dolayı olduğu belirtiliniyordu.
Savcılık hemen konuyla ilgili görüş belirten bazı insanlara soruşturma açtı. Tutuklanan dahi olduğu söyleniyor. Fakat, artık ok yaydan çıktı. Nitekim araştırma raporlarında resmi söylemin değil halkın söyledikleri doğru olduğu çıkıyordu. Valinin yangının anız yakmaktan dolayı çıktığı açıklaması ile şirketin hemen soruşturma açması, konunun kapatılma yönünde olduğu imajı veriyordu. Ancak, elektrik mühemdislik odası ile bilir kişi heyeti, yangının resmen telerin bakımsız kalarak, kopmaları sonucu yangının çıktığı ortaya serildi. Belgeler ve bulgular direk şirketi gösteriyordu. Denetimi ve akımı yapmadığı açıklanıordu. Üstelik, ihalelerle akım için kaynaklar da verildiği ek bilgisi ortaya serildi.
Onbeş kişi öldü. Yangında direk şirketin bakım ve denetimi yapmaması nedeni ortaya çıkıyor. Ama, yine de konu pek gelişletilmek istenmiyor. Burada hiseden hise veya kısadan hise de bize geliyor. Hani, sık sık elektrikte özeleştirme ile sorunların çözüleceğini söyleyenler var ya: bunun kanıtı Diyarbakır Mardin kırsal yangınında ders verici şekliyole yaşandı.hani durmadan makamcılarımız Türkiye diyor ya, aynisi burada olmayacağını kim söyleme şansı vardır.?