iktibasGözde BedeloğluKayyımcılık gölgesinde ‘normalleşme’ - Gözde Bedeloğlu
yazarın tüm yazıları:

Kayyımcılık gölgesinde ‘normalleşme’ – Gözde Bedeloğlu

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde DEM Parti, kayyım atanan belediyelerin çoğunu tekrar kazandı. Böylece halk, iktidarın kayyım uygulamasına karşı tepkisini en açık şekilde göstermiş oldu. Seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atamanın seçmen ve iktidar arasında nasıl bir çekişmeye dönüştüğünün örneklerinden biri Mardin. 2014’te Mardin belediye başkanlığına seçildikten sonra yerine kayyım atanan HDP’li Ahmet Türk, 2019’da ikinci kez yarışı kazanmış ve birkaç ay sonra yeniden yerine kayyım atanmıştı. 2024 yerel seçimlerinde Ahmet Türk yüzde 57 oyla üçüncü kez Mardin belediye başkanı seçildi. Mayıs ayında sonuçlanan tartışmalı Kobani Davası’nda 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Belediye başkanlığı görevinin düşürülebilmesi için kararın istinaf ve temyiz aşamalarının tamamlanması ve Yargıtay tarafından onanması gerekiyor ancak İçişleri Bakanlığı Türk’ü üçünce kez görevden alıp yerine kayyım atayabilir. Belediyeye kayyım yönetiminden 3 milyar 500 milyon lira borç devrolduğu ve en fazla borçlanan birimin belediyeye bağlı Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MARSU) olduğu açıklandı. İhalelerin önemli bir bölümünün mevzuata aykırı şekilde yapıldığı daha önce Sayıştay raporlarında yer almıştı. MARSU’ya ait 2021 yılı mali tabloların incelenmesi sonucu, kurumun borçlanmasının yasal sınırın 12 kat üzerinde olduğu ve bunun her geçen yıl artarak ileride idarenin asli görevlerini yerine getirememe riskini ortaya çıkardığı belirtilmişti.

∗∗∗

DEM’in 31 Mart 2024’te kayyımdan geri aldığı bir diğer il Van. 2014 yerel seçimlerinde yüzde 53 oy olarak Van Belediye başkanı seçilen DBP’li Bekir Kaya, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınmış ve yerine kayyım atanmıştı. 18 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan Kaya’nın görevden alınmasına gerekçe gösterilen suçlamalar arasında kamu arazilerinin PKK talimatıyla yeşil alana dönüştürüldüğü, örgütün belediye üzerinden çıkar sağladığı iddiaları vardı. Savcılık ve emniyetin İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği raporda herhangi bir kanıt bulunamadığı belirtilmiş ve soruşturma düşmüştü. ‘Örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla aldığı hapis cezası Yargıtay tarafından onanan Kaya halen cezaevinde. 2019 yerel seçimlerine kadar üç yıl boyunca kayyım tarafından yönetilen Van’da halk yüzde 54 oyla HDP’li Bedia Özgökçe Ertan’ı belediye başkanı seçti ancak dört ay sonra onun da yerine kayyım atandı. Ertan’a yöneltilen suçlamaların arasında, dönemin HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın yaptığı bir konuşmayı ‘tepki göstermeden dinleyerek terör örgütü propagandası yapmak’ vardı. İkinci kayyım dönemi 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde sona erdi. DEM Parti adayı Abdullah Zeydan yüzde 56 oy oranıyla Van belediye başkanı seçildi. Ne var ki, Zeydan’ın memnu haklarının, yani mahkumiyeti nedeniyle mahrum edildiği haklarının, Adalet Bakanlığı tarafından seçimden önceki cuma günü mesai bitimine 5 dakika kala geri alındığı ortaya çıktı. Bu gerekçeyle Van İl Seçim Kurulu, mazbatanın Zeydan yerine AKP’li aday Abdulahat Arvas’a verilmesine karar verdi. Başta oyuna sahip çıkan Van halkının protestoları ve destek veren muhalefetin itirazları sonucu, Yüksek Seçim Kurulu oy çokluğu ile Abdullah Zeydan’a mazbatasını iade etti. Göreve başlayan Zeydan, kayyım yönetimden 8,5 milyar lira borç devralındığını ve bunun 2,5 milyar lirasının Van Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne ait olduğunu açıkladı. Zeydan ayrıca 2022 yılında 400 milyon lira olan belediye borcunun, kayyım yönetiminde son bir buçuk yılda 8,5 milyar liraya ulaştığına dikkat çekti.

∗∗∗

Ve Hakkari. 2014 yerel seçimlerinde BDP adayı Dilek Hatipoğlu oyların yüzde 67’sini alarak Hakkari Belediye Başkanı seçildi. 2015 yılında tutuklandı. 2016 yılında ‘devletin birlik ve beraberliğini bozma’ suçlamasıyla 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Vekil olarak seçilen Fatma Yıldız da aynı yıl görevden alındı, ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklandı ve yerine kayyım atandı. 2019 yerel seçimlerinde HDP adayı Cihan Karaman oyların yüzde 60’ını alarak Hakkari Belediye Başkanı oldu. Ancak o da ‘terör örgütü üyeliği’ ve ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından tutuklandı ve İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla yerine kayyım atandı. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde DEM Parti adayı Mehmet Sıddık Akış oyların yüzde 49’unu alarak belediye başkanı seçildi. Akış’ın 10 yıldır devam eden davası seçimlerden iki ay sonra sonuçlandı. Fetö firarisi bir savcı tarafından yazılan iddianameyle yargılanıp 19 yıl hapis cezasına çarptırılan Akış tutuklandı ve onun da yerine kayyım atandı. Göreve başladığında, yerel seçim öncesi AKP’li adayın kampanyasına kayyım yönetimi tarafından 29 milyon 939 bin lira aktarıldığını açıklayan Akış, AKP ve MHP’li yöneticilerin işe gelmeden belediyeden maaş aldıklarını tespit ettiklerini söylemişti.

∗∗∗

DEM Parti’nin, kayyım atanan illerde seçimi kazanmış olması seçmenin iktidarın kayyım uygulamasından duyduğu rahatsızlığı açıkça gösteriyor. Mardin, Van ve Hakkari örneklerinde görüldüğü üzere bu işin karşılıklı bir inada dönüştüğü de ortada. İradesi yok sayılan seçmen sonraki seçimde yine yüksek bir katılım göstererek oyunu kullanıyor ancak seçtiği başkan kah yeterli kanıt gösterilmeden, kah konuştuğu kah konuşmadığı gerekçe gösterilerek çeşitli suçlamalarla görevinden uzaklaştırılıyor, yıllarca hapsediliyor. Üstelik halkın hizmet beklediği belediyelerin bütçeleri, Sayıştay raporlarına da yansıdığı üzere, kayyım yönetimler tarafından doğru kullanılmıyor. Sıddık Akış ile birlikte üçüncü kez uygulanmaya başlanan kayyımcılığa karşı muhalefetten gelen düşük tondaki itirazların yerini, gücünü demokrasi mücadelesinden alan, daha yüksek seslere bırakması şart. Yerel seçimlerden Türkiye’nin birinci partisi olarak çıkmış CHP’nin özellikle durumuna uygun bir özgüvenle davranması, önümüzdeki genel seçimleri kazanma iddiasındaki bir parti için olduğu kadar bu ülkede yaşayan herkes için önemli.

∗∗∗

Hukukun, kanunun, demokrasinin bir kırmızı çizgisi olacaksa onu ilk önce yargı bağımsızlığından yana çizmek gerek. Hukukun işlediği bir ülkede, Anayasa Mahkemesi’nin kararları görmezden gelinmez. İnsanlar değil konuşmadıklarından, sadece düşüncelerini ifade ettikleri için onlarca yıl hapsedilmez. Demokratik bir seçim sisteminde birisine önce aday olabilirsin denip seçildikten sonra a olamazmışsın denmez. Kusura bakmasınlar ama meşruiyetten sapma tam da böyle olur. Veriler ortada, aziz milletin doğu kanadı ısrarla sandığa gidiyor ve ısrarla seçtikleri başkanların önü kesiliyor. Belediyelerin halka ait olduğunu söyleyebilmek için önce seçimlerine saygı göstermek gerekir. Üstelik, siyasette bir ‘normalleşme’ tartışmasının sürüp gittiği bugünlerde… Görünen o ki yakın zamanda buradan olumlu bir sonuç beklemek hayalcilik olur; çünkü kendine oy kazandırmayan kayyımcılıktan yine de vazgeçemeyen, aynı zarardan aynı hatayla dönmeye çalışan, ülke için ne yeni ne de farklı bir rota çizebilen bir iktidar var karşımızda.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin