Fransa’daki erken seçim için yapılan anketlere göre, aşırı sağın esas rakibi Emmanuel Macron değil, solcu Yeni Halk Cephesi. Yeni Halk Cephesi, işçi sınıfından seçmenleri toparlamalı ve Macron yönetiminin verdiği toplumsal zararın tersine çevrilebileceğini göstermeli.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un çağrısıyla yapılacak olan erken seçimler için oluşturulan sol ittifak Yeni Halk Cephesi’nin 13 Haziran’daki açıklaması “Ulusal Birlik’in iktidara ulaşması artık kaçınılmaz değil” diye bitiyor. 30 Haziran ve 7 Temmuz’da yapılacak iki turlu seçimde, Yeni Halk Cephesi, Macron’un liderlik ettiği merkez sağ diye adlandırılan blok ve aşırı sağ ile karşı karşıya gelecek. Rekor sürede sağlanan birlik sayesinde Sol kazanabilir.
Marine Le Pen’in Ulusal Birlik partisinin 9 Haziran’daki Avrupa seçimlerini silip süpürmesinin ardından Macron’un kararıyla erken seçim çağrısı yapılması, kuşkusuz Fransa siyasetinde depreme yol açtı. Adayları Le Pen’in partisinin yarısı kadar oy alan ve toplum tarafından beğenilmeyen cumhurbaşkanı, Soldaki bölünmelerin bir kere daha kendisini aşırı sağa karşı tek alternatif yapacağını umdu. Ama yanılıyordu.
Aşırı sağ bir parlamenter çoğunluk ve başbakan riskiyle karşı karşıya kalan farklı farklı sol ve yeşil güçler, beklenmedik bir hızla tepki verdiler. Jean-Luc Mélenchon’un Boyun Eğmeyen Fransası, Sosyalist Parti, Yeşiller ve Komünist Parti, 2022 parlamento seçimlerinde zaten birlikte hareket etmişler ve ikinciliği alarak Macron’un mutlak çoğunluğuna engel olmuşlardı. Ama o zamandan beri Sol, kendi geleneksel iç çatışma dinamiklerine geri döndü.
Birlik çağrısında bulunan sokak eylemlerinin baskısıyla bu partiler, Mélenchon’un o bildik coşkulu tarzıyla ifade ettiği gibi “küskünlüklerini bir kenara bırakmaya” karar verdiler. Sadece birkaç gün sonra, ortak bir program ve adaylıkların farklı partiler arasında nasıl dağıtılacağına dair bir anlaşmayla Yeni Halk Cephesi doğdu. Seçimlerde, 577 adaylığın 229’u Boyun Eğmeyen Fransa’dan, 175 aday Sosyalist Parti’den, 92 aday Yeşiller’den ve 50 aday da Komünist Parti’den olacak. 2022 parlamento seçimleri için kurulan sol koalisyona göre, Mélenchon’un partisi 131 adaylığı kaybetti. Bu yeniden ayarlamada yalnızca her bir partinin (Boyun Eğmeyen Fransa’nın en büyük sol güç olduğu) Ulusal Meclis’teki ağırlığı değil, Sosyalist Parti’nin oyların yüzde 14.6’sını ve Boyun Eğmeyen Fransa’nın yüzde 10’dan biraz daha azını aldığı AB seçimleri de hesaba katıldı.
Paktın adı, faşizm diğer Avrupa ülkelerinde iktidara gelirken 1936’dan sonra Fransa’yı yöneten tarihi sol ittifakın adına atıfta bulunuyor. Ücretli izin gibi toplumsal kazanımları elde eden Halk Cephesi, Komün ya da 1789 Devrimi gibi Fransız solu için tarihsel bir referans.
Zafer Hayalleri
Anketler Ulusal Birlik’i, yüzde 31 civarında oyla Yeni Halk Cephesi’nden üç puan daha önde olarak hâlâ birinci sırada gösteriyor. Macron’un partisi Birlik (Ensemble), bir on puan daha geride ki üçüncü sıra onlar için gerçek bir felaket olabilir. Fransız seçim sistemi çoğunlukçudur, yani 7 Temmuz’daki ikinci turda, çoğu seçim bölgesinde sol bir aday, bir Ulusal Birlik adayıyla karşı karşıya gelecek ve “Macroncular” dışarıda kalacak.
Yeni Halk Cephesi, giderek sağa yönelen siyasal manzaranın ortasında nihayet bir umut ışığı gören ilerici seçmenlerin hevesine güveniyor. 1936’nın tarihsel ilhamını takip ederek aşırı sağa karşı ve Yeni Halk Cephesi yanında harekete geçme çağrısında bulunan büyük sendikaların desteğine de sahipler. Macron’un emeklilik reformuna karşı on yılların en büyük seferberliği olan ve Fransa’yı felç eden gösteriler ve grevlerin anıları hâlâ taze. Koalisyonun en önemli vaatlerinden birisi de “altmış yaşında emeklilik hedefini” ortaya koyarken Macron’un reformunu uygulamadan kaldırıp derhal emeklilik yaşını altmış ikiye döndürmek. Bunun aksine, Ulusal Birlik’in başbakan adayı Jordan Bardella, iş çevrelerini memnun etmeyi hedefleyen bir hareketle Macron’un bu sevilmeyen reformunu yürürlükten kaldırma vaadinden geri adım attı.
Bu defa Sağ bölünmüş durumda. Geleneksel muhafazakâr güç olan Cumhuriyetçilerin lideri Éric Coletti, Ulusal Birlik ile ittifak yapma girişimi nedeniyle kendi partisinden ihraç edildi. Éric Zemmour’un liderliğindeki Le Pen’inkinden de daha radikal olan aşırı sağcı Yeniden Fetih (Reconquête) partisinin Avrupa seçimleri adayı da gemiyi terk etti ve seçmenleri Ulusal Birlik’e oy vermeye çağırdı.
Bütün bu etkenler Solu umutlandırdı ama sonuç kesin değil. Macron’ın aşırı sağdan kopyaladığı göç yasasıyla teşvik ettiği sağa kayış, yıllarca Ulusal Birlik’in korkulan bir şey olmaktan çıkma stratejisine yaradı. Geleneksel sağın bir kısmı doğrudan Bardella’nın safına geçerken diğerleri de hiç değilse ona oy vermeye hazır hale geldiler. Bunun bir örneği, Cumhuriyetçilerin Avrupa seçimlerindeki baş adayı François-Xavier Bellamy’nin, 7 Temmuz’daki ikinci turda Sola oy vermektense Ulusal Birlik’e oy vereceğini söylemesi oldu. Bellamy, iki turlu seçimlerin ikinci turunda Halk Cephesi’nin merkez sağ partilerden “anti faşist” destek bekleyemeyeceğini gösteriyor. Fransız siyasetinin ve toplumunun yıllar süren Sağa kayışının ardından, çoğu geleneksel muhafazakâr kadro ve seçmen, Le Pen’in ırkçı partisindense Boyun Eğmeyen Fransa’yı içeren bir sosyal demokrat koalisyondan daha fazla korkuyor.
Sol, rekor bir sürede birliğe ulaştı ama bir zafer durumunda hükümetin liderliğini kimin alacağı gibi engeller hâlâ duruyor. Halk Cephesi içerisinde en çok parlamentere sahip olacak Mélenchon, daha merkezdeki seçmenler arasında güçlü bir karşı çıkışa yol açıyor ve dolayısıyla bir uzlaşma adayının aranması muhtemel.
Ama bu tartışma bile tali görünüyor. Sol liderler, 1936’nın başarısını tekrarlamak ve bir aşırı sağ hükümet felaketi ihtimalini Fransız siyasetinde toplumsal ve yeşil bir değişim umuduna dönüştürmek için seçmeni harekete geçirmeye odaklanmış gibi görünüyorlar. Aşırı sağın durdurulamaz gibi görünen yükselişiyle travmatize olan Avrupa’da bir umut ışığına çok ihtiyaç var.
17.06.2024
Çeviri: Kontra Salvo