yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKısa gezintilerle haftanın geçişi - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Kısa gezintilerle haftanın geçişi – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Mayısın son haftasına giriyoruz. Artık, yazıyı yazdığım an, pazarın gecesine ulaştı. Yeni haftayla da Mayısa elveda diyeceğiz. Karşımda adeta Ankaranın havası var. Pazar günü olmasına rağmen Tandoğan meudanındaki CHP emekliler mitingine epey katılım vardı. Çığrından çıkma sürecine doğru gidildiği izlenimi var. hem de Pazar günü mitink yapılıyordu. Oysa K. KIbrısta hangi konu olursa olsun, böylesi etkinlik yapmak zor. Hafta ortası tercih edilir. Bizde cumartesi, hele de Pazar günü siyaset donar ve hafta başını bekler. Tabi ki dünkü gibi olmazsa: çünkü, dün Cumartesi günü Omorfo alışmadığı bir durumla karşılaşıyordu. Türkiyeden gelen Kıbrısla sorumlu makamcı, orada bulunuyordu. Bildik havalar esiyordu. Bol bol hamasi vem müjdeler birbiriyle yarışır haldeydi. Nedense böylesi koşullarda bolca konuşulan Narenciye falan da ahalinin aklına gelmiyor. Hep yapılan “güzel işler ve gelecek refahtan” söz edilir. Kimse hatırlamaz elbet Yetmişdört sonrası Orofodaki zengin hayatı. Hat da seksenler sonun dek yine de K. Kıbrısta en canlı yerleşimlerden biri Omorfoydu. Hele de Mağusayla geleleri hiç kıyaslanmazdı. Ama Cevdet bey adamıza geldi ve tükenen Narinciye müjdeli birşeyler söyledi.

Yetmedi, K. Kıbrısın da başka resmi dahan ileriye giden boyamasına kavuştu. Hak İş K. Kıbrısta şube açtı. Sendikal şube gibi olan açılışta resmen ilhaklaşma politiğin emek açılımının da gerçeii yansıyordu. Bunlar bir anlamda bizim gerçeklerimizin dışa vuran normal şekileriydi.

Oysa K. Kıbrısta hafta hep Hayvancılarla alakalı eylem çeverisinde dönmeğe uğraştı. Bazen birbirini tutmayan açıklamalar da oldu. Restoranlar birliği gibi… Belli ki haftaya girerken, iki günlük enerji toplaması sonrası gündem yine devam edecek. Hayvancı eylemi belli ki bazı talimat havalarıyla da başka noktalara da kaydı. Eylem sonrası bunları da değerlendirirken aktaracam.

Fakat, K. Kıbrısla alakalı kendi gerçeğinin de haberleri oldu. Konyalı bir şirket Türkiyede Mesarya arazilerini satışa çıkarıyor. Bir yıl önce hamasi şaşalarla alınan AdaYetmişdört gemisi iflasla satışa Mersinde çıktı. Hanasi makamlar şimdi satışta dahi rolleri neden oluşu sorusu da yok. Dikat ediniz, Mesarya toprakları ve Adayetmiştört gemileri Türkiyede satılıyor. Kimse neden falan da sormuyor. Öyle ki gelinen tehlikeli gerçek de görünmezliğe sokulduğu sanılıyor.

Tam da bunlar haber gibi dahi yerini almadan geçip giderken, başka haber de Ercan Hava alanında Kazino açılış bilgisi yayınlandı. Kumarhane gerçeğimiz her yönüyle ülkemizi ahtapot gibi saracağı gerçeği hava alnını dahi sisle kaplatı. Üstelik ilginçtir; hava alanı hikayeleri hiç bitmeyecektir. Bağışlanan vergiler, verilen hibeler, aksaklıklar ve nicesi elektrik borçları silinmeleri mi dersiniz, adeta sorunlar yumağı içine kazino da sokuldu. Adaya girmeden kumar oynama mı dersiniz, onu da size brakıyorum.****

Cevdet bey cumartesi adamızdaydı. O burda konuşurken, ayni Cumartesi kavramı Türkiyede Galatasaray meydanında oluyordu. Bininci haftasına girilen anmalar epey acıtıcıydı. Cumartesi anneleri adeta yakın tarihin karanlığına çiçeklerle andınlatırmaya çalışıyordu. Bir ananın dediği gibi “biz karanfilerimizi meydana değil, evlatlarımızın mezarlarına brakmak isterdik”… bu anlamlı durumdu.

Yirmidokuz yılın adeta kayıplar mücadelesinin aynasıydı. Fayilerin bilinip de yargılanmadığı, mezarların bilinip de bilinmez kılınan acı çığlığın tarihi idi. Ama Cumartesi günü Cevdet bey bizimkilerle atıp tutuyor. Şanlı tarihten başlayıp karşıta mesajlar yağdırıyorlardı. Omorfolulara da adeta gerçeklerin üstüne hamasi şerbet içmeleri merasimi apıyorlardı.****

Türkiye ise yumuşama ve rahatlama laflarıyla oyalanırken, peşpeşe gelen hamleleri de biranlıkla öteine devrediyordu. Bazısı Yargı paketi gibi yasalarla gündeme gelirken, bazısı da kararnamelerle veya yönetmeliklerle de Erdoğanın gücüne güç katılıyordu. Emekli askerlerin konuşma durumlarından tutun seferberlik ilanını tek adamın dudağına getirme gelişmeleri birbirini kovaladı. Daha anlamadan öteki çakıyordu. Tabi marif prokramı veya sinan Ateş katliyamı gündemden düşmüyordu. KObani ise varsın sadece Kürtlerle sınırlı kalsın havasındadır. Bunların hepsi buraya da geleceği de kesin. Hele yargı paketindeki şu ajanlık hikayesi zaten var olanın daha da  genişlemesidir. Karşıta zaten yeri geldiğinde dış ajan denilirdi. Ama şimdi üstüne suç da ekenip kulanacağın kelimden potansiyel dış ajan olma yasalığı da getirilme durumunda.

Bunların yanına Reyisi ölümü ile oluşan tartışmaları da eklemeden olmaz. Kazanın oluş şekli, bindiği helikopterin oldukça eski oluşu ile olaydaki ülke iran olunca, herkesin bilmeden dahi konuşacak bol  bol kaynak verip atma şansı da yaratı. Tabi bir farkla: K. Kıbrısta bu konuda tıpkı öteki Türkiye gelişmeleri gibi yer bulmadı. Onun için Hak İş yetkilieri de Cevdet  ey de burada dilediklerini atıp söylediler. Aynen de kul aşkıyla da karşılık buldular. Bir anlamda moral buldular. O Türkiyenin gerilim havasından birden şenlik konumunda diledikleri gibi rahatladılar. Haftamız da böylesi babzı gelişmelerle akıp son haftaya ulaştı.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin