yaklaşımlarÖzkan YıkıcıMengenede sıkışıp daralan dış politika gerçeğimiz - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Mengenede sıkışıp daralan dış politika gerçeğimiz – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Türkiye seçimlerinin üzerinden nerede ise bir hafta geçti. Kutlayanlar ve düşüneler belli ki epey sayıya ulaştı. Hem diplomatik gelenekle kutlayanlar hem de tek adam siyaseti yerine seçenek de olası ikileminin de çıkmasıyla, resmen olaylara bazı ek bakış yorumları da eklendi. Son TC seçim sonuçları tıpkı iç gelişmelerde olduğu gibi, Türkiye konuşulurken birçok güç artık tek kişiye görte değil, değişik olasıkları da yorumlamaya başladı. En basitiyle, Türkiye eşitdir Erdoğanla odaklatılan Rusya siyasetinde dahi, artık seçenek kelimesi de eklend. Bu ister istemez sistemin yaklaşımı kadar, Türkiyenin de dış politik eksenini etkileme potansiyeli vardır.

Buraya bir fark koyacam: K. Kıbrıs hariç. Hem de tam da Ersin Tatar Güvenlik KOnseğinde görüşme yaparken, Kıbrıs konusunda adet yerini bulsa da yeniden görüşme koşulları araştırıldığı bir anda Türkiyedeki seçim sonuçları geldi. Bunun en azından, onca Türkiyeleşme gerçeğimizde varken, bazı hamlelerin olması da olasıydı. Fakat, olmadı. Nedense kutlama veya başarı dileme dahi resmi partilerce yapılmadı. Oysa başta koltukçular eğer yere seçimde hem de istanbulu da AKP alsaydı, hemen kutlama yarışına girecekleri de kesin. Bunu bir yıl öncesi yapılan seçimlerde direk zaten yaşadık.

Sömürgeleşme gerçeğimiz ve işbirlikçiliğin buna bağlı olarak geldiği nokta, istemesek de konuşmasakta bu mesajı veriyor. Çokmkötü kuyruğu kaptırdık. Sarı öküz falan değil, herşeyi kaptırıp da koltukta sefa sürme saltanatına ulaştık. Öyle ya Tatar Nivyorkta Güvenlik KOnseği yetkilileriyle görüşürken, K. Kıbrısta hem de Omorfoda gelen Cevdet bey ile Metin beyin başkanlığında yapılan iftar yemeği ile “müjdeler” epey yer buldu. AmaKıbrıs konusundaki görüşmeler ilgisizlik dünyasında dolaşımda. Ne yayzık bu defa Zıplamacılar ve Foncular da ses vermedi. Guterese mektup yolama, destekleme zıplama eylemleri yapılmadı. Bunları brakın, açıklama dahi normal halde olmadı. Böylelikle zemin ararmış noktasındaki Guterese mesaj verildi. Gelecek baskı yoksa, öyle görüşme falanla zaman harcanmaz. Tam da ayni zaman akışındaki Omorfo iftar yaşananı da yolun hedefini de gösteriyordu.

Tekrarlayalım: Türkiyede yerel seçimler üzerinden bir hafta geçti. Türkiye devleti hala bazı manevra oyunlarıyla kaybettiklerinin ufak kısmı olsa da geri alma dalaveralarında dolaşıyor. Kars oyunu, Kütahyadaki zorlama ve Hatay manevrası başarısıyla kazancı en az azalatıp moral peşinde. Ama dış dünyada etki yaratığı da kesin. Artık ister batı, ister Rusya ekseni, isterse Ortadoğu her yerde Türkiyede Erdoğanın değişebilme olasılığı seçeneği ile siyasal ayarlar da yapılma düşüncesi şimdiden canlandı. Elbet Türkiyenin politikası değişmedi. Haht da bu kafayla CHP de değiştirmeyecek. Örneğin, hala CHP K. Kıbrıs gerçeği, Kuzey SUriyedeki oluşturulan yapısal cihatçı yapılanış, Kuzey ırak müdahale hesaplarına karşı çıkmıyor. Yalnız: eğer sözü geçeceğine inansam, CHP Dış politika temsilcisi olan ilhan Uzgelin iyi niyetli olup resmi idolojiden farklı görüşleri olduğunu biliyorum. Onun için de sesiz duran veya umurunda olmayan muhalif ve enzer kesimlerin İlhan Uzgel ile ilişkiye geçip, CHP içinde bbazı şanları denemeleri iyi olur. Fakat, buna kimse şimdilik cesaret etmiyor. Çünkü, başta CTP ve özellikle lideri gözlerini sayraya çoktan dikti. Teslimiyeti de çekti. Onun için K. Kıbrısta hükümet olmanın AKP cenderesinden geçme gerçeği sonucu muhalifler de en azından Kıbrıs konusundaki görüşlerinin eşitdir CHP olmayan Uzgel ile konuşup kamuoyu yaratma hamlesini çoktan başlatmaları kesin. DEM partisini söylemiyorum. Çünkü buradaki parlementer muhalifin öyle bir niyeti yok. DEM partinin daha odaklı görüşlerine rağmen, koltuk alma hesabıyla dikate hiç alınmıyor.

Değişmeyen gerçek; tekrardan K. Kıbrıs Türkiye denklemini yaşıyoruz. Bir farklı katgıyla, bu defa görüşme niyetinde dahi kamuoyu yaprak kımıldatmıyor. Eskiden beyenmeseler de liderlere cesaret denilip zıprarl-ken mektup yollarken, şimdi onlar da olmadı. Öyle bir yere gelindi ki yapılan Tatarın görüşmesi dahi medyalarda mahşetleşemedi. Sadece Tatarın atışları ve anlaşılmaz kelimeleri resmi ajansta akıp gitti. Fakat, dünya tam aksine, Türkiye yerel seçimleri sonrası Türkiyeyi tartışıyor. Tek tip iktidar değil de değişebilme olasılıkla daha bir yeni öğelerle gelecek yorumları gerçekleştiriyorlar. K. Kıbrıs ekseninde ise bunlar yok. Omorfodaki kendi yetkilileri değil de Türkiyeden gelen cumhurbaşkanı yardımcısı ve elçisinin “yapacağız” dediklerini algılıyor. Nedense Omorfolular narenciye krizini veya olan ünüversite rezaletini gelen kesime aktarmadılar. Kimisi de ünüversite soruşturmasının dondurtulup açılımının engelendiğini de ekliyor.

Halkın sohbetlerinde ise daha basit somut duruma dokunuyor: daha dün toplama parti DP içindeki kapuşari makam taleplerini söndürme yangıcısı gibi gelen bakanı gördüler. Hükümetin bozulmayacağını da söylemekten çekinmediler. Atanan ve dosyalarıyla dolaşan üstelin de istikrar ile ikibinyirmiyedi” demesi de adeta kapuşari kavgasına neşter vurulduğu algısı da yaygın. Tek söz edilmeyen, Tatarın görüşmelerdeki talepleri ve K. Kınrıstaki rezaletlerin nedenleri ile çözümleridir. Değişmeyen Kınrıs politikası ezberce dokunuldu.

Dünya TC seçim sonuçlarıyla yarınları yorumlarken, bizde bağlılık ile istikrar deniliyor. Hem de Kınrısla alakalı görüşmeler ta AMerikada yapılırken, bunlar bir anlamda Türkiye grçekleri ile K. Kıbrısta şekillendirilenlerin toplam yaşam yansıyışıdır. Dış politika mı: zaten çoktan teslim edildi. Sadece Rum sövgüsü ile en kirli işlri yapmaya devam kalıyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin