Türkiyede yerel seçimlere günler kaldı. Hafta sonu ülke çapında yerel seçimler yapılacak. Ayni zamanda mart ayının da son günü ile çakışıyor. Yeni 1 Nisanda hangi gerçekler ve şakalarla karşılaşacağımız konuşmaları ise endişeler içinde. Şimdiden en azından ekonomik gerilimlerin artacağı, rejim için yeni döngüye girileceği kesin.
Yerel seçimlere günler kaldı. Klişeleşen isme rağmen, pratikte yerel değil resmen devletin tüm gücüyle taraf olduğu ve karşısında darmadağın muhalefet ikilemli koşularla zaman sonuna doğru geldi. Öyle ki alışılmamış birçok teknik, resmen sahada uygulandı. Sanırım bugün Birgün gazetesindeki Timur Soykanın makalesini okuyanlar, seçim kaydırma olayında askerin dahi nasıl kulanılma buluşlarıyla da biraz şaşırma geçirecek. Tüm bakanlar sahada. Tarafsız yeminli Erdoğan ise il ili geziyor ve tehtitleri çekinmeden atıyor. Onlara oy vermeyeceklere hizmet gitmeyeceğini açıklıyor. Kocaman saray harcamalarını savunup onca bühük konvoyla meydandan meyddana geçerken, yaratığı uçurumu da para yok diye savunmakgadır. Daha dün tüm sıkmalara karşın kaçınılmaz şekilde faşizler yükseltildi. Piyasaya da yeni dövizler sunarak adeta para sıkma ekseninde kalınmaya çalışılınıyor. Ama artık devlet kendisi meydandadır. Jandarma komutanlarından bakanlarına herkes meydanda. Hele son günlerde İstanbul iyice sanki Türkiye ikili savaş alanı siyaseti gibi yaşatılıyor.
Bunlar elbet bize yapılan seçimin adı yerel olsa da uygulamada otoriterleşen rejinin nansıl probaganda aygıtlarını kulandığının kanıtlarıyla yaşanmasıdır. Tabi probagandada atma tutmalar ve küfre varan sözler de işin cabasıdır. Sahte videyolar veya uyduruk idiyalar alır başını gider. Tarikatından jandarmasına meydanlarda rollerini alıyorlar. Buna da demokrasi deniliyor. Ama öteki gerçek de var: tüm bu baskılama ve yalan sürecine inan ve alkışlayan rızalaşan kitleler de var. öyle ki yapılan doksanların veya atmışların eserini dahi “biz yaptık” açık yalanına dahi ilgili şehir kitle izliyecisi alkışlamaktan geri durmuyor.
Muhalefetin önemli kesimi de bu gündemin peşine takıp, aslında yukardaki tesbitimizi de gerçekleştiriyor. Seçileek belediye değil de atılan yalan, uygulanan baskı politikası gibi belirlenen güncelikle tartışmalar sürüyor. Fakat bu olay başka bir ülkede hele de batılıların biraz beyenmediği ülkede olsa, batılı medya hemen “demokratik değildir” sesini yükseltecektir. Fakat Türkiye olunca durum duruluyor.
Sonuçta günler kaldı. Seçimler yapılacak. Ama iş ondansonra daha da bilinmezlik dergahına çevrilecek. Bir Nisan günü nasıl bir dünua ile karşılışacağı soruları daha seçim bitmeden belirli kesimlerde konuşulmaya başlandı. Rejim elbet oluşacak seçimsiz arayı deyerlendirmeğe hemen girişecek. Anayasa tartışmasından tutun ekonomik altüstlerin sertleşmesi en kolay tahimindir. Belirli kesimler de kendilerine yönelik beklentileri var. fakat hala konuşturulmayan dış politika da var. son Irakı resmen döver şeklkindeki ziyaretler ve açıklanan kararlardan tutun, Kuzey Suriyedeki her an patlamaya hazır bonba şimdilik iç seçim ağında pek karşılık bulmuyor. Ama Amerikan stratejisinden bölgesel hegemonya karmaşasında belli ki Ortadoğu kaynarken buharlaştıracağı durumalr da potansiyel hazırlandırılmada.
Bunlar Türkiyede gelişerek yaşanıyor. Buraya direk etkielri de olacağı kesin. Ama burada şimdilik brakın geleeği en basit TC seçim süreciyle alakalı haber dahi pek yapılmıyor. Sadece birkaç kanal resmen AKP lwhinsw videyolar yayınlıyor. Ama sorasınız, onlar tarafısızdır ve Türkiyenin içişlerine karışmıyorlar. Halbuki son diploma sgandalında da olduğu gibi olaya YÖK el koydu. K. Kıbrısta YÖK kurumunu dahi unutturulanlar da övgüyle karşıladı. Türkiyedeki yYÖK gerçeğini görmezden geldiler. Nedeolsa koltuk bekliyorlar. Ne acıdır bu durumunTUfan bey de tekrarlıyor..
Türkiyede yerel seçimlere günler kaldı. Ama şimdiden konu rejim gidişatıyla yerine oturtuldu. Daha acısı zorunlulukla stratejik oy ve devlet ikilemli eksenlerin oluşmasıdır. Birçok konu yerel seçim ve genel politika karışımlı olmasına rağmen beklenen gerçekler de fazla öne çıkmadı. Tam aksi atmalar, en kocaman yalanlarla taraftarlara mesaj veren devletin kendisidir. Tabi yerel seçim sonrası ençok konuşulmayan başlayan konulardan biri de Kürtler. Kimisi görüşme beklerken, önemli mesajlar ise Türkiyede tam net olmasa da ırakta ve SUriyedeki Kürtlerin başına eğer izin alınırsa epey kanlı hesaplaşmalar bekliyor. Bunu ben değil yapılan görüşmeler, kurulan itifaklar ve bölgesel ülkelerin de kendi tutumlarıyla ne yazık uyarı şeklinde belirtiliyor.
Ya K. Kıbrıs mı: hala olayın hiç farkında değil. Ama şuna dahi dikat edilmiyor: burada bulunan bazı TC insanlarının oradaki yerel seçim için nedenli kulanılacak kuşkuları da var. istemesek de en azından terminalerde TC kökenli bazı kesinler konuşuyor. Hele Metin Bey epey tecrübeli.
Kısaca, yerel seçimlere az kaldı. Yeyrel dışında ne ararsanız var. yalan, asker, oy kaydırmalar, tüm devletin tek traflı sokağa çıkmalar, hepsi toplamda mevcut. Güvenliği koruyacak, tarafsız kalması gerekenler, tarafcıl olarak ordan oraya savruluyor. Bir rejim gelecek havasın hertürlü esrumanla yaratıldı. Ama seçim sonrasında neyle karşılaşılacağı kuşkuları da seçim yaklaştıkça daha da artıyor. K. Kıbrıs ise tüm ağırlığı yaşayacağı kesinken, en azından bilgilendirme dahi yapılmıyor. Sadece KOkltukçuların yalakalı koltukta kalma havaları esiyor. Ama fayizin dahi yükseltilmesiyle ilk kıvılcımların burada yangına doğru dönüşmesi dahi uyarı yapmaya yetmedi. Bu koşulalrla hem mart sonu hem de yerel seçimleri hafta sonunda karşılayacakken, uyanacağıjız yeni Nisan ayında sarsıntılarla mutlaka heycan duyulacaktır.