yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSon Gazze kararıyla Güvenlik Konseyi üzerine - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Son Gazze kararıyla Güvenlik Konseyi üzerine – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrısta yaşamanın önemli uluslararası bilme zorunluluğu olan kurumlardan biri de Güvenlik Konseyidir. Hat da Güvenlik Konseyi ile B.M. genel kurul farkını da göz önünde tutma zorunluluğu da önemsenmelidir. Kıbrıs konusu konuşulurken de hep Güvenlik Konseyi kararları diye adeta kaçınılmaz kulanımdır. Bu nedenle G.K. konusunda çıkan kararlar veya takınılan tutumları bazen önemsemek oldukça önemlidir. Son Gazze katliyamında takınılan tutumlar ve en son karar üzerinden oluşan beklenti ve şımarıklıklar, konuyu en azından bir makalede deyerlendirme zorunluluğu getirdi.

Uluslararası kararlar ve G.K. kararları denilince, uygulanır olan evrensel hukuk bakımından önemlidir. Biraz G.K. kararlarını bilen, ayni zamanda uygulanmak zorunda olduğunu da mutlaka bilir. Fakat G.K. kararlarına belkide en aykırı ayrıcalık Filistin kararlarıdır İsrail deveti yasalığı dışında hiçbir denecek durumda uygulanmamnası da tesadüf değildir. Kıbrıs konusunda ise birçok G.K. kararıyla şekillenme olduğu da malumdur. Sadece çözüm denilip uygulanamayan parametreler dışında.

Son günelrde G.K. yeni bir kararıhla tartışma zeminine çekildi. Gazzede acil ateşkes ilanı kararı onca engelden sonra ondört evet ve bir çekimser oyla kabul edildi. Sadece uygulanacağı tarih yok. Ama “acil” kelimesi de biran önce ygulanma kısıntısı da var.

Bakıldığı zaman karar kesin. Üstelik çoğunu şaşırtan ABD daha önce tüm ateşkes kararlarını uygulanmasın diye veto ederken, bu defa çekimser kaldı. Bazı konuya hakim kesim, aslında yine veto kulanacağı, ama yaklaşan seçim nedeniyle Baydına karşı Amerikadaki belirli kesimlerin seçime gitmeme tavrı nedeniyle “bal çalma” olarak anlaşıldı. Nitekim yanılmadılar.

Amerika çekimser kaldığı G.K. karı sonrası oluşan olumlu havaya hemen sis koydu. G.K. kakararının tasviye amaçlı olduğunu açıkladı. İsrailin uyup uymama durumunda olduğunu bildiriyordu. Zaten şımarık ve Güvenlik Konseyinin bağlayıcı kararlarını hiç uygulamayan İsrail, ilgili karara uymayacağını zaten belirtiyordu. Böyelelikle G.K. genelde bağlayıcı kararlar alan uluslararası hukuk deyeri konulan G.K. açıkça ABD ve İsrail tarafından takılmadığı havası yaygınlaştırılmaya başlandı. Buda oldukça tehlikelidir.

Hatırlayın, Türkiye KIbrusa çıkarken iki kez hareket gerçekleştirirken, G.K. kararlarıyla ateşkes ilanına hemen uydu. Hat da ikinci başlayan hareketin uzaması için TC kisincerin de önerisiyle fazla konuşarak hedefe ulaştıktan sonra ateşkes ilan edilmesini de sağladı. Onun için G.K. kararları bağlayıcıdır. Sadece İsrail buna uymadı. İki devletli Filistin anlaşma kararı sadece İsrail kurma yoluyla gerçekleşti. G.K. kararları genelde Filistin konusunda sorgulanıyordu. Alınan kararlar eleştirilse de uyulurdu. İlk dencek son dönem kararıyla İsrail uymayacağını Amerika da bağlayıcı olmadığı açıklaması geliyor. Buda uluslararası hukuk cümlesinin hem de en güçlü kesim tarafından nasıl tahrip edildiğinin acı kanıtıdır.

Son dönemde kurulan sistemle oluşan uluslararası yapılar hem de Amerika tarafından nasıl yerlebir edilme örnekleri kabarıyor. Salt G.K. değil ticariden tutun öteki alanlarda da ABD kendi koydurtuğu kuralları yerlebir ediyor. Buda Neoliberal süreçteki sistemdeki aşmazlığın nemli gelişmesidir. Son G.K. kararı salt ateşkesle açıklanamaz. Dünyanın hem de aykırı dediği soykırım yapılmasını engeleyemeyen kurum olarak da anılma sürecinin çizgisini çoktan aştı. Nitekim son kararı bağlayıcı değildir diye niteleyen ABD temsilcilerine kurum kesimleri dahi karşı çıktı. Yazılı ve pratik uygulamalarla yanıtlar verildi. Ama sorun hep şurda tıkanıyor: kurulduğu andan beri hem de G.K. kararıyla yasalaştırılan İsrail, kendini hukuki zemine koyan G.K. kararlarına uymadı. Ne işkalden vazgeçti, ne yerleşimleri durdurdu nede son Gazze soykırım konusundan rahatsız oldu. Bunu İsrail temeli politik hedeflerin adeta aynası olaraksundu.

Kısaca, son G.K. kararı biraz nefes alır gibi hava estirdi. Ama İsrail durmadı. Çekimser kalıp kararın geçmesini sağlayan Amerika ise süpergüç şımarıklığı ile kararın bağlayıcı olmadığını belirti. Kendi ayağına değil aslında kalbine yakın kurşunu sıktı. Bu bize sistemin ezber uluslararası hukuk kriterlerinin bizat savunanların, kendi sistemlerini koruma amacına rağmen nasıl çiğnediğinin acı kanıtıdır. Gelinen aşamayla kapitalizmin darmadağınıklığa doğru gidişina sinyalidir. Bakalım bu pervasızlık ve yalan probaganda ağı nereye dek gidecek.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin