Arjantin seçimleriyle seçilen Miley dönemi senenin sonunda yaşadık. Öyle yaşadık ki daha gelirken direk verilen sınıfsal vahşi kapitalist prokram, Amerikanlaşma ile faşist yasal geçiş açıklamaları, belli ediyordu ki bu ülke çok gelişme ve konuşulma cenderesine dek gelecekti. Öyle de oldu. Arjantin daha Miley dönemi başlarken rotayı direk ABD eksenine koydu. Önerdiği yasalarla da başta sendikaları sokağa çağırıyordu. Arjantindeki güçlü demokratik muhalefet, sokakta direnileceğini de belirtiyordu. İkili siyasal uçurum ayni zamanda dış politik tutumlarla daha da derinleşiyordu. İsrail yanlısı, İMF merkezli ve Amerikan hegemonik çizgi, en başta öteki Latin Amerika sol yönetimleriyle de farklılaşma tutumları yaratacaktı.
Miley başlarken, ilk ekonomik paketiyle hemen sokakları da ısıtıyordu. Sert protestolara rağmen işçi haklarını kısacak, bazı hakları yok edecek paketi parlementoya sundu. Ayni zamanda prokramına uygun israili de ziyarete çıktı. Filistin dengeli politika yerine faşist düşüncesine uygun Metanyahu ile el sıkışıp ortak projelerle yolandı. İki önemli bonba atıyordu. Kongreye işçi haklarına da direk budama getiren torba yasa ve israile gidip yeni dış politikadaki tutumunu yansıtacaktı.
İlk darbeyi de kongreden aldı. Gönderdiği torpa yasa ret edildi. Hafta sonu Arjantinde sokaklarda protesto yerine bayram vardı. Kutlamalar birbirini kovaladı. Ezilen kesim adeta Mileyin ilk hamlesini şimdilik parlementoda durdurdu.
Miley bu haberi israilde aldı. Ağlama dini duvarında ağlayarak karşıladı. Buda başka görünüm haline getirildi. Fakat, yine de faşist Miley israilde de Metanyahu ile kucaklaşırken, elçiliğini tıpkı ABd gibi Kudüse taşıyacağını açıkladı. Bir anlamda Filistin politikasına onaydı. Amerika ise önemli bir ülkenin pratikte desteğini alıp Kudüsün israilin başkenti oluşu yoluna devam ediyordu. Hem de Gazee katliyamlarının sürdüğü anda.
İslam ülkeleri veya Türkiyeden değil, ilk tepki de Hamastan geldi. Şimdilik, yazı yazılırken kendine Filistin başkanı diye dünyada tanıtan Abastan ses gelmedi. Hamas ise sert demeç veriyordu.
Mileyin daha ilk ayları. Fırtınaddan başladı. Bir anda ekonomik paketi ve dış politikada faşist eksene oturma tutumları epey yankılı oldu. Bir anda torba yasayla hakları kaldırtıp sermaye hegemonyasını daha vahşi sürdürme kanun değişimine girişti. Dış politikada ise israile müjde gibi Kudüse elçiliği taşıma haberi duyuldu. Bunlar Mileyin epey tartışmalarla dolu dönemin geçeceğinin işareti. Ama, şöyle soru da var: Parlementoda tutumlar nereye doğru gidileceğinin kuşkularıyla da dolu. Sağın tüm kesimleri Mileye destek vereek mi?
Kısaca, Arjantin çok hızlı gelişmelerle çalkalanıyor. Yeni faşist lideriyle hemen girişime başladı. Arjantin direnç kesimi bunu durdurup durduramayacağı ikileminde. Parlemento sokak ve saray arasında dengeleri nasıl kuracağı merakı da oluştu. Mileyin partisi çoğunluğu sağlayamadı. Çoğun AB ülkelerinin aksi bu defa merkezi denilen sağ sol direncin yanında kalıp kalmayacağı itifak meselesi de var. Burada sokak direnci ile başkanlık ikileminde çok parçalı parlemento noktasında da epey sarsıcı gelişmenin yaşanması da sürpriz olmayacaktır. Tıpkı seçimlerde faşizme karşı olduğunu söyleyen sağ politikacıların ikinci turda Mileyi desteklemeleri yaşananı da varken.