Saray’ın tüm adamları Ortadoğu’da. Bir ziyaret bitmeden diğeri başlıyor. MİT Başkanı dönmeden Dışişleri Bakanı gidiyor, o yoldayken Savunma Bakanı ve Genel Kurmay başkanı soluğu bölgede alıyor. Bağdat’tan Trablus’a, Erbil’den Beyrut’a yoğun bir diplomatik trafik söz konusu.
Bu yoğunluğun nedeni anlaşılmaz değil. Ortadoğu’nun siyasi-jeopolitik fay hatlarında hissedilmeye başlanan irili ufaklı kırılmalar, aktörleri harekete geçiriyor. Yeni Osmanlıcıların da tam saha pres ile Ortadoğu’ya çıkarma yapmalarının nedeni, bölgede yaşanan askeri-siyasi hareketlilik.
İlişkilerin resetlenmeye çalışıldığı Amerikan emperyalizminin kendilerine alan açmasıyla yeniden Ortadoğu sularına dalan AKP iktidarının adımları Washinton’ın bölgesel planlarıyla koordineli.
Ortadoğu’da yeni bir düzen oluşturmaya çalışan Beyaz Saray, bunun için iş tutacağı aktörlere ihtiyaç duyuyor. Siyasal İslamcı rejim de bu göreve gönüllü. Ancak bunun için iktidarın yerine getirmesi gereken ödevler var.
YENİ ROLLER, GÖREVLER
Son bir yılı aşkın süredir “normalleşme” adımlarıyla kendisine Ortadoğu’da alan açmaya çalışan AKP iktidarı, istediğini alamadı. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve İsrail ile ilişkiler kurulsa da yeni Ortadoğu denkleminde söz sahibi olunamadı. Hamas-İsrail çatışması bir nevi iktidarın imdadına yetişti. Saray rejimi yeniden Gazze üzerinden rol kesmeye başladı ancak bunda da başarılı olamadı. Suriye, Irak ve Libya’daki fiili pozisyonunun korunmasından öteye geçilemiyor.
ABD’nin bölgesel stratejisi Türkiye’nin Mısır’dan Libya ve İsrail’e ilişkileri yeniden tesis etmek gerekiyor. Erdoğan’ın 14 Şubat’ta Mısır’a gidecek olması, Hakan Fidan’ın Libya açıklaması, bakanların Ortadoğu turları hepsi yeni yönelime, üstlenilmeye çalışılan rollerle ilintili.
15 GÜNDE DEVRİ ALEM
Saray rejiminin bakan ve yetkililerinin son 15 gündeki diplomasi trafiğine bakalım.
6 Şubat: Güler-Gürak Bağdat’ta: Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak Bağdat’a gitti. Görüşmelerde Ankara’nın Bağdat ile ilişkileri, Ortadoğu’daki gelişmeler ele alındı.
7 Şubat: Güler ve Gürak Erbil’de: Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak Bağdat’ın ardından Erbil’e gitti. Güler ve beraberindeki heyet, IKBY Bölge Başkanı Neçirvan Barzani, Başkan Mesud Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani de ile bir araya geldi.
7 Şubat: Hakan Fidan Libya’da: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Libya’ya gitti. Fidan, “Bingazi’deki Başkonsolosluğumuzu tekrar açma kararı aldık, onu yakın zamanda açacağız” dedi.
28 Ocak: İbrahim Kalın Erbil’de: MİT Başkanı İbrahim Kalın Erbil’e gitti. Kalın, KDP Başkanı Mesut Barzani, Başbakan Mesrur Barzani ve Türkmen liderlere Ankara’nın pozisyonunu dayattı.
23 Ocak: İbrahim Kalın Bağdat’ta: Kalın, 23 Ocak’ta Bağdat’ta Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ve Başbakan Muhammed Şiya el Sudani’nin yanı sıra Sünni, Şii ve Türkmen temsilcileriyle görüştü.
ÇİZİLEN YENİ KOORDİNATLAR
Saray rejimi mayıs seçimleri sonrasında girdiği yeni yönelimde istikametini belirledi. İbrahim Kalın-Hakan Fidan ikilisi öncülüğünde Saray rejimi Türkiye’nin koordinatlarını Batı’da yeniden konumlandırmaya çalışıyor. İbrahim Kalın’ın 10 Ocak’ta MİT’teki konuşması, iktidarın İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesi, ABD ile ilişkiler dış politik koordinatlara dair açık işaretler.
Yeni dönemi dizayn etmeye çalışan rejimin Batı’cı/NATO’cu isimleri İbrahim Kalın ve Hakan Fidan tekrar ABD ile ilişki kurdu. İsveç onayı ve F16 savaş uçakları kararları bunun ilk sonuçları oldu. Bu ilişki daha da ilerletilmeye çalışılıyor. Rusya ile ilişkiler koparılmadan Batı’nın yeni jandarmalığı üstlenilecek.
ORTADOĞU İÇERİYİ DE DİZAYN EDİYOR
Ortadoğu eksenli gelişmeler Türkiye iç siyasetini de etkiliyor. Türkiye’nin ABD/NATO karşısında yeniden konumlandırılması içerinin de, yani Türkiye’deki siyasetin de, yeniden tahkim edilmesine yol açıyor.
Yeni dizilişin izlerini 6’lı Masa ittifakındaki bileşenlerin yaşadığı savrulmadan ve Saray’ın dümenine doğru yönelmelerinden görmek olası. Muhalefet içerisinde iktidar olmak yerine “kim muhalefette birinci parti” olacak, “kim muhalefete liderlik yapacak” yarışı söz başladı. İYİ Parti’nin Saray’ın muhalefeti olmak için gösterdiği efor dikkatlerden kaçacak gibi değil.
Prof. Dr. Mustafa Türkeş de geçen hafta BirGün’de çıkan röportajında Ortadoğu’da yaşanan ve Türkiye’yi de etkileyen gelişmelere şu çarpıcı ifadelerle dikkat çekiyordu: “Liberaller ve İslamcılar yeni bir ittifak arayışında. Bu denklem içerisine Kürt bağlamı oturtulmaya çalışılıyor.”
BÖLGEDEKİ BASINÇ KÜRT SORUNUNU ETKİLİYOR
Ortadoğu’daki gelişmelerden en çok etkilenen kesim ise kuşkusuz ki Kürtler. Yemen’den Filistin’e, Lübnan’dan Suriye ve İran’a Ortadoğu’daki gelişmeler Kürt sorununu doğrudan etkiliyor. Kürt meselesi uluslararasılaştığı için bölge denkleminin kesişim kümesi.
Ortadoğu’daki bu hareketlilik yaşanırken Kürt siyasi hareketinin önde gelen aktörlerinden son dönemde gelen açıklamalar dikkat çekici. Leyla Zana’nın seçim arifesinde yeniden çözüm süreci açıklaması, Mustafa Karasu’nun konuşması olası yeni gelişmelerin habercisi. Bir takım görüşmelerin yapıldığı, sinyallerin gönderildiği ortada. Ortadoğu denkleminin merkezindeki Kürtler’in tavrı pek çok konuda belirleyici önemde. İstanbul seçimine ilişkin ortaya çıkan tablo, adaylık süreci bütünlüklü tablodan ayrı ele alınamaz.
Halkların, sınırların, hesapların iç içe geçtiği Ortadoğu coğrafyasında sorunlar, krizler, gerilimler siyam ikizleri misali birbirine bağlı.