Son dönemde, Omorfoya gidişlerimde, belirli dar çevre olsa da önemli ünüversite gelişmeleri konuşuluyordu. Kimisi daha ileriye gidip “ne zaman ona dokunacaklar” sorusuyla konuyu genişletiyorlardı. Derken, konuşulan ünüversitenin bir konusu, hafta sonuna doğru gündeme düştü. Tutuklama ve sahte diploma idiyalalrı klasikleşen şekliyle yeniden yargıya doğru gidildi. Nedense, beklenen bazı durumlar hala gündem konuşmasından resmi alana hala gelmemesi de şüpelere açıktır. Zaten, ilgili Sağlık bilimleri ünüversitesi kurulurken dahi, ozamanki makamcının resmen arsa alım satışlı rantıyla da konuşulma gerçeği, yeniden akla geldi. Sonuçta son dönemin artık örtülemeyen gerçekleri zorlanarak resmi alana da sıçramaya başladı.***
Eskiden beri uyarı yapanlardan biriydim. Doksanlar ortasında geçilen bol ünüversite ve kumarhane geçiş ekonomisinde bazı tehlikelerin olduğu kuşkularımızı dile getirdik. Nede olsa K. Kıbrısta yaşıyor, gelişmelerin de nedenini gayet iyi okuyorduk. Nitekim, ünüversite boluğu önerisi yapılırken eğitim kamusalığı veya bilimsel teknolojik koşul değil de ev kiralayarak, bol öğrenci gelerek ile tüketimdeki artışla ekonomik sektörleşme tipi amaçlanıyordu. Bu nedenle eğitimin dahi sorgulanacağını ta ozamandan belirtenlerden biriydim.
Ne tesadüf ki ayni dönemlerde benim de direk güncel yazarlığa geçişim de oluyordu. Daha önceleri imzasız dış yorum veya takma isimle makale yazıyordum. Böylelikle tarihi sürece makale yazarı olarak da katıldım. Kısa zaman sonra, ünüversite idiyalarıma somut kanıtlarla da eklendim. Doksansekizde ozaman DAÜ rektörünün erken istifa ederek yeniden seçilme hamlesini, uluslararası ilişkilerdeki son sınıf öğrencilerin bazılarının Kıbrısın yerini dahi işaret edemeyip sınıfta brakılmalarıyla ortaya çıkan gündemleşme ile Siyasal dan gelen rektörün kovulma hikayesi, en son olarak yine DAÜ vep sayfasında kültür ve sanat üzerine olan sayfadaki, benim de katılımcı olduğum halk oyunları ve müziklerdeki yanlışları yazdım. Bu gerçekler Mağusadan ttepkiler de getirdi. Klasik ezberletilen sözlerle ben eleştirildim: “ünüversiteler göz bebeklerimizdir. Bey efendi, biliyormusun ki DAÜ kaç kişiye ekmek yedirip para kazandırıyor” soruları soruldu.**
Süreç böyle başlayıp sürdü. Son günlere bakın, peşpeşe ünüversite rezaletleri resmen havada uçuşuyor. Artık konuşulan değil, resmen yargıya dek gidilen yola geçildi. Ama, ödüler de devam ediyor. Örneğin, sanal eğitim yapan ünüversitenin sahte diploma vermesi ortaya çıkarıldı. Ama, bu ünüversitenin yönetim kurulunda olan birisi da hem de Türkiyenin dayatmasıyla şu anda makamda oturuyor. Yine YÖDK başkanı sahte veya yetersizlik diplomasıyla tartışılıyor. Mağusadaki ünüversitedeki sahte öğrenci kayıtları veya öteki ünüversitelerde olanlar artık gündemde gelip gitmekle meşkuldurlar.
Tam da alışılan sgandalı ünüversite zenginlikleriyle sayte diplomalardan kaçakçılık öğrenci çeşitlemeleri bolca yaşanırıken, Omorfoda bu kervana eklendi. Ne gariptir ki DAÜ batırılışında veya son Omorfo sürecninde atanan veya kamucu olan kişiler görevden alınmadı. DAÜ battı açıklamaları üzerine birkaç rektör değiştirdi. Fakat, yönetimli vakıf kesiminin en azından başkanına hiç dokunulmadı. Yine son Omorfodaki sahte diploma aldığı söylenem kooperatif mukayyidi de hala resmi siyasal görevine devam ediyor. Buyrun size bir Kuzey Kıbrıs resmi.
Yolumuzun yönü beliydi. Olanlara şaşmıyoruz. Üstelik savunma amacıyla değişik simgeler de ta baştan bulduk. Göz bebeklerimiz” denip önemli kılıf da hazır. Gerçekler söylenmesin de işlerimiz yürüsün modundayız. Ama, ne acıdır tıpkı DAK gibi batırılıp yerlebir edilirken veya çalıntılar ayuka çıkarken, gerçekler karşısında savunma yapan ahali, yıkım ve batırılmada seslerini hiç duymuyoruz. Şimdi de Omorfo serüveni başladı. Omorfoda Cumartesi günü sohbet etiğim arkadaşların bazısı hala birilerine dokunulmadıkça olayın çözümlenemeyeceği inancındadır. Tabi sözkonusu olanlar ile bağlantılı öteki ilişkiler de bir başka acı gerçekti. Onun için burası K. Kıbrıs. Dün makamda kurulmalarda ve eğitiminden yararlanan kişileri şimdi ünüversite yöneticisi veya akademisyeni görmek de kolaydır. İlişkiler hepsi tam bir “egemen, yasadışı KKTC” gerçeğidir.
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.