Zaman zaman direk makale veya makalenin girişinde uyarı şeklinde sık sık yazıyorum. Bölgemizdeki olan gelişmelerin önemine parmak basıyorum. Son günlerde de benzer bir makale ve bazı yazıların girişinde de ayni görevi yaptım. Demek ki boşuna değilmiş..
Hafta sonuna doğru Uluslararası Adalet divanının, Güney Afrikanınn İsrail hakındaki başvurusunun ilk kararları açıklandı. Dava görülecek ve benzer içeriklerle doluydu. Hem tatimm hem de eksikleri vardı. Daha kararın konusu kulaklarda duyulup beyinde tamm anlaşılmadan, başka bir gelişme de hemen peşinden geldi. ABD ve İngiltere, Filistine karşı karşı yapılan yardımlara olan katgılarını kaldırdılar. Bahane malum: B.M. yardımlarında Hamasın da eline geçme tehlikesim denildi. Halbuki Gazze idaresinin Hamasta olduğu düşünülürse, bunun zaten ollmamasının da imkansız sonucu anlaşılırdı. Ama, belli ki Filistinlilere karşı batı nefreti artıkm normal düşünmeği de yok yaptı. Ama, Norveç de yardımı daha da artıracağını açıkladı..
Tüm bu gelişmeleri daha anlamadan, bağlatıları kuramadan, ABD nin Ürdündki askeri üstü vuruldu. Bu defa ölüm haberler de eklendi. Son habere göre üç kişi öldü. Daha önce de Kuzey ırak ve Suriyede ABD üstleri vuruldu. Ölüm olmadı. Hat da önceden bilgi dahi verildiği idiyaları da oldu. Şimdi, hem de Ürdündeki Anbar bölgesindeki ABD üstü vuruldu. Ölüler oldu. Misileme döngüsünde bir sıçrama gibiydi. Fakat, direk ABD müdahalelerinde ölümler oluyordu. Hat da Süleymani gibi önemli askeri lideri hem de ülke dışında “ırakta” direk ABD katletmişti. Bunlar Ortadoğu için ısınma ve siyasal kontrol denklemini zorlamaktadır. Öteki gerçek ise şimdiğe dek olayların dışında kalmayı başaran Ürdün kendi nedeni olmadığı bir saldırıyla karşılaştı. Amerikan üstünün vurulması herhalde Ürdünün de adını duyurmakta önemli rol alacaktır.
Dikat etiniz mi, Ürdün son Ortadoğu oyunlarında işkale uğramadı. Elkayde başkan yardımcısı gibi liderleri çıkarmasına karşın, krizlerden dışarda kaldı. Ürdün hep bölgesel sorunlarda başka telden duyuluyordu. İsrailin son Gazze sürgün sürecinde Filistinlilerin bir miktarını bu ülkeğe sürmek istedi. Öte yandan yine İsrail, Batı Şeryadaki Filistinlileri de yerleşimlerle nefes alamayacak noktaya getirip Ürdüne sürmeği hep planladı. Bunlar zaten imkar edilemeyecek durumlardı.
Peki Amrikan üstü hikayesi ne: buda ABD bölgesel sömürgeleştirme konusunun alanı. Bonbalanan aABD üstü ikibinonbir yılında Güney doğu SUriyedeki Elanbar isyanında önemli rolü vardı. Suriyeye cihatçıların bir kısmının bu üste eğitildiği idiyaları da vardı. Cİhatcılarınn Ürdün sınırından geçip Suriyeye girdiği de bilinen durumdu. Ürdün krizlerde direk katılmadı. Ama rol aldı. Gerektiğinde ise istenen yeni denklemde düşünüldü. İsrailin Filistinlileri sürmesi veya Suriye operasyonlarında açılan üstlerle zemin hazırlandı. Ürdünde hem de Suriye sınırında askeri üst olması dahi birçok yanıtı da vermeğe yetiyor.
Akılda kalması gereken, Ürdün zaten ingilterenin çizdiği cetveli devlet olarak kuruldu. Sudilerin direk İsrail ile sınır olmamaları için tanpon ülke olarak oluştu. Filistinlilerle hep sorunları oldu. İsrail ile enson Atmışyedi savaşında girişti. Doğu Kudüs ile Batı Şeryayı israile kaptırdı. Fakat, zaman oldu ki Ürdün emeryalist planlarda da gereken görevi yaptı. Özellikle Filistinli korkusu da eklenince, en vahşi Filistin katliyamlarından birini gerçekleştirdi. Yetmiş yılında Eylül ayında özellikle Ürdünde güçlenen FHKC korkusu Ürdün rejimini büyük katlıyam yapmasını da gerçekleştirdi. FHKC lideri Habaş Kaçmak zorunda kaldı.
Ürdünün tarihsel İsrail ile gizli anlaşmaları da vardır. Sistemin yeri geldikçe askeri olmasa da politik tutumları epey fazladır. Zaten belirtim, İngiltere Ürdünü tanpon kukla devlet olarak kurdurtu. Bunlar hep özellikle Suriye karşı rol aldılar. Filistin sorununda kritik görev yaptılar. Ülkedeki ABD üstleri de bölgesel hesaplarda rollerini yaptı. Son Suriye olayı da bunlardan biriydi.
İrana karşı yapılan suikastler ve saldırılar nedeniyle, karşılık geleceği de bekleniyordu. Fakat, çoğu çevre Ürdünü hep göz ardı ediyordu. Yapılan saldırı ise bize Ürdünün da varlığını hatırlatı. Ürdünün Ortadoğu rolunu da anımsatarak, bütünsel düşünmenin de zorunluluğunu dayatıyor. Artık, israilden başlayan ve Türm ortadoğuyu yemene dek sarmalayan deyişken krizler, her an sıçrama tehlikesini de daha fazla içermektedir. Şimdi merakla beklenen, korkunun da damıtıldığı durum, ABD karşılığının ne olacağıdır. Tam da yeniden kulanıma giren IŞİD gerçeği, Pakistana dek uzayan ölümle gelişen saldırılar, Amerikanın seçim sürecine girmesi gibi karmakarışık gelişmeler, nasıl yeni hamlenin de içeriği endişesi artmaktadır. Unutmayalım, tıpkı İsrail faşist devletinin etrafa ölüm saçarak iktidarda kalma durumu, aynen girilen Amerikan seçimlerinde de üstelik ölüm haberlerinin de gitmesiyle işler iyice karışacaktır. Ürdün gibi durmak ise emperyalist gerçekte, yine gelip sizi de bulan gerçeklerle keskin bıçak yemiş gibi olursunuz.