yazılariktibasHer yönüyle ölüm santrali Akkuyu - Perihan Koca
yazarın tüm yazıları:

Her yönüyle ölüm santrali Akkuyu – Perihan Koca

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

2024 Bütçe görüşmelerinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesine dair bizzat bakan Alparslan Bayraktar’ın da katıldığı komisyon toplantısında yaptığım konuşmada nükleer politikalarına ve özelde Akkuyu Nükleer Santrali’ne değinmiştim. Ve ölüm santrali niteliği taşıyan Akkuyu Nükleer Santrali’nin doğa yaşam ve halk sağlığı sorunu olduğunu bir kez daha ifade etmiştim.

O sıralar Akkuyu Nükleer Santral inşaatında çalışırken iş cinayetinde yaşamını yitiren İlyas Bul’un, Mersin’de ailesine taziyeye gittiğim esnada annesinin söylemiş olduğu sözleri bakanın gözlerinin içine bakarak haykırmış ve bu ölüm santralinin derhal kapatılması talebimizi bir kez daha dile getirmiştim.

İlyas’ın annesi Akkuyu ölüm santralinde katledilen tüm canların acısını yüreğinde hissederek, “Benim oğlum yıllarca okul okudu, atanamadı, ekmek parası için Akkuyu’da çalışmaya başladı. Yalvardım, oraya çalışmaya gitme dedim, anne işsizim gideceğim dedi. Benim yüreğim yandı başka annelerin yüreği yanmasın. Oğlumun hakkı için mücadele edin” demişti o gün ellerimden sıkı sıkı tutarak.

Annemizin sözlerini rehber edinip İlyas için ve tüm işçiler için mücadele etme sözümüzü yineleyerek bitirmiştim konuşmamı.

Ne yazık ki, ölüm santralinde başka işçi kardeşlerimizin katledilmesinin önüne geçemedik.

Bir hafta on gündür Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışan inşaat işçilerinden menenjit hastalığının bir salgına dönüşme riski haberlerini alıyoruz.

Hastaların Silifke Devlet Hastanesi ve Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilmelerine rağmen hastaların durumuyla ilgili İl Sağlık Müdürlüğü’nün herhangi bir açıklaması olmamıştı. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığına:

  1. Mersin ilinde yapımına devam edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde menenjit hastalığının yayıldığı ile ilgili iddialarla ilgili niçin bir açıklama yapılmıyor? Hastalanan işçilerin sayısı kaçtır? Hastaların sağlık durumu nedir?
  2. Olası bir menenjit salgınıyla ilgili bakanlığınızın bir çalışması var mıdır? Ülkemizde görülme sıklığı Avrupa ülkelerine oranla çok daha fazla olduğu bilinen menenjit hastalığına neden olan meningok enfeksiyonları niçin aşı kapsamına alınmamaktadır?

Sorularını sorarak derhal açıklama yapılmasını ve harekete geçilmesini talep etmiş, ancak her zamanki kapı duvar pozisyonu ile karşı karşıya kalmıştık.

Devlet kurumları ve iktidar organları sessizliğini korurken, iki işçi kardeşimizin menenjit kaynaklı ölüm haberlerini aldık.

Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan 26 yaşındaki Mustafa Avşar ve 22 yaşındaki Muhittin Oral kardeşlerimizi menenjit teşhisi konularak kaybettik.

Normal şartlarda kırmızı alarm verilerek halk sağlığı için harekete geçilmesi gerekirken, ne Sağlık Bakanlığı’ndan ne de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan kamuoyuna bir açıklama dahi yapılmadı. Hiçbir iş sağlığı ve güvenliği önlemi alınmadı. Sadece şirketin işçilere mesaj atarak maske takma uyarısında bulunduğunu biliyoruz.

Salgın riski ortada iken, yakın temas ve solunum yoluyla bulaş gerçeği açıkken, yüzlerce işçi yatakhanelerde ve yemekhanelerde bu risk gözetilmeden çalıştırılmaya devam etti, ediyor. İşçiler hastalık ve ölüm cehennemine göz göre göre terk ediliyor.

Menenjit, kuduz, uyuz vb gibi 19., 20.yüzyılda kalmış, insanlığın ödediği ağır bedellerle üstesinden gelinmiş hastalıklar şimdi neoliberal kapitalizmin çözülüşü altında yeniden hortlama eğiliminde. Bu salgınlar bir yandan halk sağlığı anlayışının tasfiye edilmesi ve ölümlerin sıradanlaşmasının diğer yandan da sağlık sisteminin çöküşünün belirtisidir. Zombi kapitalizm iş başındadır.

Akkuyu’da ölüm kol geziyor.

Ancak olası bir salgın riskine karşı, tarama yapma, önlem alma koşulları bizzat ülkeyi yönetenler tarafından engelleniyor. İktidar ve sermaye mensupları dışında kimse santrale giriş yapamıyor. Ne tabipler başta olmak üzere meslek örgütleri ne milletvekilleri ne de yetkili herhangi bir kuruluş santrale girip incelemelerde bulunabiliyor.

Santral, etrafı yüksek güvenlikle çevrilmiş bir Rus üssü zira. Atom Enerjileri Kurumu dışında bir denetleme imkânı bulunmuyor.

Oysa Akkuyu NGS’de her ay bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunu boy veriyor.

Geçtiğimiz ay yüzlerce işçi yemekten zehirlendi örneğin. Defalarca dile getirdik. Hiçbir çağrımıza kulak verilmedi.

Şimdiye kadar, Akkuyu NGS’de onlarca işçi kardeşimiz yaşamını yitirdi. Yüzlercesi defalarca yemekten zehirlendi, hastalandı, tedaviye alındı. İnsanlık dışı kölelik koşullarında herhangi bir iyileştirmeye ya da düzenlemeye gidilmedi. Hiçbir önlem alınmadı. Çünkü; sermaye sınıfı işçi sağlığını ekstra maliyet olarak gördüğü ve kazanacağı milyonları işçinin hayatından çok daha değerli gördükleri için emekçileri göz göre göre katletmeyi tercih ettiler. Bu tercih sınıfsal bir tercihti.

Ve bu sınıfsal tercih, aynı zamanda işçi sınıfına açılmış bir sınıf savaşı idi.

Şimdi işçilere ve doğaya açtıkları bu kanlı savaşı seçim pazarlığı olarak sunma gayretindeler.

Hatırlarsanız, geçtiğimiz seçimdeki propaganda malzemelerinden biri de buydu.

Tam da Çernobil’in yıl dönümünde, bize yeni bir yıkım ve katliam projesi olarak nükleer yakıt müjdesi vermişlerdi. Şimdi, ‘ülkenin enerji ihtiyacını karşılayacağız’ söylemine sıkı sıkıya tutunmuş durumdalar. Oysa ki enerjinin genel olarak tüm toplumun değil, sermayedarların ihtiyacı olduğunu biliyoruz.

Üstelik nükleer enerji, birçok ülkede Almanya, İsviçre, Belçika başta olmak üzere vazgeçilmeye başlanan bir enerji kaynağı. Aşırı maliyetli bir enerji politikası olması, yaşam çevriminin her aşamasında karbon salınımı, atık sorunu, yarattığı doğa tahribatı her an bir bombanın üzerinde oturduğumuz gerçeğine dayanıyor.

Daha şimdiden Akkuyu Nükleer Santrali tertemiz Akdeniz’imizin Akkuyu Plajı’nı kirletmiş, kum zambaklarının kökünü kurutmuş, fokların yaşam alanını yok etti bile.

Tüm canlı yaşamı tehdit eden, ölüm saçan bu santralin derhal kapatılması yaşamsal bir zorunluluktur.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin