Direk bizi de ilgilendiren, tehlikeli gelişmeler peşpeşe akıyor. Biz duymayıp hat da gerçekleri rantlarla örtsek de yine gerçekler gelip şu veya bu şekilde bizi bulur. Kıbrın ayni zamanda Ortadoğu ülkesi olduğunu, siyasal gelişmelerde adanın da direk etkilendiği yaşananları görmezden gelinse de ansızın kucağımızda bazen gerçek bazen algı provakasyon habercilikle kendimizde yaşamaya başlarız. Son iranla alakalı İsrail diyaları ile Kıbrıs cumhuriyeti tutumu tüm özetlediğim gerçeklerin sadece ufak damlasıdır. Fakat, K. Kıbrıs her yönüyle öylesine teslim olup gelişmeleri başkasına braktı ki olayın önemi veya oynanacak oyun tutmunu dahi düşünemez haldedir. Halbuki eksikliğini hep vurguladığımız bağımsız sol hareketler güçlü olsa, hemen söz konusu bilgi ile siyasal gerçeklikle öngörülerle tehlikeleri de uyaracaktı. Sonuçta, Kıbrıs hem AB hem Ortadoğu hem de batının Nato st5ratejik alanıdır. Böyle olunca da Ağroturdaki müdahaleler, dinleme üstleri, ajanların cirip atması, yasadışılıkların kol gezmesi ve istihbarat alanlarında oyunları hep yaşamaya adaydır. Varsın bizler bilmeyelim. Bilenler de birinin çıkarına fon aşkına ötelemekle kendileri çıkar sağlasın.***
Hafta sonu özellikle Batı Avrupada yine Filistin lehine ve israili kınayan gösteriler yapıldı. Hem de tüm yasaklamalara ve baskılara rağmen. En direk olanı da Almanya ile ingiltredir. Öte yanda İsrail hala en şiddetli şekliyle Gazzeği yıkım derecesinde, soykırım ile etnik temizlik hedefiyle bombalıyor. Ama, Filistin lafazanlı islam dünyası kamuoyu Avrupa kamuoyu kadar sokakta konuyu taşıyamıyor. Buda paradoksal yeniden yaşanırlık halindedir. Hep kimi resmi kesimler “bizim ahmak hamasiciler dahil” olayı din eksenine koyup Müslümancılık yapmaya çalışırken, meydanlarda destek islam aleminden deyil Avrupa sol ve ezilen kesimlerden gelmektedir. Konuyu da din deyil ezen ezilen, sömürülen ve sömüren ile İsrail Filistin ekseninde yakalıyor. Filistine destek deniyor. Din damıtma falan deyil. Emperyalist gerçeklikle protestolar yapıyor. Konuyan din damaıtıcılığı yapanlar ise tıpkı Erdoğan gibi “hem parmak salıyor hem de öte taraftan gemilerilyle israile çelikten petrola ticaret yapmaktadır”.
Yazıyı yazmadan önce Fayik Bulutun videyosunu dinledim. Fayık Bulut Ortadoğu konusunda önemli bir aydın. Dahası, zamanında Filistin mücadelesine destek vermek için resmen israile karşı savaşmaya gitti. Esir düşüp senelerce İsrail zındanlarında yatı. Böylesi deyişik zengin birikimi oluştu.
Bulut, gezdiği Avrupa ülkelerindeki izlenimlerini aktardı. Aynen benim de tahmin etiklerimi belirtiyordu. Avrupada resmen resmi kurumlarla halkın ayrışma ikilemine tanık oldu. İngiltere paratiği ise resmen devlet ile halk ikilemini izlenimleriyle yorumladı. İrlandalıların direk karşı çıkışları, İskoçyalıların duyarlılığı, sendikacı olmanın tepkisiyle daha sert şekilde protestolara katılma birleşik dalgasını aktardı. Bir anlamda laf ve ikili oynayan islam dünyası yerine daha gerçekçi duruşlarla Avrupa Amerika ekseninden gerçekleri aktadrdı. Tıpkı hafta sonu yaşananlar gibi. Oysa islam dünyasında brakın tepkileri örneğin HUsilerin israile atığı füzeleri Ürdün ve Sudi Arabistan havada vurup israile ulaşmalarını engeliyorlardı. Türkiyede resimlerle israile giden gemileri gösteriliyordu. Burada yeniden Filistin gerçeği ile algı ikilemi yaşanmaya devamediliyordu.
Şimdi herhalde enim sık sık vurguladığım sol eksik seçeneğinin nedenli etkin olduğunu herhalde tekrarlamaya gerek duymamam gerekirdi. Filistine dayanışma pratik olarak sendikaların güçlü olduğu, ezilen eksenli kesimler ve benzer mücadeleği veren halklardan gelmesi tesadüf deyildir. Öemli bir kıyas örneği, ingilteredeki Filistin desteği dalgası sokak gücüyle resmen içişleri bakanımının istifasını dahi getirdi. Oysa Türkiyede resmen gemiler İsrail limanlarına giderken, brakın istifa veya bilgi vermeği, erişime yasak kuralı konup gerçeklerin örtülmesi hamleleri yapıldı.***
İsrail şiddetle Gazzeği dövüyor. Planı zaten çoktan vardı. Gazze temizlenecekti. Soykırım ve etnik temizleme farketmez. Dünya ateşkesi dahi sağlayamıyor. Metanyahu katliyamla iktidarını korumayı amaçlıyor. İsrail halkından belirli kesimler de deşifre ediyor, sokakta protesto gerçekleştiriyor. Ama, islam dünyası pek de konuyla alakadarlık yapmıyor. Sadece korkusu hep var: ya kendi halkı da uyanıp sokağa çıkarsa. Avrupa kapitalist devletlri ABD dahil israilin faşist saldırıları arkasında. Ezilen demokratik sol ülkeler ile halklar ise Filistin yanında Kolonbiyadan Güney Afrikaya varan devletler İsrail ile ilişkilerini kesti. Ama, Müslüman ülkeler Türkiye dahil hala İsrail ile ilişkileri sorgulamıyor. İşte sola hep dar kafalı diyen cihaletli teslimiyet kesimlere yeniden aynaya bakma zamanı demenin gelişidir.
Elbet Ortadoğu adası olan ve üstlerle işkal askerleri tarafından dolan Kıbrısta da bazı doğru yanlış haberlerin de olması normaldır. Kimse AĞroturdan kalkan uçakları sorgulamazken, örneğin İranlı denip de ponpalanan haberlerle bize aslında provakasyonlu zeminde olduğumuzun ne yazık işaretleridir. Onun için bir şey yapamaz konumda olsak da en azından gerçekleri bilip kulanılan aptallar haline gelmememiz gerektiğini hiç olmazsa anlayalım. Hele de istihbarat örgütlerinin cirit atıp her işte kulanılmaya hazır mafya ve hamasi kesimelr de varken.