- Tüm dünyayı etkisi altına alan iklim değişimi ekonomiden gıdaya, sağlıktan ekonomiye birçok sorunu beraberinde getirirken, ülkemizde buna yönelik hiçbir adım atılmıyor
- İklim değişiminin yarattığı kuraklık, yarı kurak bir iklim kuşağı üzerinde bulunan ülkemize tam anlamıyla darbe vururken, iklim değişimine karşı önlem alabilmek için gereken politikalar ne yazık ki hayata geçirilmiyor
- Küresel ısınmayı sınırlamayı öngören Paris İklim Anlaşması, 2023’ün Şubat ayı içerisinde Cumhuriyet Meclisi’nde onaylanmış olsa da bu Anlaşma’ya bağlı olarak gereken yasalar ve hazırlıklar da yapılmış değil
Murat Kanatlı’nın hazırlayıp sunduğu Yeni Çağ Güncel programına katılan Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Mediha Orun Sarp, iklim değişiminin ülkemizi derinden sarstığını vurgulayarak, ellerinde çok önemli veriler bulunmasına rağmen yetkililerin bu konuda duyarsız olduğunu ifade etti.
Sarp, ellerindeki verilere göre iklim değişimine yönelik gerekli adımlar atılmazsa bu sorunların önümüzde 5-10 yıl içerisinde şiddetini artıracağına dikkat çekerek, gereken hazırlıkların bir an önce yapılmasın büyük önem taşıdığını söyledi.
“Küresel iklim değişimi terimini kullanmayı tercih ediyoruz”
Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Mediha Orun Sarp, ekolojik anlamda gezegenimizde yaşanan durumun genellikle “iklim krizi olarak” adlandırıldığını, meteoroloji mühendislerinin ise “küresel iklim değişimi” teriminin kullandığını belirterek, bu terimin insanların hayatına küresel ısınma ile girdiğini kaydetti.
Küresel ısınma bağlamında sıcaklıkların artacağının konuşulduğunu anımsatan Sarp, meselenin yıllar içerisinde sadece sıcaklıkla ilgili olmadığının anlaşılmasıyla küresel iklim değişimi ifadesinin kullanılmaya başlandığını anlattı.
Sarp, sıcaklıklarla birlikte tüm ezberlerin bozulduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Yağış rejimlerimiz, kuraklıkların şiddeti, bizi etkileyen hava kütleleri değişiyor. Beklentilerimizin dışında hava olayları yaşamaya başladık. Dünyada buzullar eriyor. Bu nedenle küresel iklim değişimi terimi kullanılmaya başlandı. Zaten dünyada da iklim değişimi terimi kullanılıyor, biz de bunu kullanmayı tercih ediyoruz. İklim krizi de kullanılabilir. Kriz ile yaşananların değiştirilememesi, bir krizin içerisinde olma durumu var. Bu açıdan bakıldığında bir krizin içerisindeyiz diyebiliriz.”
“Kuraklık, ‘meteorolojik kuraklıkla başlıyor”
Sarp, ülkenin yarı kurak bir iklim kuşağında yer aldığını belirterek, kuraklık tartışmalarının her yıl yaşandığını kaydetti.
Kuraklığın meteorolojik kuraklık olarak başlamakta olduğunu dile getiren Sarp, belli bir normal değerlerinin bulunduğunu, bunların da Dünya Meteoroloji Teşkilatı tarafından 30 yıllık periyotlar içerisinde belirlendiğini ifade etti.
Sarp, “Mesela aralık ayının yağış için normal değerleri var, bu seneki aralık ayında yağışların bu değerlerin altına düşmesi durumda buna meteorolojik kuraklık başladı diyebiliyoruz” şeklinde konuşarak, bu kuraklığın ilerlemesi ve yayılması durumunda ise tarımsal kuraklığa geçildiğini vurguladı.
Kuraklığın tarımsal arazileri de aşması noktasında ise hidrolojik kuraklık yaşandığına işaret eden Sarp, en kötü durumda ise sosyo-ekonomik kuraklığın söz konusu olduğunu açıkladı.
Sarp, kendilerinin daha çok bahsettiği meteorolojik kuraklık olduğu üzerinde durarak, Meteoroloji Dairesinde uzmanların her ay kuraklık analizlerini yayımladığını söyledi.
Meteoroloji Dairesinin internet sitesine bakıldığında 3,6,9,12 aylık meteorolojik kuraklık verilerinin bulunabildiğini bildiren Sarp, Akdeniz ikliminin yarı kurak iklim kuşağı olmasından dolayı ülkede kuraklık yaşanmamasının tuhaf olacağı değerlendirmesinde bulundu.
“İklim değişimiyle her hava olayı normalinden farklı gerçekleşiyor”
Sarp, küresel iklim değişimine bağlı olarak beklenen her olayın normalinden farklı yaşandığını belirterek, geçmiş dönemlerde yağışların uzun zaman dilimlerine yayıldığını ve tatlı tatlı yağan yağmur tanelerinin söz konusu olduğunu anımsattı.
5 – 10 yıldır ise yağışların kısa süreli ve şiddetli olduğunu kaydeden Sarp, bunun iklim değişiminin bir etkisi olduğunu söyledi.
Sarp, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Raporları’nda bilimsel çalışmalarla hangi ülkelerin ne zaman, hangi şiddette ve hangi doğa olaylarından etkileneceğinin yer aldığını dile getirerek, Raporda Akdeniz ülkelerinin yer aldığını ifade etti.
Kuraklığın ülkede her zaman olduğunu ancak şiddetinin artmaya başladığını vurgulayan Sarp, yağışların da şiddetinin arttığını yineledi.
“Doğal afet diye bir şey yok”
Sarp, doğal afet diye bir şey olduğuna inanmadığına işaret ederek, ülkenin hava olaylarına hazırlıklı değilse bu durumun doğal afete dönüştüğünü, oysa gereken hazırlıklar yapılsa böyle bir şeyin gerçekliğinin bulunmayacağını anlattı.
Yağmurun bir doğal afet olmadığı üzerinde duran Sarp, dere yatakları kapatılırsa, her türlü yerin imara açılırsa, dere yatağının üzerine binalar dikilirse ve dere akacak yer bulamazsa bu yağmurun afete dönüşebileceğini açıkladı.
Sarp, hava olaylarına karşı gereken hazırlıkların yapılmadığını belirterek, Paris İklim Anlaşması’nın da imzalandığını ama ne Meteoroloji Mühendisleri Odası’nın çağrıldığını ne de bu konuda bir adım atıldığını kaydetti.
Sarp, şu an 5 yıllık kalkınma planı üzerine çalışıldığını ancak buraya da çağrılmadıklarını söyledi.
Anlaşmada ülkelerin uyması gereken kurallar olduğunu dile getiren Sarp, ama bunlara yönelik yasaların ve hazırlıkların yapılmadığını ifade etti.
Sarp, Afet Yönetim Komitesi kurulduğuna ancak Meteoroloji Mühendisleri Odası’nın orada da bulunmadığına işaret ederek, işin uzmanı olan insanların olması gereken yerde olamadığını anlattı.
“Kuraklık açıklamasını Meteoroloji Dairesi Müdürü yapmayacaksa kim yapacak?”
Siyasi bir karar mekanizması olabileceğini ama bilimsel yöntemlerin önemli olduğunu vurgulayan Sarp, hangi bölgenin ne kadar yağış alacağı, yağışların nerde sele dönüşeceği, ne kadar kuraklık olacağı konularıyla ilgili verilerin ellerinde bulunduğunu, bu konuda çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Sarp, tüm bunlara rağmen kimsenin kendilerine başvurmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Kuraklık açıklaması yapıyorsunuz, yapmamanız gerekirmiş. Bu açıklamayı Meteoroloji Dairesi yapmayacaksa kim yapacak. Daire Müdürü görevden alındı, nedeni kuraklık açıklaması yapmasıymış. Bu açıklamayı bu kişi yapmayacaksa kim yapacak. O zaman bu kişiyi o koltuğa niye oturttunuz? Bu açıklama ilk defa yapılmadı, biz bunu her yıl yapıyoruz.
Dairenin başındaki kişi bu açıklamayı kafasına göre yapmıyor, ortada bir ekip çalışması var. Uzmanlar bunun çalışmasını yapıyor. Elimizde haritalar, mevsimsel tahminler var. Bir sürü model verisine sahibiz. Zaten bizim işimiz o, mevsimsel tahminler yapıyorsunuz. Kuraklığı da tahmin ediyoruz. Bilimde bana göre yoktur, elinizde ispatlar vardır, çıkarsınız bunu açıklarsınız.”
“Gönyeli Belediyesi iklim komitesi kurdu”
Gönyeli Belediyesi’nde başkan göreve geldiğinde iklimle ilgili bir komite kurulduğunu ve komitede Meteoroloji Mühendisleri Odası’nın da dâhil edildiğini belirten Sarp, öte yandan konusunda uzman çevreciler, belediye yetkilileri ve mühendislerin bulunduğunu kaydetti.
Sarp, yapılan toplantılarda herkesin yaptığı çalışmaları paylaştığını dile getirerek, bu görüşlerin de uygulandığını ifade etti.
Yenikent’te 2 sene önce yeni yapılmış evleri sular bastığını, arabaların suların üzerinde yüzdüğünü hatırlatan Sarp, oysa o kentin altyapısının tamamlanmış olduğunu ancak dere yatağının üstünün kapatıldığını söyledi.
Sarp, kendilerinin ve inşaat mühendislerinin yaptığı çalışmalarla o boruların tekrar yerleştirildiğine işaret ederek, gerçekten bir şey yapmak isteyenin bunu yapabildiğini anlattı.
“Ülkede risk yönetimi yok”
Geçmiş dönemlerde Başbakanlığa bağlı bir afet komitesinin bulunduğuna dikkat çeken Sarp, yangın çıktığında bu komitenin o anda toplandığını, ancak kimin ne yaptığının belli olmadığını açıkladı.
Sarp, eylem planın olmadığı üzerinde durarak, afet yönetiminin risk yönetimi ve kriz yönetimi olarak iki aşamadan oluştuğunu bildirdi.
Risk yönetimini afet olmadan öncekine odaklanmak şeklinde tanımayan Sarp, ülkede risk yönetiminin bulunmadığını ifade etti.
Sarp, afetlere hazırlanılmazsa hava olaylarının afete dönüşeceğini belirterek, İskele İmar Planı’nın bölge mahvolduktan sonra aynı işlevi göremeyeceğini kaydetti.
Sarp, İskele’de altyapının olmadığını, lağım sularının denize aktığını dile getirdi.
Yıl 2023 olmasına rağmen hâlâ şehir seli olduğunda suların tankerlerle çekildiğini ifade eden Sarp, bu ülkede böyle şeylerin yaşanmaması gerektiğinin altını çizdi.
“Afetlere yönelik hazırlık yok”
Sarp, niyet olduktan sonra çok güzel bir ada ülkesi olunabileceğini ifade ederek, dünyada birçok iklim çalışması yapıldığına işaret etti.
Dünya ülkeleri tarafından 5,10,20 yıllık kalkınma ve iklim çalışması yapıldığın söyleyen Sarp, limanlar, havaalanları, yerleşim yeri gibi her şeyin meteorolojiye bağlı olduğunu anlattı.
Sarp, Meteoroloji Dairesi’nin elinde geçmişe dayanan veriler ve uzmanların bulunduğunu belirterek, öte yandan bu konuda çalışmalar yapılsa da bunların hayata geçirilmemesinde sınıfta kalındığını kaydetti.
Meteoroloji Mühendisleri Odası’nı toplantılara çağırdıklarını ancak artık katılmak istemediklerini dile getiren Sarp, şöyle konuştu:
“Meclis’te yine iklimle alakalı bir toplantıya çağrıldık. Biz oraya gidene kadar dünya kadar hazırlık yapıyoruz. Çünkü biz mühendisiz. Ben buraya gelirken bile dünya kadar hazırlık yaptım çünkü bilimsel konuşmak istiyorum. Bir şey konuşuyorsam altı dolu olması lazım.
Mediha’ya göre değil, bilim ne diyorsa o. Meclis’e katılıyoruz ama bizim bunun öncesinde çalışmamız var. Öncesinde yine çalışma yapıyoruz. Meclis’e gidince detaylı anlatıyoruz. Çok güzel diyorlar ama sonuçta para yok diyorlar. Madem hiçbir şeye para yok benim niye vaktimi alıyorsun.
Burada ben ne düşünürüm: “Basında bu işler yapılıyor görünsün. Geri plana baktığınızda kimse sizin çalışmalarınızla bir şey yapmıyor.”
Afet Yönetimi konusunda da eğitim aldığını dile getiren Sarp, bu bağlamda risk yönetiminde harcanacak 1 TL’nin kriz yönetimindeki 10 TL’yle eş değer olduğunu, bunun bilimsel bir gerçekliğinin bulunduğunu ifade etti.
Sarp, yakın zamanda deprem yaşandığını anımsatarak, “Binalar gerektiği gibi yapılsaydı bu kadar can ve mal kaybının olmayacaktı” dedi.
Afetlere hazırlıklı olarak faaliyetlerde bulunulmazsa olumsuz sonuçlarla karşılaşacağına işaret eden Sarp, İskele bölgesinde yüksek apartmanlara zeminin müsait olmadığını belirtti ve bu nedenle geçmiş dönemlerde buralarda binalarda kaymalar olduğunu hatırlattı.
Sarp, yabancı kişilerin İskele bölgesinden ev satın aldığına dikkat çekerek, oradaki insanların tehlikeye atıldığını vurguladı.
İskele bölgesinin tarım arazisi olduğunu ve altında su bulunduğunu bildiren Sarp, bu dikkate alınmadan binalar yapıldığının altını çizdi.
Sarp, 6 Şubat depreminden sonra ülkede çalışmalar yapıldığını ancak gereken adımlar atılmadığını belirterek, depreme de hazırlıklı olunmadığını kaydetti.
“İklim değişiminin yarattığı sorunlar 5-10 yıl içerisinde şiddetlenecek”
Küresel iklim krizi konusu gündeme geldiğinde 2030’da kuraklık ve bunun gibi birçok sorunun yaşanacağı tahminlerinin bulunduğunu hatırlatan Sarp, 2024 yılına girilmek üzere olunmasına rağmen bu sorunların yaşandığını vurguladı.
Sarp, meteorolojik olarak bakıldığında atmosferin bir sirkülasyon sisteminin bulunduğunu dile getirerek, belirli yüksek basınç kuşaklarının Türkiye üzerine kayarak ülkeye gelecek yağmur getirecek sistemlerinin engellemesinin öngörüldüğünü ve bunun geçen hafta yaşanması nedeniyle yağmurun gelmesinin engellendiğini ifade etti.
Bu olayların devam etmesiyle kuraklıkların şiddetinin artmaya devam edeceğine işaret eden Sarp, tarımla uğraşan insanların mühendisler kadar meteoroloji bilgisine sahip olduğunu anlattı.
Sarp, üreticilerin bunları görüp yaşadığını, kendilerinin bilimsel açıklama yapsa da yapmasa da bunun varlığının bilindiğini söyledi.
Sarp, şöyle devam etti:
“Biz ne diyoruz: Bizim yaptığımız bilimsel çalışmalara göre önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde bu sorunlar daha şiddetli yaşanacak, kendinizi buna göre ayarlayın. Gıdaya ulaşım da zorlanacak. Biz bunun için bunları söylüyoruz. Bizim insanlarla ilişkimiz çok iyi. İnsanlar bizi arıyor. Havada toz var komşuya gideyim mi diye soranlar var. Biz bunları basında niye anlatıyoruz. Kuraklığı niye açıklıyoruz.
Kendinizi ayarlayın demek için. Bütün dünyada bu şekildedir. Dünyada tarımla uğraşan bakanlık sizi çağırır, görüşünüzü alır ve ona göre planlama yapar. Bizim ülkemizde bunları konuşamayacak hale geldik.
İklimimiz değişiyor ama durdurmak için bütün dünyayla birlikte biz de bir şey yapacağız. İklim değişimi anlaşmaları imzalanıyor ama ülkelerin çoğu buna uymuyor. Bu da iklim değişikliğinin durdurulamayacağı anlamına geliyor. O zaman ne yapacağız? Kendimizi değiştireceğiz.”
“Ercan Havalimanı’nın yeni pisti sisin en yoğun olduğu yer”
Sarp, Ercan Havalimanı’nın Akıncılar’a doğru uzatıldığını belirterek, meteorolojik bilgilere göre ise bu bölgenin en sisli bölgelerden birisi olduğunu kaydetti.
Bu yeni bina yapılırken meteorolojiyle ilgili hiçbir şey yapılmadığını dile getiren Sarp, havalimanının dünya standartlarında olduğunu ancak uçakların sisin en yoğun olduğu yere indirildiğini ifade etti.
Sarp, Meteoroloji Mühendisleri Odası’ndaki bazı mühendislerin alanında uzman olduğunu, Meteoroloji Daresi’nde de önemli makamlarda bulunduğunu söyleyerek, Ercan Havalimanı’nın yeni binası yapılırken gereken görüş alınmadığını anlattı.
Havalimanı açılacağında meteoroloji aletlerinin bulunmadığının, uçaklarının inişini sağlayan cihazların olmadığını açıklayan Sarp, bunu söylediklerinde kendilerine “cahil” denildiğinin altını çizdi.
Sarp, şu an Ercan Havalimanı’nda uçakların mobil istasyonlarla indirildiğine işaret ederek, bu istasyonların savaş ve deprem zamanlarında uçakların zorunlu olarak indirilmesini sağlayan bir mekanizma olduğuna dikkat çekti.
Yeni istasyonların siparişinin verilmesinin olumlu bir gelişme olduğu üzerinde duran Sarp, ancak durumun şu an aynı olduğunu bildirdi.
“Meteoroloji mühendisleri iş bulamıyor”
Sarp, ülkede meteoroloji mühendisinin az sayıda olduğunu belirterek, var olanların da iş bulamadığı başka sektörlere yönelmek zorunda kaldığını kaydetti.
Meteoroloji mühendislerinin sadece Meteoroloji Dairesinde çalışabildiğini dile getiren Sarp, Dairede bu alanda münhallerin yıllardır açılmadığını ifade etti.
Sarp, meteoroloji denildiğinde akla sadece hava tahmini geldiğini ancak bunun küçük bir kısım olduğunu söyleyerek, oysa her sektörle alakalarının olduğunu anlattı.
Dünya ülkelerinde her sektörde meteoroloji uzmanlarının bulunduğuna işaret eden Sarp, meteoroloji mühendisliği unvanının dünyada çok önemli olduğunu ama ülkemizde değer görmediğinin altını çizdi.
Sarp, ülkede üçlü kararname ile atamalar yapıldığını, uzmanlığa bakılmadığı vurgulayarak, bunun sorun yarattığı değerlendirmesinde bulundu.