Otuz Kasım günü, gece. Türkiyede trafik kazası oldu. Emre Göçer adında paket dağıtıcı birisi yaralandı. Arkadan motoruna vuruldu. Enboli oldu. Pek de gündem olmadı. Nede olsa trafik kazalarına ve önemli cinayet şekilerine tıpkı bizdeki gibi Türkiye de alışkındı. Ama, kazaya neden olan araba şöferi tututuklanmadan serbes brakkldı.
Aradan birkaç gün geçti. Altı Kasım gecesi, Göçerin öldüğü haberi geldi. Birden halı kalktı ve gerçekler etrafa saçıldı. Meyerlim, motorluya vuran Somali Cumhurbaşkanının oğlu idi. Bu birliktelik haberi hemen birkaç gün öncesini de tetikledi. Neden soruları da hızla yayıldı. Çünkü arkadan vuran ve doğrudürüs sorgulanmadan serbes brakılan Somali başkanının oğlu, hemen yurt dışına kaçar. Halbuki en azından yurt dışı çıkış yasağı konması gerekirdi. Bu konuda Türkiye yargısı oldukça cömertdi. Meclis başkan yardımcısına dahi bu yasak konulduydu.
Özetlediğim gelişme, peşinden Somali Cumhurbaşkanı ekseninde tarttışmaları yoğunlaştırdı. Aslında Klasik bir tekrardı. Ama bu defa söz konusu olan Somali başkanının oğluydu. Üstelik trafik cinayeti haline dönen yaşanandı. Birden rejim sorgulanmaya başlandı. Paket dağıtıcıları protestolara dek olayı taşıdı. Adamıza da olayn anında gelen Adalet bakamı ise “gereken yapılacak” diyordu. Ama, gereken yapılmadığı için işler çoktan çığrından çıktıydı.***
Bu gelişmeler Türkiyede ister istemez Somaliği de gündeme taşıdı. Fakat, resmi idoloji kısgacı nedeniyle olay fazla konuşulmuyor. Halbuki önemli bazı noktalar da sırıtması gerekirdi. Örneğin kısa zaman önce Türkiye Somaliğe otuz milyon dolar hibe ediyordu. Yine bazı Somali yerleri Türkiyedeki şahsıma yakın şirketlere veriliyordu. Üstelik Türkiyenin Somalide askerleri vardı. Bizat rejimin koruyucuları oluyor. Tüm bunlar, bir anlamda Somali başkanının oğlu sorusunun yanına konması gerekirdi. Pek yapan olmadı.***
Türkiye Somali konusunda önemli rol alıyor. Öyle ki salt askeri deyil ekonomik ilişkileri de var. Örneğin, İMF borçlarını Türkiye ödüyor. Bir milyar üzerinde dolar hibe ve yardım yapıldı. İkibinonaltıda yayınlanan bazı uluslararası raporlarda Türkiyenin SOmalideki bazı yolsuzluk rüşvet konusu bulunuyordu. Türkiye kamuoyu bunları pek bilmez.
Yine, Türkiyenin en büyük elçilik binası Somalide yapıldı. Gösterişli Mogadişu binasıo olarak göze çarpıyor. Başta Mogadişu limanı ve hava alanı Erdoğana yakın şirketler tawrafından işletilmektedir. Böylesi ekonomik ilişki ağı kuruldu.
Tabi ki Somalide Türkiye askerleri de var. Bunlar rejimin kounmasında ve ordu eğitiminde önemli rol alıyorlar. Deyişik başka ilişkiler de var. Ama, siyasal olarak Somali Türkiye ile ilişkileri iyi. Üstelik şimdiki cumhur da Müslüman kardeşler eksenindendir. Siyasal bağ da tamamlama rolunda yerini alıyor.***
Bir de Somali hakında kısa önemli bilgi ekleyelim: Somali, doksanlardaki yeni dönemin ilk ihracat güvenliği yapılan ülkedir. Hesapta güvence derken, B.M. kararıyla ve Türkiyenin de asker koyarak ilk dış müdahale Somalide gerçekleşti. Tabi sonuç felaket oldu. Beraberinde Elşebap örgütünü de güçlendirdi. Elşebap yönetimi almasın diye birçok ülkenin askerleri Somalide konumlandı.
Daha geriye gidersek, Somali atmışlardan beri Sovyetler ve ABD nifus alanı mücadelesi alanıydı. Kapitalist olmayan Soveyet ile batı yeni sömürge alanı yapılma ikileminde epey sorun yaşadı. İsrami örgütlerin de temelini ABD ta o dönemden atıyordu.
Görüldüğü gibi, son trafik cinayeti ile konu olan Somali cumhur başkanının oğlu, karşımıza çok deyişik yönlü Somali gerçeğini de çıkardı. Türkiyedeki adalet ve rejimden, Somali dış politikasına, ordan yeni dünyanın Somalisinden uluslararası gerçekelri, yüzümüze vurdu.. Onun için Somalili kişi öyle basit deyildir. Ölüme neden olmasına rağmen yurt dışına çıkış yasağı dahi konmayan önemli derecede itibarı vardır. Buda hepimize ders olsun. Sadece K. Kıbrısa deyil Somalinin de nasıl para aldığı ve özelleştirme apıldığı dersi de ortada dolaşmaktadır.