Herkes gibi benimde Futbol merakım vardır. Takım tutma yanında kısa zaman öncesine dek hem K. Kıbrıs hem de Türkiye birinci liklerin takımlarınının nerede ise tüm katroya dahil oyuncularını da bilecek derecedeğim. Onun için Futbol sohbetlerine kolayca katılırım. Doğrusu bilgime de güvenen epey insan var. Öyle ki düne dek Futbol içinde oynatılan bahis veya toto gibi oyunlarda bana fikir soranlar da epey kişi oluyordu. Ben bazen direk ret bazen dolandırılarak ve yeri geldiğinde “şansımı satmak istemediğimi” söyleyen bahanemle çoğu kez yanıtdan hep kaçardım. Böylesi bilgi katılım ve güvenirliğim vardı. Taraftarlık nedeniyle de taraftarcasına bazen dürterek de rol aldığım zamanlar da epey oluyor. Bu hem kitlesel bağ geliştirmede hem de normal denecek ortamda güncel sorunardan kaçma esrumanı halinde Futbolu da kulandığım epey koşul da vardır..
Yine, 1998 yılında olduğu gibi, yapılacak dünya Kupası öncesi Futbol üzerinde beş makalelik dizi de belgesel şekilde Avrupa gazetesinde yayınlandı. Birikimimi yeri geldiğinde kulandım. Taraftarlık ile gerçeği güzelce karıştırıp yerine göre de kulandığım için, birçok alanda olduğu gibi Futbolda da bana en azından normal sohbet yanında bilgi amaçlı da yaklaşan insanlar oldu.
****
Peki diyeceksiniz, durup dururken neden Futbolu konu yapma ihdiyacı duydunuz: çünkü, son Türkiye gündeminden de anlayacağımız kadarıyla, Futbolun sadece futbol olmadığı gerçeği yeniden net sorunlarıyla karşımıza geldi. Senelerdir futbolun salt futbol olmadığını savunan kişilerden biriyim. Bunu birçok belge ve yaşananla da kanıtlıyordum. Futbol gerçekten salt spor deyildir. Hele 11 kişilik iki takım tarafından sahada oynanan kurallı spor oyunu da salt değildir. Sadece binlerce seyirci, kran ile ratyolarda yayınlanması, reklamların parası, takım oluşturma şekli, yönetim biçimi gibi olguları ekleyince, epey geniş alanı kapzayan olgu olduğunu anlarız. Daha da somuta inersek, alandaki kulanılan sermaye ile oluşan karlar futbolu şu anda dünyada dördüncü büyük endüsri sermayesi haline getirdiği gerçeğine ulaştırır.
Yetmedi; futbol denilince bahisler var. Şans oyunları şirketlrei uluslararası düzeyde çoktan geldi. Toto veya benzeri başka oyunlarla şanslar denenir. Bunlar geniş katılımlı ile büyük paralar olunca da önemli tehlikelerin de kuralaştığını anlarız. Şike lafı spurdaki rüşvetleme, satılma ve kara para yoluyla kazanma veya satın alınarak başarı kılınmanın ifade şekli haline sokuldu. Şike ile başlanınca da oynanan şans oyunlarına girmemek de olamazdı. Piyasada kara para denilen kuralın hem de güçlenerek işlemesi sonucu futbola da birçok uygulanan araçla kolayca girer. Bir anda spor denip de geçememenin durumunu anlarsınız. Hele para kazanmı, taraftar olarak kendini başarı kılma duygusu da eklenince, tüm kirli yasadışılıklar adeta kolayca kabullenip sevinme veya üzülme katılımcı oluşumlar da güçlenir. Bunlrın hepsi futbolun olmazsa olmazlrı haline getirildi.
Küreselleşmenin sonu da resmen yabancı denilen birçok olgunun, nasıl normalleştiğini de aşayarak seviniriz. Yabancı kişilere farklı yaklaşırken, futolda yabancı futbolcu hele de iyi oynayıp kazandırıyorsa tam tersi nasıl kahkramanlaştığını da direk yaşayarak kanıtlıyoruz. Bu durum sevincin ve üzüntünün yerelden ulusala, ulusaldan ululslararasına dek taşır. Bir futbol dünyası oluşur. Bunlar olur da sistemleştirilen, yaşam tarzı gibi davratılan, önemli günlerini konuşmalarından davranışlarına dek doldururken, elbet birçok olumsuz anlayışları da futbola taşır. Futbolda bu kirli işler ne yazık birçok defa kazanma adına kolayca kabullenip sevinilerek duygusal düşüncelerle davranılır.
Bu tüm sıralalaanlar ve eksrası son günlerde çokça izlediğimiz Türkiye futbolunda yaşıyoruz. Önce şu tartışmaya tanık olduk: Fenerbahçe ile Galatasaray yüzncü süper cumhuriyet kupasını oynayacaklardı. Normalde yüzüncü yıl da eklenince kupanın Türkiyenin en anlamlı ilinde yapılması doğaldı. Fakat, oluşan siyasal gerçek, madi gerekçeler sonucu süper kupa Sudi Arabistanda oynanacak. İki takımın da istemediği kesin. Fakat, federasyonun kararına da uymak durumunda kaldılar. Onbinlerce seyirci kupa maçının Türkiyede oynanmasını isterken, federasyonun böylesi hem spor hem de ulusal anlamlı maçı Sudilerde oynatması birçok spor siyasal saydamlaşma gerçeğini aktarmaya yetip artı.
***
Bir başka olay da “sadet zincirine” bey-nzeyen fakat daha da önemli dolandırıcı gündemidir. Adı Fatih fonu. Ama, pek de adını veren kişiye de dokunulmadan konuşulunuyor. Soruşturmada ifadesi dahi alınmadı. Birçok futbolcuyla başlayan dolandırma, iş adamlarının da olduğu kesinleşti. Kulanılan banka durumu da sahipleri bakımından daha da vahim. Ama, sadece dolandırılanların bir kısmı ile bankanın bir çalışanı işin içinde oynatılarak önemli soygunun tümü gündemden uzaklaştırılması da bbaşarıldı ne yazık. Fatih Terimin futbol karizması, para kaptıran bazı futbolcuların kazandıklarıyla dolandırılma miktarları futbolda da gerçeklerden kopulamadığının örneği halindedir. Bu tartışmalar oldu. Fatih Terimin adı hat da fon ismi oldu. Hepsinde ortak yön, kolay yoldan para kazandırma ile insanların nasıl kadırılma kültürünün çok net kanıtıdır..
Derken, Ankara Gücü kulüp başkanı sahaya inip bir hakemin burnunu kırar. Etraf tepkierle dolar. Federasyonun kararları ise alemicihana adaydır. Önceki tüpten maç yasağı ve ardından yeniden başlatma kararı dahi nedenli idari dengesizlik olduğunun basit anlayışıdır.
Konu olurken ve önemli gündemleşme ile konuşulurken şu acı gerçek de sırıtıyordu. Diyarbakırın Amet spor hem dayak yedi, hem dövüldüler hem de maç anında inanılmaz saldırılar gerçekleştirildi. Batı kamuoyu ve federasyon pek de tepki koymadı. Hat da kitlesel linç davranışlarına dek gelindi. Burada da spor falan deyil, Devletin Kürt bakışının spordaki uygulanan gerçeği ile karşılaştık. Onun için Ankara Gücü başkanının tavrı konuşulurken, kimisi ilgili kuluba yapılan ayrıcalıkları, kimisi AKP gerçeğinin spora yansıyışı ile birlikte konu edilirken, Amet spor gerçeği pek de bununla yanyana dahi konmadı.
Kısaca, futbolun sadece spor olmadığını yine son günlerde Türkiede yaşananlarla anladık. Tabi arada bizden de birşeyler çıktı. Takımların sponsörleri veya şans oyunlrının burada merkezileşmesi boşuna dilendirilirmiyor. Buda bizdeki hisenin pek de az olmadığını işaret ediyor.