Arada bazı haberleri duyarız. Doğrusu, önemsemediğimiz için de fazla önem vermeyiz. Fakat, bir yerde konu edilince de bu defa olayın önemi aklınız a yatar. Böyle tuhaflıklarla da önemsenmeden konu edilme uçurumu bir anda yazı konusu olma şansına da ulaşır. Geçen günlerde gerçekleştirilen Kaoperatifler çalıştayı benim açından rasgele olup da birden örnek konu hale sokulan olaydır. Adamızda kooperatif önemi ile gelen aşamadaki kendi öz gerçeklerimizle hizçeleşen ikileminde yaşanan koşuldur. Bu kurumsallaşma zamanında hem sömürgeciliği, hem de küçük üreticiği koruyacak yapı olarak oluşturuldu. Sonrasında özellikle kırsal ve kamusal alanlarda özerk yapılarıyla yan küçük sanayilerini dahi oluşturdular. Fakat, günümüzde Koperatifler arpalık halindeki yönetim araçları olunca da yönetimleri besleyen arpalık kriterine döndüler. Bu nedenle önemsizleştirilen ve arpalıklaştırırarak hem yandaş hem de finasnman kulanım noktasına koyunca, Çalıştay adı dahi koperatiflerin önemini gündemleştirip konuşturtmaya yetmedi. Sadece benim gibi önce önemsemeyen, tanıdıklarla konuşurken de seçenek olark söylemekle birden çalıştayın deyil de konuşmanın sonucu makale yazma noktasına vardım.
Ülkemizde durmadan çalıştaylar yapılır. Hep bir kesimin finansörlüğü ile adet yerine bulsun kurları neyazık öne çıkar. Daha kötüsü, konulan imgeye de uygun olmayan şekilde süreç işler. Zaten, ilk başlarda bazı duyarlı kesimlerin konuya önem verip hazırladıkları raporların da karşılıksız kalıp hiç dikate alınmama sonucu, artık çalıştay lafı önemli kesimde karşılık bulmuyor. Konuyla alakadar olanların önemli kısmı rantını veya adet yerini bulsun çizgisini aşacak durumda deyildi. Örnek ise son yapılan Koperatif çalıştayı gösterile bilinir. Dikat edilse ve konuyu gündeme taşınma amacı olsa zaten sorular baştan başlar.
Bizdeki koparetifcilik seksen başına dek özerk yapıdaydı. Oldukça işlevleri de vardı. Birçok küçük sanayi de kooperatifleşme özerkliğin ürünüydü. Tütünden Sibrovekse dek hep öylesi geniş alanda oluşturuldu. Fakat, seksen başında olan yolsuzluk gösterilerek, soruşturma yapma amacı konularak Koperatiflerin özerkliği bir gecede kaldırılıp, yönetimin bir idari birimi haline getirildi. Ogün bugündür, bizdeki Koperatifcilik özerk deyil resmen yönetime bağlı bir dayre gibi işletildi. Yolsuzluk gerekçesi mi o çoktan hafızadan yok etirildi..
Basit bu gerçek dahi konuşulmaz. Yolsuzlukla el koyma süreci hala sonlandırmadı. Üstelik yönetimin arpalığı olması sonucu, kooperatifin parasına bazen destk bazen borç olarak el konuluyor. Koperatif işleyişi arpalık kriterine bağlı olduğu için de bol bol istihtamla partili kullarla dolduruluyor. Atamaların hikayesi ise bir başkadır. Böylesi siyasal rant kapısı haaline getirilen koperatiflerin devlete oldukça borcu var. Bunun yeri geldiğinde sadece fayizi ödenir gibi yapılır. Bu dahi nedenli kulanım yapısına getirildiği de ortada. Birçok alandaki kooperatifler ise resmen iflası çoktan ilan eti.
Sgandaları ise sonucu olmadı. Helimler sgandalı ateşkese takıldı. Aynen güpre italatında olduğu gibi. Büyük banka soygunu ise çoktan buharlaştırıldı. Büyük idiyalar ve siyasal sarsıntılara rağmen önemli yolsuzluk ve soygunlasr ya mahkemenin bir yerinde yok oldu veya daha başlatılmadan sildirtildi. Verecek çok konu var. Üstelik Koperatifcilik alanındaki yanlışar ve bile bile yandaşa kaydırma tutumları sonucunda en çok işleyip küçük üreticiliği destekleyen alan şimdi adı dahi yok. Kırdan şehire veya uluslararası ihracat etme politikaları sıfırlandırıldı. Sadece arpalık ve yandaşa hizmet kuralı işletilmektedir.***
Yetmişsekiz yılında K. Kıbrısa gelen TC yetkilileri Koparatif konusuna da baktılar. Ecevit aslında koperatifleri Türkiye devlet bağımlı aygıt gibi yapmak istiyordu. Gelip giden uzmanlarının ona buradaki durumu anlatınca, Ecevit, tarihi sözlerini söyledi: “K. Kıbrıstaki kooperatiflere dokunmayın”. Fakat, çok geçmeden bu defa siyasal yetkililerin kooperatif yolsuzlukları gerçekleştirmesi ve peşinden de kararla özerklik yok edilip resmen yönetimin arpalık kriteriyle yönetilme sürecine geçti. Atamalar hep yönetim tarafından yapıldı. Banka yağmalarla boğuşturuldu. Birçok işleyen bölüm resmen bile bile batırılarak özel sektöre teslim edildi veya kapatıldı. Bunlar günümüz koperatifciliğin geldiği sürecin başlangıç adımları oldu.
Şimdi, kooperatif derkeen kimisi işe girme, kimisi de olanakları kulanma derecesinde algılıyor. Doğrusu birçok partili ya yönetici veya çalışan hale geldi. En somut son örnek Binboğa tesisidir. Karlarla brakılan kasaya rarğmen şimdi uygulama sonucu can çekişiyor. Tuhaf Türkiyeleşme rant girdabına sokuldu. Ozaman da Koperatif çalıştayı ve Tatar, Fikri atışlarının da sözleri sadece güne hamasi şerbet katma dışında anlamları da kalmadı.