K. Kıbrıs Türkiye gerçeklerini akıldan silmemek gerekir. Üstelik, K. Kıbrıs Türkiye yapılannasında eşit koşulalrın da olmadığı kesinken. Ayrıca, bağımlılık ilişkisi, K. Kıbrıs içlerine dek damarlarına dek işlemesi de orada olanların buraya direk yansımasının da ötesinde, resmen burada ilgili uyumlaşmayı yapması gereken görevlilerin dahi olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.. Eksradan, nedeni belirtilmeden K. Kıbrıslı bazı kişilerin Türkiyeğe girmeme gibi ilhaklaşma, sömürgeleşme kurumsallaşmasının sonuçları da bize has tutumlardır. Fakat, önemli olan, onca içselleşme ve oluşturlan yönetim direk Ankaralaşmaya rağmen, hala bizde birçok Türkiye gelişmesine dokunmayarak ayakta kalma veya kendine dokunulmama inancının yagınlığıdır. Daha da gelişen önemli başka esruman da K. Kıbrısta olanları istenilen şekliyle kulanıp banbaşka K. Kıbrıs algısının da oluşturulmasıdır. Ne yazık salt iktidar deyil son mülk satışlı algıların oluşturulmasıyla konunun banbaşka eksende konuşturulması gibi.***
Tekrardan soralım: son Türkiyede olan gelişmelerden haberiniz var mı? Örneğin, herkesin takım tututarak dahi düşünce geliştirdiği spordaki Fatih fonu durumundan bilginiz varmı. Üstelik benzer olaylar Motrcu Güner den tutun Erenköylü Altayın dahi benzer dolandırıcılık sadet zincirlerinin da yaşandığı ortamda. Futbol aşkı ve idolerin sonunda nasıl bir olay oluşturması bakımından Fatih fonu olayının en azından haberi ve bilgilerinin verilmesi önemlidir. Hele de sık sık soygun, kandırmacalar, kara paraa aklamaların gırla haberleştiği, şans oyunlarından, kandırarak büyük fayizle dolandırılan veya başka ifadeli yaşananlar da bizde yaygındır. Yine de bu konuda ilgilenen pek yok gibidir.
Yine gelelim hekimlere: tam da sağlık yerlerde sürünürken, kurumsal sektörler çirkinliklerine kapılıp kolay para kazanma sistemine uyulmuşken, ilaç sgandalında dahi ne hekimler nede etzacılar konuşamaz ve konuşunca da öteki durumlar gündeme gelirken, son Türkiyedeki hekim örgütlerine yapılanı duydunuz mu? Mahkeme kararıyla TBB kayum ilanına ne diyorsunuz. Dikat edin benzeri yasalar burada da dolaşmaktadır. Bizimkilerin bir farkı, demokratik hakların ne olduğu, kamusal anlamın uygulanmasını çoktan unutuyor halde oluşlarıdır. Onun için hastayı müsterileştirirken, sağlık sektörlü kuralları işletirken, yarın ayni uygulamanın buradaki örgütlere gelmeeceğini kimse garanti edemez. Hele de son ilaç reçete rezaletşen konu kimilerine hala gereken uyarıyı yapmama gerçeği de ortada dolaşırken.
Benzer konular hala K. Kıbrısta ses getirmiyor. Tarikatlar olayında yazdık. Gericileşen TC eğitim konusunun buraya da geleceği ikazını da belirtik. Kimisi biraz da alay ederek “burada tutmaz” diyerek dalga dahi geçenler oldu. Ama, son kitaplardaki yapılan deyişim ve konulan konu şekli karşısında ayni lafları söyleyenler, şimdi bu yokmuşçasına geldiler. Yine din işleri yeni atanan da kabulendi. Tıpkı Üstel kabinesindeki atanmışlık gibi. Bunlar gayet münasip şekilde gerçekleşti. Hele de kirli işlerdeki yoğunlaşmaya diyecek yok. Ama, ne varsa çökertme ve rant alma adına da teslimiyete hahzırlanmaktadır. Elektrik kurumundaki yolsuzluk ve istihtamlar bunun basit normaleşen uygulamalardan biridir. Tabi bunun bedelini ödeyen ahali de hala kirli çürüyen yapıdan ayrıcalıklı fırsat kapmaya devam ediyor. Onun için Türkiyedeki gelişmeleri bilmeme, oranın iktidarına övgüler dizerek çıkarların devamına oynanmaya devam deniliyor.
Pile ile başlayan, şimdi de Kermiya kapısında sürdürülme yolunda olan B.M. gözetim bölge krizleri de provakasyon ve kriz tırmandırma seçeneklerinin de öyle pek de uzakta olmadığının önemli işaretleridir. Bunlar yapılırken de kimileri takelerini takıp sadece hükümetçilikte bağırıp sorunların çözümü demeğe devam ediyor. Çünkü görmektedirler ve birisi de direk yaşadı, sıra onların da başında bekliyor. Son olarak Bugün gazetesine de dava aşamasında olması dahi gazetecileri mesleki ortaklığa taşıyamadı. Örgütler tabela ve sınırlar içinde çıkar ekseninde daralarak devam etme peşindedir. Tekrar edelim: son mahkeme kararıyla Hekimlerin yönetim konseğinin görevden alınıp kayum atanması konusunu bizim doktorlarımızın hele de yöneticilerin haberi oldu mu?
Eksen böyle oluşuyor. Son olarak Özgür gazetedeki K. Kıbrısla alakalı elçilik yetkilisinin durumu da yeniden tekrarın ötesine geçemedi. Kamuoyu zaten çoktan alıştırıldı. Bir de Afrikalı ve Yahudilikle içteki ırkçı eylimleri de tatmin edecek dışa vurma olunca, Türkiye gelişmelerinden uzak, kendi havamızı çalıp kendi yalanımızla oyalanmaya devam. Hele Üstelin Ankara seyahatnameleri ve Tatarın devretiği ayle televizyon konusu dahi sgandaları aratmayacak bilgilerle uçuşmaya devam ediyor. Ama Ercanla uçuş dahi son yaşananla tehlikeli olduğu da kesin. Ama, açılışları kim yaptı ve neden bitmeden yapıldı sorusu da yok. Onun için Türkiyedeki gelişmelere dokunma da burada ne istersen yeri geldikçe söyle. Kamuoyuna da nini veya isyan havası vermeğe yetiyor.