yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSyriza'da ne oluyor? - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Syriza’da ne oluyor? – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son günlerde sadece Syriza deyil, genelikle Avrupa solunda olanları yazmayı düşünüyordum. Araya sıkışan acil gelişmeler, bunları biraz ötelememe neden oldu. Şimdi, sıra yine Yunanistana geldi. Konumuz da Syrizadaki son ayrılmalarla solun düştüğü durum.

Yunanistan aslında önemmli sol birikime sahip. Sadece merkezi parti şekliyle deyil, sendikal hareketler ve demokratik örgüt ekseninde de sosyalist potansiyel oldukça yaygın. Birçok konuda Yunanistanda direnişler gerçekleşiyor. Son Filistin yöresindeki İsrail katliyamlarına da en yoğun protesto yapılan Avrupa ülkesi de Yunanistan olması, tesadüf deyildi. Bu Yunanistnada önemli sol parti Syrizada ise ayrışma ile yeni oluşum tetiği resmen çekildi. Ayni gelişmelere benzer Almanya Sol parti ile Fransadaki yeni oluşup parlementer seçimde başarı kazanan Boyun Eymeyen blokunda da ne yazık yaşandı..

Tümüne deyinme yerine, bizim de yakından az çok bildiğimiz Syriza kon nusuyla, şimdilik incelemelere başlamayı uygun gördüm.

***

Syrizanın öteki Yunanistan sol partielrden farkı, yeni oluşudur. Yunanistanda yaşanan ve resmen AB merkezli ateşleme ile de alevlendirilen ekonomik finansman kriziyle Pasokta oluşan kriz sonucu Syriza sol bazı parti ve gurupların itifakıyla kuruldu. Bir anlamda Avrupada görülen sosyal muhalefet dalgasının oluşturduğu yeni tip yapılanmaydı. Pasoktaki kırılma ve özellikle kriz başlangıcında Yunanistan hükümetinde olması nedeniyle engel olamama sonucu oluşan boşluğu, Syriza oluşumla solda dolduruldu.

Birçok kesimin sol eksenli Syriza oluşumu, bu nedenle önemsendi. Ayni zamanda neleri yapacağı soruları da kuşkularla izlenmeğe başlandı. Tabi bazı umut bekleyip siyasal görüşe dikat etmeyenler Syrizaya sarıldılar. Siprasın giyimi ile yeni seçenek kurgusu yapanlar dahi oldu. Nitekim, Syriza daha ilk seçimden çoğunluğa ulaştı. Öyle ki beklenmeyen önemli başarıydı. Söylenmeleri de soldu. Fakat, kazanmak deyil de kazandıktan sonraki duruş daha kazanmadan öne çıktı. AB üyesi olan Yunanistan, bizat başta Almanya olmak üzere krizi tetikleyen yapıdaki siyasal duruşu merakla bekleniyordu. Syriza, probaganda ekseninde hep sunulan Troyka planını kabul etmeyeceğini a açıklıyordu.

Yönetime gelen Syriza başlangıçta pazarlığa oturdu. Önemli talepleri vardı. Üstelik, Almanya ağırlıklı dayatmaları da kabul etmeme eylimindeydi. Fakat, resmen AB troykasıyla dayatıyordu. Epey gerilim oldu. Syriza da Pasokun ikilemine geldi. Pasok sonunda AB merkezine “ben konuyu referanduma getirecem” diye yanıt verdi. Fakat, AB merkezli dayatma, Psoku tarihi çöküşe doğru itiverdi.

Syriza direti. Bazı tavizler verdi. Olmuyordu. Almanya başta olmak üzere hep bastırıyordu. AB bağlantıları resmen şantajla Yunanistana likilite dahi vermeme noktasına getirdi. Syriza şaşkındı. Yunanistan halkı ise sokakta Syrizaya destek veriyordu. Sipras ta ayni kartı oynadı. İleriye getirdi. Yunanistanın URO dan çıkma dahi seçenekli referandumda halk Gerektiği halde Avrupa para biriminden de ayrılama desteği verdi. Fakat, onca gerilime rağmen Syriza halktan istediği onayı da almasına jarşın, referandum talepli sonucu deyil de dönüp Troyka planını kabul etti.

Syrizanın artık geri adımına neden oldu. İlk fire resmen maliye bakanının ayrılıp yeni parti kurmasıyla gerçekleşti. Geçen yılki seçimde ise Syriza resmen deprem denecek derecede oy kaybeti. Sağa iki seçimdir iktidarı teslim ediyor. Üstelik de Syriza hep oy kaybediyordu. Sipras en normal davranışla istifasını direk verdi. Demokratik gelenek işlemeye başladı. Yunanistan Syriza üyeleri bu defa cezalandırılan partileri için başkanlık seçimine gitiler.

Seçim sonucu ilginçti: partide tanınmayan ve Amerikadan gelip Kasulakisin kazanmasıyla sonlandı. Bu durum beraberinde siyasal tartışmaları da taşıdı. Özellikle Kasolakisin savunduğu daha sağa açılma politikası ile gösterdiği görünüm, bir anda Syrizanın sol kanadının kopmasına dek kısa zamanda gelindi. Bu durum sürpriz deyildi. Hele iktidar deneyimi sonrası olması da sosyalist partilerin yönetime geldikten sonraki yaşanan ne ilk nede son fırtına olacaktı.

Şimdi, Syriza resmen önemli kişileri kaybeti. Kasolakis ise hala bilinmez politik eksende popilizme oynuyor. Ama şu gerçek de var: onu seçen Syriza üyeleridir. Paraşutla gelmedi. Gerçek ise Syrizanın yaşadıklarıdır. EN kritik anda oynadığı siyasal kumar tutmadı. Çünkü, Troyka anlaşmasını halka sundu. Ret edildi. Halka bazı radikal öneriler önerdi, kabul edildi. Ama, uygulamadı. Bir anlamda krizle yükselen muhalefet dalgasını kitlesel olarak talepleştirdiği olguları kendi ret edip teslim olunca, yükseliş düşüşe hemen geçti. Çünkü bunları daha iyi uygulayacak YDP vardı ve onlar da seçimi aldı.

Yunanistanda sol potansiyel yüksek. Direniş eylimi de oldukça deneyimli. Syriza yenilgisi veya parçalanması yanında YKP ve yeniden Syriza gerilemesiyle canlanmaaya başlanan Pasok var. Syrizadan dönemsel kopan kesimlerin ise buluşup daha güçlü sol hareket oluşturup oluşturamayacağı da soru işaretli. Tüm bunlar Yunanistan solunda yeni beklentileri de geliştirdi. Tek gerçek ise tam da tükeniyor denilen sağın bu defa kriz nedeniyle de güçlenen faşist partilerle şimdilik yönetimde olması sonucudur. AB gerçeği ve Yunanistan birlikte değerlendirilmelidir. Üstelik sol da her hükümet olma sonrasındaki böylesi krizlerdeki neden sorusuyla kendini eleştirmelidir. Eleştirmekle kalmayıp, AB sürecinde alternatif Avrupa tezini geliştirmelidir. Yoksa, sol geriledikçe, tüm AB içinde görüldüğü gibi, faşist partilerin iktidar yolunu da aşdığı kesindir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
336AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin