yaklaşımlarİsmet ÖzgürenÇalınan 45 yılımı kim geri verecek? – İsmet Özgüren
yazarın tüm yazıları:

Çalınan 45 yılımı kim geri verecek? – İsmet Özgüren

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

KKTC 15 Kasım 1983’te ilan edildiğinde 23 yaşında bir delikanlıydım ve o günden bugüne 45 yıl geçti. Artık yaş kemali bile geçti, şu an dönüp geriye baktığımda acı ama gerçek sıfır var elde sıfır. Neden mi bu kadar karamsarım?, çünkü, en basit bir örnek verecek olursam, herhalde dünyanın hiçbir coğrafyasında yaşanmayacak şekilde KKTC denen bu “ Devletin” yayın organı olan BRTK’ya tam tamına 28 yıl boyunca “Sözleşmeli” yani geçici statüde hizmet verdim ve kadrolanamadan Sosyal Sigortalardan emekli oldum.

*****

Tabi BRTK’da bu mağduriyet ve tuhaflığı yaşayan sadece ben değilim, nice arkadaşlarım benim gibi geçici statüyle emekli olurken, niceleri hala aynı ayrımcılık altında orada görev yapmakta. Devam edelim, 15 Kasım 1983’ten bugüne, bu yarım adacığın demografik yapısı hep Türkiye’den çeşitli vaatler veya “Ekmek parası” gerekçesiyle gelen insanların lehine değişti ve değişmeye de devam ediyor. “Bağımsız” olduğu yalanıyla dünyayı kandıracaklarını sandıkları bu kabile bile olma kapasitesinden uzak sözde devlet, yıllar itibarıyla kaçakçılığın, kara paranın, insan ticaretinin, mafyanın, seks köleliğinin, kumarın ve en nihayetinde “Ana” dediği Türkiye’nin kalınbağırsağı oldu.

*****

Rauf Denktaş tarafından ilan edilen KKTC yetkilileri, o yıllarda Türkiye’de rejimi elinde tutanlara karşısında belli oranda saygı görmesine karşın, bugün geldiğimiz noktada salt bir “Kukla” olmaktan hatta sokaktaki insanın deyimiyle “Tokat oğlanı” olmaktan öte hiçbir işe yaramamaktadırlar. Örnek mi gerek hemen vereyim. KKTC’yi kurduğu ve sonsuza kadar yaşatacağını her platformda ağızları dolu dolu haykıran UBP, kuzeyin en büyük (Sayısal anlamda) partisi olmasına karşın ne parti başkanını seçme ne de hükümete hangi bakanı atayacağına hatta kim ve kimlerle hükümet kurmaktan acizdir. Örnekleri sıralamaya devam edelim.

*****

Türkiye’de 2001 yılında iktidara gelen Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’si bugün tam anlamıyla adanın kuzeyinin mal sahibidir. Bunu neremden mi çıkardım?. Yaşanan pratiklerden. Örneğin 2004 Anna Planı referandumunda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin referanduma “Hayır diyeceğini bilen Erdoğan rejimi, Avrupa ve batı havarisi kesilerek, adanın kuzeyindeki çözüm rüzgarını da arkasına alarak deyim yerindeyse Avrupa Birliği’ni kandırmayı başarıp istediğini aldı ancak o günden itibaren de kuzeye yönelik tavırları ve rehin tutma pozisyonunu geliştirip büyüttü. KKTC’nin 40’nci yılında ise geldiğimiz nokta tam anlamıyla Kıbrıslı Türkler adına tam bir felakete dönüştü.

*****

“Eşit Egemen Devlet” hayali ve ısrarı sürekli süslü ve altı boş sözlerle pazarlanmaya çalışılsa da, acı ama gerçek, Kıbrıslı Türklerin, ne kadar Türk, Osmanlı torunu, Müslüman ve biat edebilir birer varlık oldukları sorgu ve aşağılamasıyla devam ediyor. Özetle, KKTC denen uyduruk yapı bu ülkenin bir ferdi olarak sadece benden 45 yıl çaldı ya diğer insanlarımızdan alıp götürdükleri. Kim isterse kusura baksın KKTC’nin ilanı kutlu mutlu olmasın…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
330AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin