yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBilmemeye vurma ile bilmeme kıskacında - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Bilmemeye vurma ile bilmeme kıskacında – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son dönemde çok kötü kültürleşen düşünce tutumlarıyla sık sık karşılaşıyoruz. Birçok çevre, çıkarı veya gerçekten bilgisi olmama sonucu olan düşünce davranışlarıyla yoğun biçimde karşılaşıyoruz. Sistemin oluşturduğu idolojik yapı ile kitlesel düşüceleştirilen kültüre dek geldiğini anlıyoruz. Gerek rıza gerek se baskıyla gerçekleşen bu yaşam tarzı, resmen birçok konuda gericilikle otoriterleşmeğe gidişatın da yolunu oluşturdu. Kınbrısta giderek onca Türkiyeleşme koşulalrına rağmen, Türkiye gerçeğini yok sayarak konuşma ve öneri sunma düşüncesi, bazen bileni ret ederek veya bilmeyen kesimlerin resmen algı tutsaklık rızasıyla yaşanmaktadır. Türkiyedeki kurumsal çöküş ile hala yeni rejimi tam gerçekleştiriyemeyen siyaset olayı yaşanmaktayken, bunun K. Kıbrısa direk sancısız yansımaları da hala birlikte K. Kıbrısta deyerlendiren çok az kesim vardır.

Kimisi, çıkar veya korku adına bilip de bilmeme duruşunda devam ediyor. Hat da daha kötüsü, bu duruşla adeta fırsat kendine geleceğini veya dokunulmayıp gülenin geçeceğine inanç oluştu. Bir anlamda bilmeme duruşu, resmen yaşanana rıza olmanın da teslimiyetini yaşatıyor. Öyle ki bugüne dek sistemin uygulayıcısı olan partiler dahi elerinden yetkilerinin alınmasına rağmen, yine de konuşmama ile fırsat beklentili çıkar ilişkilerine takılıp kaldılar. Türkiye olayını yalaka ve koltuk havasında devam etirenler, artık gerçeklerin yok olmasına da ses çıkarmıyor. Öyle ki yeri geldiğinde silinen hafızalar sonrası yeni yalanlarla adeta tarih yazılımı ile kültürel yaşam şekillendirme hamleleri de artıyor. Bunları eğitime dek sokarak, yasal koruyuculuk getirerek de kurumsallaştırılıyor. Örneğin sık kulanılan garantörlük konusu dahi öyle yalanlarla ilerletildi ki şimdi bazı ünüversiteli öğrencilere öğretilen konu gibi “Türkiye KKTC nin garantörüdür” yalanını dahi bilimsel gerçek ve siyasal haklılık olarak kabullendirdiler. Böylesi bir yalan mekanizması yerleşti.

Bilip de bilmeyenler, daha sonra bu rıza tutumlarıyla resmen bildikelrini de unutma noktasına gelmeleri de kaçınılmazdır. Öyle ki dünyada konuşulan Türkiyeği dahi konuşmayarak, kurdukları kurgulu Türkiyeği konuşuyorlar. Oysa şu anda Türkiyede resmen rejim deyişiminin kurumsal yeniden ayarlanması süreci yaşanıyor. Son yargıdaki kriz adeta darbe ile  hem hukuksal yıkış hem de yeni tek adam kurumsallaşmanın da yeni son hamlelerinden biri gerçekleşiyor. En basit tüm hukuki kuramda olan Anayasa yetkisi dahi son günlerde Türkiyede nasıl yerlebir edildiğini direk resmi ekranlarda dahi görüyoruz. Öyle görüyoruz ki Yargıtay yetkililerin çağrısıyla, savcılık anayasa yargıçlarına soruşturma açıyor. Nedeni ise verdikleri karar oluyor. Böyle bir uygulamayı hiçbir yerde bulmazsınız. Yazılı hukuk ilkelerinde de yok. Yapılan hukuk yetkisinin kurumsal son kırıntılarının da sildirtilmesidir. Anayasal sistemin de çökertilmesidir. Zaten, ardından direk Erdoğan anayasa deyişimi konusunu seslendirdi. Tanımadığı, uymayacağını söylediği anayasa için yeni anayasa dedi. Bu tür davranış Pakistanın askeri cunta döneminde dahi gerçekleşemedi.

Bir başka konu da Vahdedindir. Osmanlının son Padişahı olup, ingiltereğe gemiyle kaçan Vahdedin, şimdi yeniden tartışılmaya başlandı. Tarihi yeni belgelerle deyil. Yemi rejimin gitiği hol nedeniyle yaşanıyor. Vahdetinin eleştirilmesi dahi soruşturma nedeni oluyor. Başka önemli bir nokta da Erdoğanın önce “bu yıl zam yapılmayacak” deyip de sonraddan gaza zama yapması haberleştirilmesine RÜTK tarafından ceza yağdırıldı. Bunlar şimdiki Türkiye gerçeğini anlatmaya yetip ve artması gerekir. İsterseniz, Kıbrısa da gelme adına, Adiyamandaki otel faciyası sonrası yapılan idiyanamede, imar afı ve denetlemesi gereken belediye konusunun olmaması durumunu da eklemekle girelim.***

  1. Kıbrısta bu konular hiç konuşturulmaz. Üstelik burada dileyen dilediği yalanı da artar. Kitaplara koyup des-rs öğretisi olarak kor. İnsanlar da bazı sesler dışında protesto eylemine dahi taşınmaz. Bilimden gericileşmeğe veya bilimsellikten cihalete giden yeni kültürleşme boyutuna gidilir. Buda gelecek K. Kıbrıs gerçeğidir. Zaten son koltukçuların kimin tarafından atandığı herkesin bilip ve bilmezliğe havale edilen basit gerçek haline getirildi. Seçilenlerin durumu da malum. Sanki bunlar yokmuş gibi de birileri çıkıp “Türkiye bunları bir bilse, koltuktan alır” diyecek pişkinlik de var. Ama, oluşan temel gelişmelere kimse dokunma niyeti de yok. Söylememe koşuluyla da sizi konuştururlar. Bu yüzden ben bazı Türkiyeğe açılım yorumlarım nedeniyle bazı medyalarca prokramlardan çıkarıldım. Konuşmamak kaydıyla konuşacağımı söyleyen yerler de var. Sadece Hükümete dokun diyenleri de eklemek gerekir. Bilmemezliğe vurma yoluyla buranın yapısının  çökmüş, çürüyen yapısının devamında rolüm olması isteniyor. Hep eleştiriler karardan dahi haberi olmayacak derecede yetkisizleştirilen koltukçulara yüklenmesi isteniyor. Onlar da çıkar adına bu hizmetden geri durmuyor. Bir düşünün Üstel Bosnaya gidiyor. Oradaki durumu gerçekten bilmesi gerekmiyor. Hele katıldığı etkinlik ile söylediği sözlerin de tutarsızlığı sorun deyildir. Ersin Tatar ise İngiltere gezmesinde, adını resmi dese de işi pasta kesmek le sınırlı. Günlerce orda cirit atıyor. Ama ilaç için para yok. Harcılah ve harcamaların miktarı da açıklanmıyor. Fikri beyin panayır gezilerini veya Yüce Meclis lideri Törenin son benzin hikayeleri en basit yurtaşın dahi yapmamayı düşündüğü davranışların da gerisinde olduğunu ekleyelim. Ama, bunları Türkiye istiyor ve onun için de koruyor.

Biz bunları bilmeyelim. Konuşmayalım. Bilmeme ile kazanınca da unutup o yalanların içinde debelenip duralım. Yapısal gerçek olunca da hangi tavır uygulanırsa uygulansın, koşulların sonunda bu sistemin işleyişiyle özdeşleşecektir. Ama, sıra beklersek, hükümet deyip de sınırı hemen çizelim. Ozaman da yalan veya küfür normal davranış gibi gerçekleri örtmeğe devam noktasında takılıp kalınır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin