15 Kasım 1983, Türkçe gonuşan Kıbrıslıların yağmurdan gaçarken doluya dutulduğu, uluslararası tüm hak ve menfaatleri gendi toplum liderleri tarafından gasp edildiği, 10 yıllara yayılacak sosyokültürel ve ekonomik erozyonun başladığı yıldır.
Yüzlerce yıllık kapı komşularıyla ‘tek ada halkı tek devlet’ deyemeyenler, bugünlerde ‘tek millet üç devlet’ sloganıyla karşıtlık üzerinden kurgulanmış bir senaryonun figüranı olmak gayretindedir.
40 yıldır ‘caydırıcı olması beklenen’ ambargo ve kısıtlamaları araçsallaştırarak Kıbrıs’ın Kuzeyinde istediği atı koşturan Türkiye Devleti, asimetrik nüfus taşıma ve vatandaşlık programlarıyla hibrit bir Kıbrıs Türk Kimliği oluşturmuştur.
Tahakküm, beraberinde Türkiye devletinin Kıbrıs’ın Kuzeyindeki tüm altyapı, üstyapı ve örgütlenmeler üzerinde de etkili olmasını getirmiştir. Buna bağlı olarak; sözde-devlet KKTC’nin (potestas) meclisinden tut devlet mekanizmasını oluşturan tüm kurumlarının yapıp etme kudretini (potentia agendi) Türkiye devletinin denetimine ve insafına bırakılmıştır.
Hibrit Kıbrıs Türk Kimliği ve tahakkümün domino etkisinde, adanın siyasi örgütlerinin de önemli savrulmalarla dejenere olduğunu görüyoruz.
Çok fazla teknik detaya inmeye gerek kalmadan; BUNUN ADINA İŞGAL DENİR! Bağımsızlık günü değil!
Bugün birçok şey için geç kalınmış olsa da hala kurtarılmayı bekleyen onlarca şey var. Geçmişimizde milliyetçiliğin bu toprakları nasıl kanla suladığını birinci elden deneyimlemiş ada halkı olarak, Kıbrıs’ta barış ve çözüm istemcimizi bıkmadan, usanmadan, fikren ve fiziken her zamankinden daha da güçlü şekilde ortaya koymalıyız.
Faşizmin etnik temizliğe dönüştüğü Filistin’de saldırganlığın 4 yaşındaki bir kız çocuğunun yüzünü kan ve toz içinde bırakırken, kulaklarını inleten bir seyirmeye boğduğunu ve serçe bedenini yaşadığı şokla tirtir titrettiğini gör! Bil! Anla! Geçmişini hatırla!
Kıbrıs’ta barış temelli bir çözüm olana dek, adanın her yanı işgal altındadır! Kıbrıs’ın Kuzeyi Türkiye, Güneyi ise Emperyalist Batı ülkelerinin işgali altındadır. Filistin’deki gerilim Kıbrıs adasını tam bir askeri yığınağa dönüştürdü. Kıbrıs’ta çözüm mücadelesi, anti-faşist, anti-militarist, anti-emperyalist bir mücadeledir!
Tam da bu nedenle, 15 Kasım ve muadili top, tüfek ve bayrakla kutlanan hiçbir bayram bana, bize ait değildir, olmamalıdır. Kıbrıs’ta barış! Filistin’de barış, dünyada barış hemen şimdi!
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.