yaklaşımlarİsmet Özgüren“Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” - İsmet Özgüren
yazarın tüm yazıları:

“Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” – İsmet Özgüren

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Mevlana’nın herkesçe bilinen bu veciz sözleri bana göre tam da bugün toplum olarak yaşadığımız ikiyüzlülüğün ilanıdır.  Son iki haftadır ülke doktor ve eczacılar üzerinden kamuoyuna yansıdığı şekliyle “Sahte reçete skandalı” denen zorlama bir gündemle meşgul. Neymiş olan, doktor ve eczacılar “Sahte” reçetelerle devleti dolandırıp haksız gelir elde ediyormuş.  Güzel, o zaman Polis burada bir suçu ve ihmali olan varsa mutlaka yargılanıp gerekli cezayı alacak ve devlet de zarar etmekten kurtulacak. Hangi devlet, bu sözü edilen zarar ve ziyandan kurtulmuş olacak? Bugüne kadar vatandaşına doğru dürüst bir sağlık hizmeti sunamayan, hastanesinde ilaç bulunamayan, vatandaşının yanında doktorunu, hemşiresini, hastabakıcısını ve bilumum sağlık görevlisini mağdur eden devlet.

****

Bu olayın bir yüzü, şimdi gelelim madalyonun diğer yüzüne ve Mevlana’nın veciz sözlerine. Bugüne kadar ülkede yaşanan olaylar karşısında polisin kendine göre kurallarını uyguladığı herkesçe bilinen bir gerçek. Polis, istediği zanlıyı istediği an kimsenin ruhu bile duymayacak şekilde arka kapıdan mahkemeye çıkarabilirken, kimi zanlıları ise kelepçeleyerek gözümüze soka soka, hatta Yeşilçam filmlerini aratmayacak senaryolarla mahkeme koridorlarında gezdirip görüntü alınabilmesine gerekli “kolaylıkları” da sağlayabilmekte. Tabi burada çuvaldız ve iğne gerçeğinden hareketle iğneyi biraz da kendimize batırmasını da bilmemiz gerek. Son yılların popüler haberciliği haline gelen Dijital Medya veya habercilik vasıtasıyla mesleki etik değerleri, masumiyet karnesi ve onur gibi kavramlar ise yerle yeksan duruma gelmiş vaziyette. ( Bu aşamada mesleğini layıkıyla yerine getiren ve her türlü etik değerleri koruyup kollayan meslektaşlarımı tenzih ediyorum).

****

Sözüm ve eleştirim, belki de sağlık hizmeti aldıkları ve ilaçlarını sürekli temin ettikleri eczacıları çarşaf çarşaf açık isim ve boy boy fotoğraflarıyla teşhir edenlere. Özetle, toplum olarak içine düştüğümüz çürümüşlük hali bizi sürekli bencilleştirirken maalesef yok ediyor ve biz ya bunun farkında değiliz ya da hala “Bana dokunmayan yılan bir yaşasın” modundayız. İşte bu hal de her geçen gün elimizde ne kaldıysa onların da tükenip yok olmasını sağlıyor. Ve son söz, gözümüzü açıp bu kış uykusundan uyanmamaya ısrar ettiğimiz sürece, yarın her şeyin çok daha da zor olacağı gerçeği   karşımızda durmaktadır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin