IMF uzmanlarının olağan Türkiye ziyaretinin ardından kısa bir değerlendirme notu yayımlandı. IMF’in Mehmet Şimşek-Gaye Erkan ekibine oldukça mültefit davranması, örtülü desteği dikkat çekiyor. Ancak metin, faizlerin daha da artırılması zorunluluğu, parasal sıkılaştırmanın sürmesi gerektiğinin altını çiziyor. Metin, IMF’den bekleneceği gibi fedakârlığın emekçilerden gelmesinin şart olduğunu, ücret iyileştirmelerinden kaçınılmasından başka çare bulunmadığını söylüyor.
YILSONU ENFLASYON TAHMİNİ YÜZDE 69
IMF’ye göre büyüme 2023’te yüzde 4, 2024’te yüzde 3,2 gerçekleşecek (OVP’de yüzde 4,4 ve yüzde 4). Belki de asıl önemlisi, OVP’deki yüzde 33 tahmininin aksine 2024 yılsonu enflasyonu yüzde 46’yı bulacak.2023 enflasyonu da OVP’deki yüzde 65 tahmininin üzerinde bir noktaya yüzde 69’a yükselecek.
2023 yılsonu itibarıyla döviz kuru baskısının azalacağı, ancak geçmişe endeksli ücret ayarlamalarının ve enflasyon beklentilerinin enflasyonu besleyeceği düşünülüyor. Güven ortamının tesisi ile altın talebinin durulması, böylece cari açığın GSYH’nin yüzde 3,1’ine gerilemesi öngörülüyor (OVP’de de yüzde 3,1). Resmi kaynaklar da dahil (muhtemelen Dünya Bankası kastediliyor) yurtdışından döviz girişleri sayesinde rezervler üzerindeki baskının hafiflemesi bekleniyor.
Politika faizinin yüzde 8,5’ten yüzde 30’a yükseltilmesi övgüye değer bulunmakla birlikte, bu oranın yeterli olmayacağı öne sürülüyor. Böylelikle fonların en üretken kanallara akacağı söyleniyor. Bu sayede enflasyonu en fazla tırmandıran unsur, döviz kurlarının sakinleşmesi umuluyor. Bankaların, özellikle özel bankaların, bilançolarının kredi vadelerinin kısa olması sayesinde faiz artışından fazla etkilenmeyeceği düşünülüyor (Son zamanlarda en fazla artan kredi kartı ve bireysel kredi borçlarının düşük vadeli olduğunu hatırlayalım).
Merkez Bankası’nın lirayı dalgalanmaya bırakması, ancak döviz kurunun fazlaca oynak olduğu durumlarda müdahale etmesi doğru bulunuyor.
Kredi faizleri üzerindeki sınırların acilen kaldırılmasının yararlı olacağının altı çiziliyor. Ancak liralaşma ve korumalı döviz hesaplarının tasfiyesinin daha dikkatli yapılması gerektiği ve reel politika faizinin nötr olduğu noktaya kadar beklenmesinin doğru olacağı vurgulanıyor. Diğer bir ifadeyle KKM’nin bir süre daha korunması, politika faizi öngörülen 2024 yılı enflasyonu yüzde 46’ya ulaşana kadar beklenmesi salık veriliyor.
Bütçede OVP’de 2024 yılı için öngörülen GSYH’nin yüzde 5,5’i açığın fazla olduğu, bu nedenle enflasyonun üzerinde maaş artışı yapılmaması yanında emekli ve çalışanların ücretlerinin beklenen enflasyona göre ayarlanması gerektiği söyleniyor. Enerji sübvansiyonlarının da ancak seçici biçimde sürdürülebileceği tavsiyelerinde bulunuluyor.
Ekonomi politikalarında vites değişikliğinin; zamanla ivme kaybetmesi, güvenin yitirilmesi ve dövize yönelişin canlanması gibi aşağı yönlü riskler barındırdığı uyarısında da bulunuluyor. Özetle, IMF her zamanki gibi emek karşıtı, kemer sıkma önlemlerini savunuyor. Ekonomi yönetimine bu yönde politikaları nedeniyle destek sunmakla birlikte, işi daha sıkı tutmaları yönünde telkininde bulunuyor.