yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGünlük akışkanlıkta, karşılaşılanlarla - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Günlük akışkanlıkta, karşılaşılanlarla – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Lefkoşanın sıkıntılı havasından kurtulmak istedim. Doğu yyöresine doğru gitmek için, araç bulup prokram yaptım. Mağusadan Yeni Erenköye varan dört günlük sehayat gerçekleştirdim. Hem arkadaşlarla konuşma hem de bazı kardeşlerimi de görme amacım vardı. Doğrusu da gerçekleşti. Sonuçta, Pazartesi günü yeniden Lefkoşaya geldim. Ayni gün karşılaştığım konulardan bir makale düşündüm. Hafta sonu hem Filistindeki gelişmeler hem de birçok ülkedeki protestolar nedeniyle önceliği bu konuya verdim. Şimdi de yeniden karşılaştığım ufak olaylarla sizi geçen haftaki gezimdeki güncelikle başbaşa brakan yazımı yazmaya başlıyorum.***

Lefkoşadan sıkıldım. Bu arada yemek yediğim akrabamla ansızın karar verdim. Onunla Mağusaya gidecem. Oradan da tesislerde kalmak için de Yeni Erenköye de varıp ordan bulacağım tanıdıklarla da hafta başı Lefkoşaya dönme planını oluşturdum. Araba kulanamadığım için mutlaka yolculukları da bulacağım  birileriyle ayarladım. Zaten, çoktan iflas eden ve duası okunan kamu taşımacılığı en azından en çok sarstığı kesim araba kulanamayan engeli ve yoksul insanlar olmaktadır.

Başladığım ve sonlandırdığım zaman içinde, ortak olgu şu: tüm yolculuklarda yollar resmen tek kelimeyle berbat. Hoplayarak ve trafik sıkışmalarla adeta kendimin şöfer olmadığıma dahi sevinç duyacak durumdaydı. Böylesi darmadağın yollar üstelik bazılarına da “yeni” denecek duruma rağmen, resmen yolculuklar oldukça rezil. Nitekim dönüşte dahi ayni sarsıntılarla ve yeri geldiğinde trafiğe takılarak yolculuk Lefkoşa evimde sonlandı.

Sonlanırken en ilgin sözleri de duydum: insanlar her yerde duyduğum bölgecilikle örtülen siyasal gerçeklikler yeniden bana ulaştı. Meyerlim Karpaz yöresi insanların bir kısmı kendi vekilerine dua ediyor. Neden mi: çünkü son işe almalarda bölgeden de insanlar alındı. Gerçi alınan kişilerin partisel gerçekliği de ortadayken, yine de bölgeği düşündüklerini söyleyip epey memnun ifade belirten insana rasladım. Bana zamanında Kemal Dürüstün Omorfo durumunu anımsatı. Dürüs, bölgeden insan işe alarak adeta kendine oynadı. Tüm olumsuzlukları ve bazı bakanlıklardaki sgandaları hep örtülme esruman olarak çalındı. Şimdi de ayni lafları ne yazık Karpazda duydum. Hele eşini dahi öğretmen aldırtan vekil için, çok bölgeden insan aldı övülmeler, bana nereye geldiğimizi yeniden hatırlatmaya yetip artı. Üstelik alınan kesimlerin başta Elektrik kurumuna girenlerin nedense hep belirli partili aylelerin evladı olmasını dahi bu laflar unuturdu.***

Mağusada fazla bir deyişilik görmedim. Fakat, yeni belediye başkanının en azından Terminaldeki Tuvaletlerdeki iyileşme ile gelişindeki ufak ama önemli fark da hemen göze çarptı. Doğu Akdeniz ünüversitesini pek konuşmak isteyen de yok. Sadece yeni rektör konusunda doğrusu fazla iyi bilgi de duymadım. Vakıflar heyetini ise çoktan eğer konuştularsa, sanki hiçbir şey olmamış gibi gündemden düşürdüler. Sadece birkaç dost: kiminin tanıdığı torpili işe aldı, kimisinin de asronomik kira alarak yıllık hesap ödetmesi sonucu, bunlar konuşmaktan dahi kaçıyor. Dokunma nedeniyle psikolojik korkuda takıldılalr deniliyordu.***

Yeni Erenköydeki durum biraz farklı. Tam da Cumartesi tesiste kahvaltıya kalkmışken, orada da tutuklanan etzacı gelişmesini duydum. Mağusada konuya özellikle bir doktorun yaptığı iyilik ve uğradığı durum dışında fazla bir şey duymadım. Bir insanlarla karşılaşmaya giriştim. İnsanlara durum ne deyince, hemen tarla satışlarının asronomik rakamından başlahyıp, bölgedeki yeni konut furyası bilgileri havada uçuştu. Biraz köy ortasında bir yere oturunca da adeta yeni eflasyon mesleki durumları dda normal sohbet gibi duydum. Emlak şubaleri ile yasal olmayıp aracılık yapan kesimlerin tarla satışlı bilgileri beni biraz düşündürtü. Kimisi sekiz kimisi de yedi ismi birden yeni emlakçı diye saydı. Beraberinde başka bir mesleki eflasyon da sigorta şirketi konusunda karşıma geldi. Belirli kesimler yaptıkları işin yanında sigortacılık da yaparken, bazısı da direk bu işe girişti. Fakat, sekiz veya o cıvardaki bilinen sigorta çıkarma yerlerine karşın, tamir edilecek araba yerleri de birkaç tanedir. Üstelik onlar da keyfi çalışıyor.

Fakat, evler çoğalıyor. Yeni planlarla onlarca evin sitesel bilgileri bana aktarıldı. Birçok şirketin artık karpazda kol gezdiği, emlak piyasasının korkunç dengesiz şekilde işlediği kesin. Belediye mi, Marsilyalı işini biliyor. Emirname kaldırılacak diyor. Kıyıdaki artık getolaşan karavan konusu ise adeta orası da hava parası rantiyesine çoktan girdi. Bir yağmalama ve geri dönülmez süreç yaşanıyor. Herhalde köye veya bölgeğe gidecek olanlar, oranın nedenli yeni rant yağmasına girdiğini de anlar.

Harup satılmasa da, fiyat açıklansa da şimdilik alan yok olsada, fazla gündem deyildir. Ama, harup konusu bilgisizlik yanında özellikle konuyla ilgili komiteye konulan bazı kişiler konusunda da epey bilgi olduğu da kesin gibiydi. Fikri beyin eli taşın altındayken, kooperatiflerde yaptıklarını zaten Lefkoşadan gayet iyi biliyorum. Muhalefet ise pek fazla yok. Sadece sizin görüşü bilinince, bazı şikayetnamelerle lakırtılar yapılır, okadar.

Gelişmeler böyle olurken, kırsal arsa hikayeleri bir başka gerçekle yeniden karşıma gelirken, yandaşlığın öylesine net şekilde birileri için işlerken, yurt dışında olan partilinin nasıl İstanbul konsolosluğuna veya köye birielrinin nasıl tayin edildiği sohbetleri de gayet normal şekilde yapılıp, tarla satışları hesapları altında arayı dolduruyor. Ama, herkesim olmasa da birileri hep merkezi rantın kaymağını ve ayrıcalığını yemeğe devam ediyor. Zaten, bu konudaki unutkanlığa da izin vermiyor. Her konuda hep ayni kesimlere verilenlerle yeniden hatırlatılıyor. Ama, en güçlü parti de UBP olarak da oylar sandığa giriyor.

İlginç başka gelişmeler de var. Şimdilik yazıyı uzatıp sıkmamak için, burada kesiyorum. Lefkoşaya dahi gelirken, insanlar gayet normal hep birşeyler anlatıyordu. Hele ayni tekerleme yeniden duyuyordum: Karpazdan da işe alınanlar oldu. Öyle ise çözüm ve barış derken, federasyon kelimesi konulurken, acaba olanları da dikate alıp doğru konumda olup olmadığımız hiç düşünülüyormu? Her yaptığım yolculuklar veya rasgele sohbetlerle nereye geldiğimizi ve potansiyel kitlesel olgularını birkez daha hatırlıyorum. Lefkoşaya gelip evime otururken vardığım karar bu.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin