İsrail açıkça, medyalarda bağıra bğıra soykırım ilan ediyor. Hem de soykırımın iki esrumanını da kulanarak. Gazlenin kuzeyinin adeta Filistinsizleşmesi ile sürgün politikalarını açıkça ilan ediyor. Öylesi cümlelerle ki resmen kuralsız savaş. Her olguyu yok etme kararlarını faşist ifadelerle tekrarlıyorlar. Arkalarında batı yanında Hindistan dahi diziliyor. Böylesi politikalara destek veriyorlar. Arap ülkeleri ise sesizliğe oynuyor. Demokrasiyle övülen batı Avrupa ülkelerinin bazıları Filistinlilere destek ve konuya duyarlı olunma eylemlerini dahi engelemekten de çekinmiyor. Bir emperyalist, faşist gerçeklerini çok yönlü yaşamanın tekrar türbilasyonuna yeniden sokulduk…
Düşünmeğe daha başlamadan, hemen ilgili gerçeklerle deyerlendirme yapmanın zorunluluğuna da kavuştum. Emperyalist çağda olduğumuzu ve krizlerle adeta harmanlandığımız genel durumu aklımdan geçti. Emperyalist çağdaki faşistleştirilen devletler durumu da işin siyasal merkezi devlet gerçeği olarak politik tavırda öncül haldedir. Ek olarak özde İsrail durumu da var. Hep unuturulmaya ve normalmış eksenine konulan İsrail, öteki devletlerin aksine, nifus taşıtırılarak kurdurtulan devlet modeli olma gibi acı gerçeği vardır. Kurdurulurken de madur edilen de Filstinliler oldu. İsrail kurdurtulan topraklarda vatansız yaptırılan devamında da işkaler ve ilhaklarla adeta yayılmacı politikasıyla da bölgenin militarist emperyalist gerçeği haline geldi. Bunlar olurken de en başta ABD ve ingiltereyle başlayan devletlere devamı da eklenip hep israili desteklediler. Öyle destek deyil, katliyamlarına göz yumulmanın da ötesinde desteklendi. İsraili uluslararası kararla kurdurtulup taşınan nifusla kurdurtulan devlet modelini “hukuklaştırırken”” devamında onun tüm uluslarlarası hukuk uyumsuzluklarını da örterek adına “güvenlik” maskesini koydular. Bu bedeleri hep Filistinliler ödedi. Öyle basit şekliyle deyil: resmen katliyamlar gerçekleştirildi. Sayısını dahi unutuk. Böylesi koşulalrda Filistin halkı üç ayrı savrulmaya uğradı. Bir kısmı resmen vatansızlaşıp dış ülkelere mülteci oldular. Batı Şerya ve Gazle ise işkal hukukuyla yönetilmekle kalmayıp, yerleşimerle de nefes almaları engelendi. Bir de İsrail topraklarında kalan Filistinlilere verilen ikinci sınıf yurttaşlıklar var. Bir aparkat devleti veiyayılması ilhak politik alanlı devlet haline geldi. Elbet, devletin Siyonist anlayışla militarist yapısı da bölgesel güç olmanın da gücünü kulanmaktadırlar.
Son olay biriken Filistin çaresizliğin de patlamasıdır. Filistin son dönemde iyice yalnızlaştı. Özellikle sosyalist hareketlerin yenilgisi ile oluşan boşluk, Filistin sorununun da gündemden düşmesine neden oldu. Şimdi öyle bir noktaya gelindi ki İsrail küstahça resmen soy kırımı ilan ediyor. Filistinlilere göç etmeleri söylerken, doğrusu dahi söylenmiyor. Göç veya kaçmaları deyil, resmen sürgün veya katletme ikleminde brakıllıyorlardı. Belli ki Gazlebnin kuzeği Filistinsizleştirme etnik temizlik hedefina konuldu. Dünyanın önemli güçleri de israilin arkasında durmaya adeta hazırol ile yapılmaktadır. Dünya adeta bu politik gelişmeğe çanak tutuyor. Emperyalist gerçeklik ve faşist devlet yönetim biçiminin İsrail Filistin eksenindeki yaşatılan olaydır. Filistin konusu zaten unuturuldu. İkibinlerden sonra bu sonuca hızla gelindi. Öyle gelindi ki beş kez Gazle önemli saldırılara ve katliyam politikasıyla karşılaşıp binlerce ölümlere rağmen, kimse gündem yapıp kınamadı dahi. Ama, en ufak tavırda da israilin güvenliği denip meşru imgesi kondurtulup olay destekleniliyor.
Uygarlık krizinin de net işaretidir. Uygarlık kriziyle gidrek barbarlık çağına doğru gidişatın da Filistin üzerinden gerçekleşmesi yapılıyor. Filistin için ne savaşacak olan var, nede konunun gündemde Filistin gerrçeği ile kalması için çabalayan var. Onun için savaşın yayılma durumu ancak israilin yayılmacı hedefli politikasının gerçekleşmesi amacıyla hamle ancak yapılabilinir. Bu farkı da unutmayalım.
Son bir nokta: Yugoslavya, ırak, Libya, Suriye, Yemen, Afkanistan ve nice olayda ayni yanıltma algılarını yaşadık. Fakat, ders çıarmadık. Bu defa da Hamas konusunda yaşıyoruz. Birçok gösterilen resimle, Hamas suçlandı. Hemen birielri de alıp bunu kulandı. Fakat kıssa süren durumalr da oldu. Eski resim kulanma veya oalyın olduğu yer denilip de o bölgede çatışma dahi olmadığı bilgileri de hemen ortaya çıktı. Fakat, yalanı yayan kesimler, bunu düzeltmedi.
Bir ezber boğan durum da şu: Ukraynadaki naziler ile israildeki Siyonistler ayni eksende birbirlerine destek veriyor. Hani zamanında Yahudi ile nasziler durumu şimdi ortak buluşma faşist emperyalist eksende dayanışma halinde. Buda tarihi önemli gerçek. Faşizmin idolojik karşıt gibi görülen ve korkunç yaşananlara rağmen olay gelip emperyalist çıkar ortaklığında da kolayca buluşur. Ukrayna İsrail gerçeği bunun aynasıdır.
not: batı nedense israilin protesto eylemlerini anti seminizimle örterek yanlış baskılama da yapıyor. Bir anlamda, İsrail faşizmini koruma adına eski Alman nazizmin durumunu kulanıp İsrail faşizmini tabusal korumaya alıyorlar. Almanya bunun örneğidir.