“AHMAK ENAYİ”liğin ve bireysel “BENCİL HİLEKAR”lığın gecici refahı bataklığında her gün birilerinin boğulduğu, bataklıklar ülkesi Yerleşimci Kolonize Rejim KK-tc’de , ŞİMDİ, “SIRA KİME GELDİ” ???????
Son Sahte Reçete düzenlenmesi meselesinde tutuklanan Doktor ve Eczacılar’ın medya, basın, mobil uygulamalar ve sosyal medya aracılığı ile dolandırıcı olarak telaffuz edilmesi, Emperyal Ankara Otoritesi’nin kendi “KİNCİ HÜKÜMDARLIĞI’nın HÜKÜMRANLIĞI”na insanlarımızın zihninde, kalıcı düşünceler yaratan PİAR SANATI’nın en acımasız olan “PSİKOLOJİK SAVAŞ” stratejisidir.
Altında kalanın boynu kopsun diyen “Enayi” lerimizin AHMAKLIĞI’nı,
Ankara Otoritesinin hizmetkârı “Hilekâr”larımızın, BENCİL ÇIKARCI’’ nemelazımcılığını,
Emperyal Ankara Otoritesi’nin “KİNCİ HÜKÜMDARLIĞIN HÜKÜMRANLIGI”nın toplumsal geleceğimizdeki hedeflerini,
Ricard Dawkins, “Gen Bencildir” kitabında bire bir anlatıyor :
Bilinçli stratejilerden konuşmuyoruz; genlerin belirlediği bilinçsiz davranış programlarından söz ediyoruz.
Bu iki stratejiye “Enayilik” ve “Hilekârlık” diyelim”, güvercinler örneğinde olduğu gibi.
Enayi’ler, ayrım yapmaksızın asalaklarının temizlenme gereksinimi olan herkesin temizliğini yapıyor. Hilekâr’lar ise, Enayi’lerin özverisini kabul ediyor ancak hiç kimsenin, kendilerini önceden temizlemiş olanların bile kafasındaki asalakları temizlemiyor.
Eğer bu toplulukta baştakı asalakların görünme oranı yüksekse, Enayiler…., başka bireyleri temizlediği kadar kendi başının da temizleneceğine güvenir…. Ancak,
Hilekâr’lar karşılık olarak hiçbir şey ödemez. Böylece de hilekârlık genleri popülasyonda yayılmaya başlar. Kısa zamanda Enayilik genleri tükenecektir. Çünkü popülasyondaki oranları ne olursa olsun, Hilekâr’ların hasılatı her zaman enayilerden fazla olacaktır.
Hilekârların oranı yüzde 90’a vardığında, toplululuktaki tüm bireylerin ortalama yaşamda kalma hasılatı çok düşük olacaktır:
Çünkü her iki cinsin de çoğu, asalakların taşıdığı hastalıktan ölüyor olacaktır.
Ancak, yine de Hilekâr’ların durumu Enayi’lerden daha iyidir.
Tüm popülasyon yok olmaya doğru gitse bile, Enayi’lerin Hilekâr’lardan daha çok yaşamda kalma hasılatı elde edeceği bir durum olmayacaktır.
Bu yüzden de, yalnızca bu iki stratejiyi ele aldığımız surece, enayilerin soyunun tükenmesini -hatta büyük olasılıkla tüm popülasyonun tükenmesini hiçbir şey durduramaz.
Şimdi, Kinci diyeceğimiz üçüncü bir strateji olduğunu düşünelim. Topluluğa sonradan dahil olan “Kinciler” gittiçe yok olma noktasına gelen Enayi’lerin yerine Hilekar bireylerin kafasını temizliyorlar.
Ancak, Hilekar’lardan birileri hile yaptığında, bunu hatırlıyor ve kin güdüyorlar:
İlerde bu bireyi temizlemeyi kabul etmiyorlar. Hilekâr bireylerin çoğunun kafasını temizleyerek epey bir enerji harcayacak, bunların hepsine karşı bir kin beslemeye başlaması zaman alacaktır
Sonradan topluluğa dahil olan “Kinci”, özverili davranıyor ve hem eşit hem de yüksek bir hasılat kazanıyor.
İlk olan şey, Hilekârlar acımasızca Enayiler’i sömürürken, Enayiler’in sayısındaki müthiş bir çöküştür…
Hilekârlar volkanik bir nüfus patlaması yaşayarak eğleniyor ve en son Enayi’nin yok olma noktasına gelinirken tepe noktasına ulaşıyorlar.
Ancak, daha baş etmeleri gereken Kinciler var.
Enayiler’in inişleri sırasında, çoğalmakta olan Hilekârlar’dan Kinciler’in nefreti çoğalıyor.
Son Enayi de gittiğinde, Hilekârlar bencil sömürülerini daha ileri götüremiyorlar ve Kinciler, Hilekârlar pahasına yavaşça artmaya başlıyorlar.
Nüfuslarının artışı kararlı bir biçimde ivme kazanıyor ve Hilekârlar’ın sayısı hemen hemen yok olma derecesine geliyor.
Ancak, Kinciler’in sayısı kritik bir orana erişebilirse, Hilekârlar’ı temizleyerek harcadıkları enerjiyi dengeleyebileceklerdir. Bu kritik orana erişildiğinde, ortalama hasılatları Hilekâr’lardan fazla olmaya başlayacak ve Hilekârlar da, gittikçe artan bir hızla, yok olmaya doğru gidecektir.
Hilekârların tümden yok olmasına yaklaşıldığında, azalma hızları yavaşlayacak, belki de bir azınlık olarak uzun bir süre yaşamaya devam edeceklerdir.
Bundan sonra Hilekârlar ender olmanın ve bunun getirdiği nimetlerinden faydalanarak yaşamaya devam edeceklerdir.
Ancak, her şeye rağmen, Hilekârlar da Enayiler gibi yavaş yavaş yok olacak ve Kinciler tek hükümran olarak popülasyonun egemenliğini sürdürecektir. (R. Dawkins-Gen Bencildir)
Sonuçta bu alıntılardan kendi payımıza çıkaracağımız sonuç şudur:
1974 SONRASI ADALI KIBRSLI TÜRK TOPLUMUNDA
“AHMAK ENAYİ”LİĞİN VE BİREYSEL “BENCİL HİLEKAR”LIĞIN GECİCİ REFAHI,
EMPERYAL ANKARA OTORİTESİNİN “KİNCİ HÜKÜMDARLIĞI”NDAN VE
“DE-FACTO İLHAK’I DE-JURE İLHAK’A DÖNÜŞTÜRME SÜRECİ”NDEN
SORUMLUDUR
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.