yaklaşımlarİsmet ÖzgürenHer şeye rağmen umutsuzluğa yer yok - İsmet Özgüren
yazarın tüm yazıları:

Her şeye rağmen umutsuzluğa yer yok – İsmet Özgüren

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bu hafta zamanlar sonlar bir şeyler karalamak için çok zorlandığım diyebilirim. Her şeyden önce, hem dünyada hem de yurdumuzda artan ırkçı saldırılar ve Nazi çağrışımı yapan, Faşizmi hortlatan eylem ve girişimler, dünyada barış ve kardeşliği savunan bir insan olarak beni tedirgin edip endişelendirmedi desem yalan olur. Ancak durum budur deyip de geri adım atmak veya mücadeleden de geri durmak ise bu ve benzeri zihniyete teslim olma anlamına geldiğini yaşadıklarımız bize çok net öğretti. Korkuya yer yok mücadeleye devem…

*****

Yaşananları nokta değerlendirecek olursak, hala tam anlamıyla emri kim veya kimlerin verdiği netlik kazanmayan Pile’deki yol kavgasında son durum yol yapım çalışmaları, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıslı Türkleri suçlamasıyla şimdilik kaydıyla durdu. Şahin Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun açıklamalarına bakarsanız “Bu yol mutlaka yapılacak” şeklinde ifadeler görsek de, bu konuda BM’nin tavrı nettir ve Rum Basın haberlerine göre bu konuda ortak bir arayış çalışmaları sürmektedir. Yani özetle “Ben Egemenim ve istediğimi yaparımdan” olay istişare aşamasına geldi.

*****

Erdoğan rejiminin 21 yılında hızla ekonomik ve siyasal anlamda tam bir çöküntü içine düşen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, deyim yerindeyse Pile kışkırtmasını kucağında buldu (Bu söylemden Pile olayından Türkiye’nin haberi yok anlamı çıkarılmasın). Demek istediğim, adanın kuzeyindeki “şahin” kanat ile Erdoğan rejimi ve Türk derin devletinin “Türk milliyetçileri” sonucunu bildikleri bir konuda bir nabız yoklaması yaptılar. Önümüzdeki süreçte bu girişimin faturasını göreceğiz.

*****

Gelelim “İfade özgürlüğü” üzerinden Türkiye’nin yanında ada yarısında da son yıllarda basın ve basın emekçilerine karşı “İktidar” edenlerin takındığı tavırlar ve “Bilişim Yasası” adındaki yasa altında insanımızı susturma operasyonuna. Bugüne kadar kendine hakaret veya kişilik haklarının zedelendiğini iddia eden bir şahsın bir basın mensubu veya kurumuna karşı açtığı dava, ne hikmetse son yıllarda Ceza davasına dönüştürüldü. Anayasaya açık ve net olarak aykırı olmasına karşın, bu girişim tam da Erdoğan rejiminin Türkiye’deki insanlara uyguladığı baskı, sindirme ve susturma operasyonunun kuzeye taşınmasıdır. Anımsatmakta fayda var, sevgili Ali Kişmir bir yazısından ötürü , önümüzdeki ay, Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmak isteniyor. Bu konuda CTP’nin meclise ilgili yasada değişiklik yapılması yönünde bir girişimi var, diğer yandan ise Ali özelinde yasanın değişmesi için bir imza kampanyası başlatılmıştır. Açık ve net söylemekte fayda var. Bu girişime karşı Türkçe konuşan Kıbrıslıların önünde ciddi bir sınav var. Ya bugüne kadar bize Erdoğan yönetiminin her alanda dayattıklarını reddedip karşı duracağız, ya da ciddi ciddi TC’nin buradaki Valisi eliyle sürdürülen dönüştürülme operasyonunu sonucu, Erdoğan’ın arzu ettiği şükreden, biat eden birer akıllı birer kula dönüşeceğiz. Şahsi fikrim kendini bu adanın insanı olarak hisseden hiç kimse bu sünnetçi korkusu karşısında eğilip bükülmeyecektir. Kısaca her şeye rağmen umutsuzluğa yer yok, mücadeleye devam. Sağlıkla kalın…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin