yaklaşımlarÖzkan YıkıcıAdını neden koymaya çalışmıyoruz? - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Adını neden koymaya çalışmıyoruz? – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Gözleriniz açılıyor. Hala, uyku gelgitlerinde olduğunuz anlardasınız. Ufak düğmeği oynatarak ratyodan sabah basın özetelrini dinlemeğe de çalışıyorsunuz. Dalıp dalıp gitmeden yeniden kendinizi toparlarsınız. Birden haberin adıyla dirençleşirsiniz. Taş Yapıya 59 Uro yardım edildi. Önce vergi afı sonra zarardan dolayı katgı denildi. Ne ilk nede sondur. Hele Ercan Hava alanı içine şöylesine dalarsanız, nelerle karşılaşmazsınız. Hele de ilgili makamlarla olanlar adeta başkası yapsa küfretmekten geri durmayacağınız tutumalrdır. Yine dalma eylimine girersiniz. Bu defa daha ilginç haberi de şöylesine duyarsınız: izaz ikram kalemi bitiği için, başta Bilgisayar ve benzer kalemlerin önemli parasına el konulup izaz ikram veya halk dilinde yemeceliğe veren kararı duyarsınız. Bunlara tepki yok. Bu arada birçok kriminal olay ve en son iskele katliyam gibi cinayeti de epey haber yayınıyla duyarsınız. Sadece koltukçuların bu konuda söyledikleri yok. Sadece dili ağzına uymayan baş makamcının “önemli reforumlar” çarpık çatma kelimelerinin sıkıntısıyla dinlemek zorunda kalıyorsunuz….

Sonra kendinize gelirsiniz. Gün Cuma da olunca mubarekliğin de sıcak şefkatini de hissedersiniz. Gerçi, bu şefkatın içinde nem de olunca bunaltıcı hale dönüşmektedir. Her ulaştığınız yerde artık dedikoduculukla anlık karmaşalı koltuk deyişim konuşmalarına tanık olursunuz. Öyle olursunuz ki sanırsınız Üstel bu konuda kendi karar verecek veya UBP içi dengeler falan gözetilecekmiş havasına da girersiniz. Tabi öyle olmadığını herkes bilir de adını koymaktan hep kaçar. Unutulur gibi olunup, Ünal Üstelin nasıl baş makama oturtulma serüveni de yok saydırtma hafıza silme amaçlanır.

Onca olay var. Kriminal suçlar ve anlık yapılan zamlar dahi yine de UBP makam devşirme ile onay alınıp alınmama konuşmasını engeleyememektedir. Hele de muhalefet tatilde ve insanlar da gereksiz konuşup tehlikesiz olduğuna inandığı konular da olursa, işler yolundadır.

Derken, haftalardır şişirilip tekrarlanan, birçok olumsuzluklar da sohbetlerde dolaşırken, baş Makamcı tam da kendine yakışan şekilde durumu açıklar. Aslında sürpriz deyil de beklenenin biraz da geç olma durumu vardı. Onun için heycan ve mrak azdı. Ama, tam bizlik aktarma durumu da oldu. Açıklanan yeni koltukçular açıklaması dahi daha bir acemice ve sorunlu oldu. Oysa teknolojinin de gelişmesiyle, daha net konuşularak ve görüntüler kesilmeden, kelimeler anlaşılarak olay aktarılması gerekirdi. Bu dahi olmadı. Neyse gerileme ve salt koltuk hesaplı aşkar böylesi zehir zemberek ızdırapları da yaratması doğaldır.

Daha açıklama yapılırken ki konuşma şekli resmen rezaletlidir. Daha da komik gibi gelmesi gereken ve oda olmayan net durumlar da oluştu. Adı içişleri bakanı olan Ziya bey ankarada temaslar yaparken ve anlaşmalar imzalarken, buradaki baş Makamcı Ziya beyin görevden alındığını söylüyordu. Birisi çıkıp da “madem Ziya bey görevden alındı, ozaman yapılan anlaşmalar geçerlimi? Siz görevden alacağınız makamcıyı temaaslar ve anlaşmalar için Ankaraya neden yoladınız”.. Ama, kimse sormadı bile. Tabi başka makamcılar da koltuklarını kaybederken, kimisi de yeni makamcı olarak koltuklara merhaba dendi. Sürpriz olmayan birisi de Lefkoşa belediye başkanlığına partili aday olan kişiydi. Nede olsa aday olduğunuzda kazanmasanız da makam almayacağınız demek deyildir ilkesi işliyordu.

Buna ekleyecek çok daha örnek vardır. Fakat, günlük dosyadan çıkan bu birkaç durum dahi sanırım artık adını koydurtacak derecededir. Ekleyip de Ünal beyin bu baş koltuğa nasıl oturduğunu da hatırlarsanız, UBP seçilen başkanının nasıl hiçeleşip kimsenin tıs çıkarmadığını da unutmazsanız, elbet onaylı dyeişimi de anlarsınız. Jet sgandalıyla başlayan yolculuk, Adapas sahtekarlığı ile sürüp ihalesiz mazotla buharlaştırılan milyonlar dolarları sıralarsanız, devamı de gelir. Hele son Taş apı  ikramlı paraların da ardındakini herkes anlar da anlamamaya vurmaya devam eder…

Peki bunun neden adını kimse koymak istemiyor? Ama, komisyon var, rantla aşklaşıp sarmaş dolaş olanakları abartılı oluyor. Yalan söyleyerek doğruymuş gibi kazanmanın tadı da bir başkadır. Kimse bunların Ankarasız olmadığını zaten bilir. Buradaki Metin beyin nasıl makamına çağırıp fırça çektiği de  sır deyildir. Ama, aman adını koymayalım. Koymayalım da bunları uygulatan Türkiyede de olanlar ortada. İnanmazken, şimdi Ali Kişmir dahavası geldi. Gazetelerin bir kısmı da görmezden geldi. Hele Aksa yayınları veya merkezi denilen kesimler konunun etrafında dahi dolaşmadı. Takeci gazeteci onca demokrasi ve özgürlük seslerini yükseltirken, mesektaşına açılan hem de ağır cezadaki dava konusunda gıkı çıkmadı. Nede olsa özgürlük alanı buraya kadardır.

Yukarda sıraladığım güncel olayları artırmak kolaydır. Ama, sonuçta hala ülkenin gerçeğinin adı konulmuyor. Konulması da oldukça risklidir. Bu yöntemlerle koltuklara oturanlar ise işbirlikçi olmanın sonuçlarını alıyorlar. Öyle figürler sunuluyor ki ne dürüslük nede şeffaflık falan da yok. Son dönemlerde yetkileri de oldukça elerinden alındı. Herkes derdini elçiliğe anlatıor. Sonra da olmayan ifadelerle kendi kendimizi övmenin ötesine geçemiyoruz.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin