Kıbrıs iktibasAziz Şah"Varsın gitsinler, burada işsiz kalıp da başımıza bela kesilmeleri daha mı iyi?"...
yazarın tüm yazıları:

“Varsın gitsinler, burada işsiz kalıp da başımıza bela kesilmeleri daha mı iyi?” – Aziz Şah

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yedidalgalı bir abimiz ailesini, eşini ve iki kızını da alıp Norveç’e göç etti. 110 bin Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı Türkçe konuşan Kıbrıslı içerisinde 40-50 bin kişi ya kalmış ya kalmamış bir cemaat için bu büyük bir haberdir…

Yedidalga nire, Norveç nire!

22 Ocak 2018’de Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Türkiyeli yerleşimciler Afrika gazetesini taşlarla sopalarla linç etmeye geldiğinde, karşı kaldırımda durdular, gazete kapatıldıktan sonra da değişmeyen eski “Avrupa” tabelasına baktılar:

-“Avrupa bura da Afrika nire?” dediler…

İşte öyle, Afrika’daki Yedidalga’dan Avrupa’daki Norveç’e göç etti Cemil Şah ve ailesi.

Fotoğrafta gülümseyen küçük kızlarına ve eşine bakıyorum, fotoğrafın üstüne Cemil abinin yazdığına bakıyorum, aklıma Denktaş geliyor:

-“Kurmuş olduğunuz bu torpil ve sistemsizliğin sistem olduğu bozuk düzende bize yer kalmadığını anladık ve artık bizim olmayan güzel ülkemden ailece ayrılıyoruz” dedi Cemil abi göçerkana…

Denktaş’ın sözü geldi aklıma. “Gelen Türk giden Türk, beğenmeyen çeksin gitsin” sözü değil… Başka bir sözü daha var Denktaş’ın pek bilinmeyen:

-“Varsın gitsinler beyim, burada işsiz kalıp da başımıza bela kesilmeleri daha mı iyi?”

Türkiye’de bir döneme damga vuran dergilerden “KİM”de çıktı Denktaş’ın göç eden Kıbrıslı Türkler hakkındaki bu sözü, 20 Temmuz 1960’ta henüz daha Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilan edilmediği, müzakerelerin ve hazırlıkların sürdüğü günlerde…

1990’larda Girne’de Türkiyeli bir yerleşimci Kıbrıslı bir aileye saldırdıktan sonra “Kimlikle Girişlere Hayır” eylemi yapılınca Denktaş, “Gelen Türk giden Türk, beğenmeyen çeksin gitsin” diye kükremişti. Ancak bu “Gelen Türk giden Türk” meselesi ta 1960 yılına kadar uzanıyor işte…

Kıbrıs Cumhuriyeti bile kurulmamış henüz, “konsesyonal” olarak adlandırılan nüfus dengesine dayalı, nüfusa oranla temsiliyet modelinde üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş hazırlıkları sürerken, Denktaş,

-“Varsın gitsinler beyim, burada işsiz kalıp da başımıza bela kesilmeleri daha mı iyi?” diyor…

“KİM” dergisi Denktaş’ın bu sözüne çok kızıp bir yazı döşedi…

Menderes’e karşı muhalefet eden “Kim”ciler Denktaş ve Doktor Küçük’e de “Küçük Menderes” diyordu. Hatta Denktaş “Kim”i Kıbrıs’taki İngiliz sömürge idaresinde mahkemeye bile vermişti! Ama işte aynı Türk aydınları sonradan Denktaş’ı Atatürk katına çıkardı…

Kontrgerillanın ilk saldırdığı gazetecilerden İlhami Soysal, katledilen Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Cavit Orhan Tütengil ve Mümtaz Soysal, Çetin Altan, Doğan Avcıoğlu, Hüseyin Korkmazgil, Bülent Ecevit gibi isimlerin yazdığı “KİM”de Denktaş’ın göç eden Kıbrıslı Türklerin arkasından söylediği “başımıza bela olacaklarına gitsinler” sözü için şöyle deniyordu:

-“Her ay Kıbrıs’tan hicret edenlerin arkasından Kıbrıs Türklerinin iki numaralı lideri, Rauf Denktaş böyle söylüyordu. Gidenler gitsindi… Ötede Rum Cemaat lideri Ada’da mümkün olduğu kadar yerleşmek ve çoğalmak için bilgili ve müşfik bir idare tesis ederlerken, beri tarafta Türk cemaati liderleri yarattıkları baskı idaresiyle, kendi vatandaşlarını Ada’dan kaçırıyorlar ve arkalarında da bir beladan kurtulduk diye seviniyorlardı. Hani bu gidişle cemaat küçüle küçüle sadece Denktaş’ın ve Doktor Küçük’ün taraftarlarından ibaret kalacaktı. Onların sayısı da pek kalabalık değildi. Doktor Küçük ve Denktaş kendileriyle kader birliği yapmış bir takım sadık adamlarla işlerini yürüteceklerini sanıyorlardı… Muhaliflerini ve korkuttuklarını adadan kaçırmayı marifet sanıyorlardı. Şimdi yetişmiş insan cevherine en fazla ihtiyaç duyulduğu bir sırada dışarıdaki okumuş, meslek sahibi olmuş Türkleri tekrar Ada’ya döndürmek gibi idealist bir cereyanı yaratmak dururken bizim Küçük Menderes mukallitleri kaçırma-sindirme siyasetlerini devam ettiriyorlardı. Ada’da liderlerin etrafında teşekkül etmiş bir menfaatçi zümrenin dışında herkes gayri memnundu. Denktaş’ın arkalarından sevinç çığlıkları kopardığı gidenler, artık eskisi gibi işsiz güçsüz değildi. Artık küçük esnaf ve sanatkârlar kaçıyordu”…

Norveç’e kadar uzandı göç kervanımız… Gençlerden sonra aileler göç ediyor, ama Denktaş’ın anıt mezarı tamamlanmadığı için şikayet de edersiniz değil mi?

(24 Haziran 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin