yaklaşımlarÖzkan YıkıcıUnutturulan Suriye de neler gelişiyor - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Unutturulan Suriye de neler gelişiyor – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Türkiyenin seçim sürecinde Suriye konusu pek çok defa yer aldı. Özellikle sığınmacılar konusu ırkçılıkla ümmetçilik arasına dek sıkıştırıldı. Geri gönderme veya yurtaş edindirerek oy avcılık silahları kulanıldı. Daha ucuz emek sömürüsnden mafya tipi ticari karlılıklara dek sığınmacılar kulanıldı. İşlerine gelen şeklini siyasetçiler alıp ırksalaştırıp veya ümetleştirerek mevzemelştirdiler. Suriye politikasının özüne adeta sığınmacılar konuldu. Türkiye genel politikası ve konunun oluşmasındaki devlet siyaseti hiç sorgulanmadı. Hele Kuzey Suriye kontrol edilerek yapılan defakto deyişimler nedense konuşulmadı. Tam aksi Kürtler bahane edilerek saldırılar ve yeni topraklarla de genişleme politik hamleleri zorladılar.

Bu arada Erdoğan sanki U dönüşü yapmış gibi ısrarla Esatla görüşme talebini yaptı. Suriye ile algı operasyonu için “el sıkıştırma” girişim oyunu sahneye konuldu. Çoğu kesimi de inandırdı. Halbuki en başta idlip ve çevresinde resmen ikinci şeryatcı eirlik ilan edildi. Hem de Türkiye kontrolunda. Esatın Türkiyenin elde etiği topraklardan çekilme şartına da dokunan olmadı. Ama hep yükselen seslerle “Suriyeli mülteciler veya göçmenler mutlaka ülkelerine gönderilmelidir” sloganları kulakları cırmaladı. Yeni faşizmin sloganı haline geldi. ***

Seçim sonlanınca, Suriye konusu da birden gündemden düşürüldü. Sadece göçmenler lafıyla hala probaganda yapan kimi muhalif kaybedenlerin ısrarlı tekrarları kum kalesine çarpıp geri dönüyordu. Yeniden Suriye gerçekleri yaşanmaya başlarken, haberler sitelerinde artık yerleri yok haline dönüştü. İsrail, tekrardan Şam hava alanını bonbaladı. Rusların füzeleri aşmamaları da tesadüf deyildi. Yine Türkiye ihalar veya direk vuruşlarla Kürtlerin kontrolundaki başta Rohovaya karşı saldırı gerçekleştirilmeğe devam edildi. Üst düzeyli bazı yerel yöneticiler katledildi. Rusya ve Suriye ise Kürtlere karşı Türkiye harekatlarını pek de dokunma niyetleri yoktu. Aslında zınen, Türkiye ve Suriye kürtler konusunda “özerk kalmamaları” konusunda birleştikleri meydan gibi haline sokuldu. Rusya Ukrayna krizi ve Türkiye ile olan ilişkileri nedeniyle artık Suriyeğe gereken önemi veremiyor. Esat ise yaklaştığı arap ligi ile yeni bir nefess borusu oluşturma peşinde. Özellikle idlipteki cihatçıların ve TS kontrolundaki bölgeği geri almak ısrarındadır. Türkiye ise resmen idlipten öteki kontrol altındaki toplarkları brakın geri çekilmeği, yeni defaktoyla adeta ilhaklaşma veya uydulaştırma kurumsallaşmasını hızlandırmaktadır. Çaktırmadan Afrinin Elnusra kontroluna verilmesi de herhalde tesadüf denecek olay deyildir. Garip gibi gelen olay, batılı övülen özgürlükçü devletler idlipin gericileşip ilhaklaşması, Afrinde defakto deyişimle kürtlerin sürülmesine hiç ses çıkarmıyorlar. ABD hala Suriyeğe baskılarla anbargoyu sürdürmeğe devam ediyor. Esatın gitmesi, yargılanması ve ülkeği bütünleştirilmesine engel olma taktikleri hala yaygın şekilde sürdürülmektedir. Arada İsrail jetlerinin füze yağmuru ise metorolojinin sağnak yağmuru benzetmesi kural haline sokuldu.

Suriyede yeniden bazı hamleler başlatıldı. Suriyeden Türkiye çekilecek mi algısına karşın genişleme adına saldırılar yeniden taktiksel etkili vuruşlarla sürmektedir. Kürtler ise resmen sıkıştırıldı. Hem Suriye hem de Türkiye kürtlerin brakın özerkliğibni, muhtarlık hakını dahi kabullenmiyor. Düşman cepeler olsalar da Kürt konusunda hak almamaları alanında buluşuyorlar. Bunlar Suriye coğrafyasında oynanıyor. Ayrıca, Barzani gibi KDP liderliği ise Amerika ve türkiyeye yaklaşarak, işbirliği yaparak, adeta DSK özerk yapısının kırılması için destek vermektedir. Buda Kürtler arası çelişkilerin öteki özel koşuludur.

Kısaca, Suriye yeniden Türkiyede seçimlerin sonlanmasıyla eski hamam eski tasa doğru yönlendirilmek isteniyor. Fakat, seçim sürecindeki ülkenin arap ligine dönmesi bazı taşları oynatıyor. Her taş oynayışta ise geleceği daha bir karanlıklaşan kürtler oluyor. Bu gerçeklik başka bir tutsaklığı da dayatıyor: kaçınılmaz olarak özerk kürt coğrafyası Amerikanın desteğine dayanmak konumuna brakıldı. Ortadoğu klasik paylaşım gerçeği yeniden acıtıyor. Cetvelerle emperyalist çizilen çizgilerde dört ülkeğe dağıtılan kürtler, şimdi yeniden her kirz denklem kayışta daha bir karanlıklaşma tehlikesiyle ne yazık karşılaşıyor. Türkiye ise bildik çizgisini tekrarladı. Birileri Suriyede çözüm istiyor diye bağırırken, seçim sonrası böyle bir şey tehlikeli çizgisine yeniden döndü. Ortadoğu kaygan bir zemindir. Girince ve kaymaya başlayınca, nerede dururacağın belli olmaz.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin