yazılarKıbrıs iktibasEmperyal Ankara otoritesinin stratejik siyaset mühendisliği ve ana hedefi - Hayati Yaşamsal
yazarın tüm yazıları:

Emperyal Ankara otoritesinin stratejik siyaset mühendisliği ve ana hedefi – Hayati Yaşamsal

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrıs’ta “toplumlar arası yabancılaşma –yabancılaştırma” “toplumlar arası kopuş”

yabancılaşma –yabancılaştırma insanın varoluşsal anlamından, kendi gerçekliğinden KOPUŞ’unu ifade eder.

Kendi doğal varoluşundan uzaklaşan özne kendisine ait olanı kaybeder, kendine ait olan mülkiyeti kendisine karşı kullanır ve-veya kullanılır.

Yabancılaşan-Yabancılaştırılan insan, güçsüzlük, anlamsızlık, kuralsızlık, yalıtılmışlık, kendinden uzaklaşma ve güvensizlik içinde kopuşa doğru yuvarlanır.

Yabancılaşma ve Yabancılaştırma kavramına merkezi bir önem atfeden ve kaynağını toplumda arayan ilk kişi Marx’tır. Marx’a göre yabancılaşma ve yabancılaştırma, tersine dönüş, ‘Özne’nin ‘Nesne’nin hizmetine ve denetimine girmesidir.

Marx’a göre, yabancılaşma, insanın, yetenek, ilişki ve eylemlerinin bizzat kendi etkinsizliği aracılığıyla kendisinden bağımsız bir biçim alması ve insanın kendi etkinliğinin ürününe, etkinliğinin kendisine, diğer insanlara ve kendi doğasına yabancı hale gelmesi sürecini ifade eder

Marx’ın Yabancılaşma kavramı; Doğal olarak birbirine ait olan şeylerin ayrılmasını veya dengeli bir uyum içerisinde olan şeyler arasındaki antagonizmi de ifade eder.

Marx insanların Yabancılaşmasını ve-veya Yabancılaştırlmasını şöyle tanımlar:

“Kendini gerçekleştirmek için etkinlikte bulunamayan insan, aynı zamanda kendini ürününe yansıtamazken, ürününe de sahip olamaz. Tüm bu şartlarda insan kendine yabancılaşmıştır. Ve nihayetinde kendine bile yabancılaşan insan diğerlerine de yabancılaşır”

İşte kendine YABANCILAŞAN-YABANCILAŞTIRILAN Adalı Kıbrıslı Türk’lerin büyük bir çoğunluğunun diğer Adalı Kıbrıslı Rum, Maronit ve Ermeni’lere karşı, “Çıkar, Fayda ve Rant Maksimizasyonu Sendromu” maddi temelli YABANCILAŞMASI’nı

Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı olan bir Kıbrıslı neden TC vatandaşı olur? Diye soruyor, Aziz Şah bir yazısında sadece E. Tatar’a değil, hem Kıbrıs Cumhuriyeti hem de TC Vatandaşı olan tüm Adalı Kıbrıslı Türk’lere.

Adalı Kıbrıslı Rum dostumuz Maria Siakalli ise şöyle tanımlıyor :

I. Hem kktc vatandaşı olmak hem Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olmasından kaynaklanan sorumlulukları yerine getirmeden hakları talep etmek.

II. Aynı zamanda Kıbrıslı Rumlar’ın kuzeyde hiç bir hakı olmamasını ve resmen bir turist olarak muamele görmesini görmezden gelerek onları çözüm istememek veya Kıbrıslı Türkleri eşit olarak görmemekle suçlamak.

Ve ekliyor “Beni şahsen hem rahatsız ediyor hem hayal kırıklığına uğratıyor”..

Maria Siakalli hiç de haksız değil, bu tespitlerinden, rahatsızlığından ve de hayal kırıklığından.

Adalı Kıbrıslı Türk’lerinin bu Çıkar, Fayda ve Rant Maksimizasyonu temelli Ankara patentli, kendini gerçekleştirmek için etkinlikte bulunamayan “YABANCILAŞMA”sı, sadece Maria’yı değil, tüm Adalı Kıbrıslı Rum, Maronit ve Ermeni’leri rahatsız ve de hayal kırıklığına uğratıyor.

Ve bu da, Adalı Kıbrıslı Türklere karşı, gerek Kıbrıs Cumhuriyeti kurumlarında, gerekse Siyasal çözüm sürecinde, ve Toplumlar arası dialog’da “TOPLUMLAR ARASI KOPUŞ -YABANCILAŞMA –YABANCILAŞTIRMA’nın kalıcı temellerini atıyor.

İşte, TOPLUMLAR ARASI KOPUŞ-YABANCILAŞMA-YABANCILAŞTIRMA tam da Emperyal Ankara Otoritesinin “Kıbrıs’ta Türklük Sözleşmesi-İLHAK” yolundaki stratejik “Emperyal Siyaset Mühendisliği” ve “Ana Hedefi”dir.

BAŞKASINA AİT OLMAYA YAZGILI “ÇIKAR, FAYDA VE RANT MAKSİMİZASYONU”NA ÖZENDİRİLMİŞ ÖZNE’LERİN GEZİNDİĞİ KARANLIK SOKAKLARDA, KENDİ KİMLİĞİNDEN KOPUŞ, YABANCILAŞMA-YABANCILAŞTIRILMASI KAÇINILMAZDIR

 

 

 

 

 

 

 

 

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin