yaklaşımlarÖzkan YıkıcıÇavuşoğlu'ndan Kıbrıs da kalan bazı izler - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Çavuşoğlu’ndan Kıbrıs da kalan bazı izler – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Türkiyede atamalı yeni memur kabinesi kuruldu. Eskisi de artık tarih oldu. Gerçi, her konuda olduğu gibi tek adam gerçeği devam etmektedir. Fakat, şüpesiz memur olsa da atanma hali gerçekleşse de yine bunların da braktıkları uygulamalarla bazı izler vardır. Herhalde Süleyman Soylu bunların en önemlisidir. Yeni atanan memurlar da kabine olarak göreve başladılar. Gidenlerin de elbget Kıvbrıs gerçekleriyle alakalı olanlar da var. Şimdilik, K. Kıbrısta yeni  kabine için fazla konuşan yok. Eskileri hakında da konuşan sadece bağımlı olmayan kişilerdir. Oysa gidenlerin de Kıbrıs izleri vardır.  Üstelik bunlardan direk etkilenenler de oldu. Ama, hani derler ya “korkunun miskinliği ve çıkarın tatlılığı” nedeniyle şimdilik suskun şekliyle herkes beklemede. Onlara dokunmama umuduyla görmezden gelme devam ediyor. Bazısı koltuğu koruma bazısı da sıra acaba vbeklentisiyle sıkışıp kaldılar. Ama en azından gidenlerin epey Kıbrıs macerası vardır.

Hala Süleyman beyle yapılann Dörtlü hükümetin anlaşmanın tümü bilinmiyor inancı hakim. Ama, unuturuldu. Oysa ilgili anlaşma sonrası başlayan ilkler oldu. Türkiyeye girişi engelenen insanlar zinciri oluşmaya başladı. Garip olmayan bizim makamcılarımızın bunu sorgulamadığı ve yanıt verememesi tutumu kadar, muhaliflerin de anlaşma veya direk Türkiye yerine adet yerini bulsun örtüsüyle “hükümetle” yetinmeleridir. Bunla benzer izler, eski giden kabine memurlarının Kıbrıs deryasında önemli suları akıtığı kesin.

Elbet, Fuat Oktayın son dönem tutumu net idi. Üstelik bir de ironik politik oyun da sahnelendi. Çoktandır adı konuşulup içeriği bilinmeyen protokol Türkiye resmi gazetesinde yayınlandı. Ne buradaki Yüce mecliste bilindi nede resmi gazete debnilen yerde konu edildi. Üstelik tekrardan Fuat Beyin koltuktan uzaklaştıktan sonra yayınlandı. İçeriği ise bizimgibilerin yabancı olmadığı gerçeklerdir. Elbet, Öğretmenler yasası da vardı. Hani ağız birliği ile sendikalar suçlanırken uyardığım taşları yanyana koyun makalemin yeniden gerçekleri oluşturduğu sonucu da kanıtlandı.

Hepsini yazma şansımız yok. Fakat, siz K. Kıbrısta yaşıyorsanız mevlüt beyin son dönemlerdeki durumuyla gidici olacağı tahminini yapardınız. Ama, son döneme gelmeden, mevlüt Çavuşoğlunun gerçekten Kıbrısta önemli izler braktığını itiraf etmek gerekir. Öyle ya Akelin eski genel sekreteri Kipriyano dahi inandırılıp Türkiyeye gidip Çavuşoğluyla ilişki kurduğu günleri de gördük. Yine, İsviçre görüşmelerindeki Mevlüt Beyin sazı eline çalıp yaptıklarını biz yok sayarak Akıncıyı da kurtarma adına hep Kıbrıs cumhurieytini suçladık ve hala suçlamaktayız. Hep Anastasiyadis kaçtçtı ezberiyle başarı yazdık. Mevlüt Çavuçoğlunun yaptıkları ve tutumlarını hiç söylemek istenmedi. Oysa tüm plan sonradan kimisinin de belirtiği gibi “Ankarada görüşülerek” yapıldı.

Çavuşoğlunun sadece bu izleri yok: başka dönemlerin de içinde. Örbneğin dörtlü kualisyon bozulmasında Kutret beyle yaptığı görüşme sonrası olduğunu herkes bilir de unutu! Öyle ki herkes hükümetin bozulduğunu bilirken, krevatlı makamcının çıkıp “yarın protokol imzalanıp, ertesi gün de para gelecek” deyişi, tarihi ibret yaşanandı. Ayni zamanda Mevlüt beyin saray adaylığında önce Kutreti Ersine de kabullendirdiği günleri yaşadık. Sonradan bu eylim Tufana yöneldiği de katılımcılar tarafından itiraf edildi. Fakat, Fuat Beyin son hamlesi ve Falyalının girişimiyle öne Ersin Tatar çıkarıldıydı. Bunlar hep unutuldu. Ama, ilgili günlerde ufak bir uyarım vardı: mevlüt Çavuşoğlu harcanma sürecine mi girdi? Ayni günlerde Türkiyede de şu tartışma başladıydı: Dışişlerinin istediği atanacaklar atanmıyor… Bu ek bilgiyle Mevlüt Beyin de Kıbrıs ayağı daraldı. Fuat Bey daha net müdahale etmeğe ve en son UBP başkanlığına dek uzanan yol gerçekleşti.**

Yukarda özetlediğim kısa izler elbet öteki makamcıların da benzerleri var. Bunlar da gericileşme ve tarikat vakıf eksenindeki din işleriyle gerçekleşiyordu. Eğitimden sosyal hizmetlere varan ilginç devirler oluştu. Ama Çavuşoğlu önemli izler brakıtı. Şimdi dışişlerinde MİT eski başkanı bulunuyor. Bu politik tercih mi yoksa yeni bazı mesajlarla başlayan dış politik ayar olduğu zamanla anlaşılacak. Tek gerçek Edoğandır. Erdoğan bu denklemi siyasal rejim taşlandırarak sürdürüyor. Kıbrısa da elbet izler gelip vuracak.

Bizim kiler korkuyor. Görmezden gelme ve kendine dokunmama veya sıra verilme ikileminde. Nazik şekilde nasihetname yazan parlementer muhalefet ile koltuğu koruma adınba ne yapacağını bilmeyen oturanlar ikilemlerini zaten her hafta boş sandelye tartışmalarında “yüce mecliste” görüyoruz. Net olan, son koltuklara oturtanlarla Türkiye rejiminin nasıl bir K. Kıbrıs yanıtını kolayca bulma koşullarının ışıldayarak karşımızda oluşudur. Ama korkarak görmeme sonucu renk körlüğüne dek gidildiğidir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin