yaklaşımlarÖzkan YıkıcıAzerbeycan üzerinden çeşitleme dansı - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Azerbeycan üzerinden çeşitleme dansı – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Azerbeycan konusunda pek bilgim yoktu. Önceleri halkevlerindeki çalışmalarımla Azeri müzikleriyle tanıştım. Ünüversite hayatımda iki önemli dostum lakaplarıyla “Kıl ve Rektör” çerkez kökenli oldukları için de bana Kafkas müziği ile alakalı kasetler verip ben de o dönemin acemi ve geri kualanım teknolojileriyle kasetden kasete çekiyordum. Kafkas müziğine doğrusu ilgim artmaya devam ediyordu. Bazı başka arkadaşların da kaynaklarıyla Azeri ezgileri dinlemeğe yoğunlaştım. Bu arada Klasik Türkiye kopyalamaları da ibretle izliyordum. Benim kasetlerle ve devamında imknnlar ölçüsünde ratyodan duyduğum Azeri ezgileri bazen Türkiye Anadolu ezgisi olarak Türkleleştirerek sunma kültürleşmesiyle de karşılaştım. Aynen Kürtçe ezgilere yapıldığı gibi. Hat da ırakta bestecisi dahi belli olan Kürtçe türküleri alan kimi “araştırmacılar” Türkçeleştirip üstüne bir Anadolu şehri adı koyup kendilerinin olduğunu da TRT ekranlarından söyleme kolaycılığı da vardı.

Azeri ezgilerde Tar yanında orkesralarla yapılan çok sesli müzikleri de dinlemeği seviyordum. Özellikle unutmamam gereken önemli sevdirma konusunda Körler okulundaki Kafkas Çerkez göçmeni olan Şahin hocayı unutmak mümkün deyildi. Ayni zamanda kulandığım Akordiyonun da öretilmesine bana katıgısı vardır. Böylelikle bir Kafkas deryalı müzik ekseniyle devrimci sempatizanlık siyasal sürecim artıp gidiyordu.***

Azerbeycan o dönem Sovyetlerin bir eyaleti veya federal yapısıydı. Fakat, müzikle haşır neşir oldukça oradaki öçok sesli nüzikte daha Türkiyede adı dahi söylenmezken, kurumsallaştığını da gördüm. Azerbeycan müzikleri olduakça zengindi. ….

Günümüzde Azerbeycan bağımsız bir devlet. Siyasal olarak oturduğu ekonomik doğal kaynaklar yanında dünya güçleriyle kurulan ilişki denklemi sonucu adeta hem yoksulukları hem de zenginlikleri birlikte yakalarken, siyasal dans yapma alanını da çeşitlendirdi. Bunun ilham Aliyefin nedenli devamlılık getireceği ise zamanla anlaşılacak.

Ülkemizde her konuda olduğu gibi sömürgecilik ırkçı kafasıyla, hamasetle sulanan dar bakışların içine de Azerbeycan da sokuldu. İkidebir “kardeş Azerbeycan” laflarını duyarız. Hele son dönemde Tahsinden Erzine öyle saçmalama sonrası Azerbeycan hamasisi atılıyor ki sulanmış şerbet mi yoksa atılan havaya gazmı anlaşılmaz. Ama ülkemizde deyişik yönleriyle Azeri insanlara da raslamak kolay. Arkadaşlarımın bazısının eşi, kimisinin gelini veya damadı da Azerbeycanlı. Ünüversitelerde zaman zaman tanımasam da karşılatığım Azeriler var. Hala dosluk olarak kurduklarım yok. Bir de kötü veya Azerbeycanın öteki yüzünden gelen insanlar var: Bakıcılar, ötelerde çalışanlar ve buraya gelip evlenip kalanlar da var. Kısaca, her yöneüyle ülkemiz de çeşitleme bir Azerbeycanlılık yaşantısına da raslamak mümkündür…

Son günlerde diktatörlüğü tartışılmaz Azerbeycan birçok siyasal dansa da girişti. Son Türkiye seçimlerinde ilham aLiyef seçimlerde müdahil oldu. Türkiyedeki muhalif medyalar bazı kirli probaganda durumlarından direk Aliyefi suçladılar. Ama, Azerbeycan ile Türkiye devleti arasında ilişkiler iyi. Hele askeri yönden oldukça yakın. Tek fark, Azerbeycanda yaşam hala laik gibi devam etmektedir. Muhalefetleri ayni çizgide olmsa da baskılardan nasiplerini alıyor.

Azerbeycanın siyasal dansı çeşitlemeli. Rusya ile ortak davranmaya çalışır. Özellikle Rusyanın verdiği Ermenistan fırsatını kulandı. Fakat, Ermenistanla yapılan özelikle Laçin geçiti ilkesini ihlal yaptığı da malum. Fakat, Rusya Ukrayna krizi nedeniyle bölgede etkisini fazla hisetirmiyor. Azerbeycan da bu boşluğu batıya yaklaşarak tamir edip lehine çevirmeği beceriyor şimdilik. Aen ilginç dans ise İsrail ile. Doğrusu net tutum alışı ve israile üst verip,irana karşı operasyon yapmasına göz yuması, hem batıyla daha iyi flört yapmasını hem de iranla gerilimin artmasına neden oluyor. Sinsi Birleşik kralık dosllukları ise batının yeniden Kafkaslara dönüşünün bayramına doğru gidiyor.

Tüm bunların ilham Aliyefe bir kazanç getirdiği kesin. Onca baskı ve içteki muhalefeti ezme politikasına ne Rus nede Batı kolektif emperyalist kesimlerden bir tepki gelmiyor. Tam aksine, Azerbeycanı yanlarına çekmek için yarıştadırlar. Ama, oynadığı İsrail kartıyla üstelik israilin oradan Türkmenistana yönelmesi sonucu bölgenin yeni rekabet içinde kaynamasını da fitillemektedirler. Ama, Azerbeycanda işsizlik ve yoksuluk yaygın. Doğal gaz zengini. Aliyefin zenginliği ülkeden ülkeğe duyuluyor. AErdoğanla da kendi deyimleriyle “kardeş gibidirler”. Ama, ülke zenginliğine ve güçlü devlet yapısına karşın yoksuluk ağır. Bunu Azerbeycana gidip görmek de gerekmez. Ülkemiz bakıcılıkta, otellerde ve başka sektörlerde kadın çalışanlarla karşılaştığınız zaman zaten anlarsınız. Ama siyasilerimiz hep hamasi atışlarla da hemen karşımıza Azerbeycanı koymaktan da zevk alıyorlar.

Aliyef dans ediyor. Rusya, Türkiye, İsrail, İngiltere ve Amerika hepsiyle kol kola girip oynuyor. Paralarıyla zenginliği ile etrafa baskı saçarak adeta bu dansın bölgesel baş oyuncusu olmaya adaydır. Bilmem, Türkiye kamu oyu seçimde olan birçok konuyu unutuğu gibi müdahalelerdeki Azerbeycan durumunu da sorguladı mı?

En iyisi çok sesli orkesrasyon bir Azeri türküsü dinleyip kadife sesli opera sesiyle kendimizin ruhunu rahatlatalım.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin