Türkiyede artık sandıklar açılıyor. Sabır bitip sonuçlara odaklanıldı. Fakat, gerçek yine keskin bıçak gibi yüzlere çarpıyor. Normal seçim olmadığı konusu direk sandık gününde ve sonrasında da yaşanacak. Düşünün ki sandık gününde dahi birinci konu normal oy vermek olurken, oy vermedeki hileler ve belirsizlikler dolaşımda duruyor. Üstelik seçim sonucu öncesi sandık güvenliği çağrıları ve dikate alma tutumları epey artıyor. Hele güveniliği sağlaması gereken en başta içişleri bakanı Soylunun paralel yapı kurmaya varan çabaları da kuşkuları daha da artırıyor. Normalin çok ötesinde en başta muhalif kesim ısrarla sandıklardaki görevlendirmelerle kulanılan oya sahip çıkma uyrılarını sık sık yapıyorlar. Nede olsa hem geçmişten gelen yaşananlar ve son seçim gününde dahi net açıklanan tavırlar nedeniyle yeniden ne “atı üsküdarı geçmesine, nede mühürsüz oy zarflarının kabulü” yaşanmama dayatması vardır. Nitekim adeta bu kuşkulara benzin döküp yangına çeviren yönetiiler de durmadan bidonlarla mazot taşımaktadırlar. Bu nedenle oy kulanımı ile işin bitmeyip, sandk güvenliği ile entrikalara dikat dönemi de büyük çabalarla sürdürülmeğe devam edilecek. İnanılmaz tetbirler ile yine de yetmeyeceği korkuları daha da dikkatli olmayı da dayatmaktadır.
Önemli günler yaşayacağımız kesin. Kaçıracağımız bilgi kadar, birçok konuyu anlamakta da epey terleyeceğimiz kesin. Bunun dalgaları da gelip gelip K. Kıbrısı vuracaktır. Hele seçim öncesi son saatlerde olanları belkide gecikerek de öğreneceğiz. Çünkü gider ayaktaki son kapuşariciliğin olmayacağını kimse garanti edemez. Beklentielri hızlandıran yasal zemin ve kaçırır gibi yapma tutumları da iyice yaygınlaştı. Fevzioğlunun da malum birikimi tartışılmazdır. Teslim olurken alınan makam ve komisyonlar kadar dosyaların da durması, bir anlamda talimat ve teslimiyetin yapmayacağı rezalet de yoktur.
Türkiyede epey zamandır seçimler konuşuluyor. Kendi koşullarına uygun da süreç yaşanıyor. Şüpesiz, K. Kıbrısa da kendine has durumlarıyla elip gelip konaakllıyor, belgeler sırıtıyor. Bir bakarsınız, seçim döneminde de Türkiyede önemli bir videyo veya konu gündeme gelirken, K. Kıbrısa da uğruyor. Bir anlamda ayarı dahi burada verliyor. Birçok TC Gazeteci bu konuda epey bilgi de ortaya serdi. Fakat, birkaç ile sınırlı kişi dışında burada konu hep görülmezlikte brakıldı. Oysa her itiraf her çirkin işin ortaya serilişteki yolda K. Kıbrısın bulunması sürpriz deyildi. Ama polisimiz ve savcımız yasada olmayan yasak kitapla tutuklama ve yargıya gönderme yapılırken, şarkı dinlemenin suç olma durumu öne çıkarılırken, onca mafyatik konuda pek de harekete geçmeği, konuyla ilgili isimlerin yalanlamalarına tanık olmuyorduk. İlaç sgandalından başlayıp, burada şirket kurup ingiltereye para kaçırma konuları arada uçuşup K. Kıbrısı da ziyaret ediyordu. Metin beyin gezilerji, son hemşireler olayında da görüşme şekli birçok konuyu anlatıyordu. Anlamak isteyen pek olmadı.
Bu arada Türkiyedeki seçim sürecinde burada olup da Türkiyede seslendirilmeyen konular da oldu. Örneğin geçenlerde olan trafik kazasında ortaya saçılan ve yakıldığı söylenen önemli miktardaki dolarlar veya uçakla gelen torbalar dolusu milyonlarca doların akibeti pek de önemsenmedi. Aklanma idiyaları da susularak uyutulduk. Ama, bunlar önemli deyil, işbirlikçilik rolleri oynansın yetiyordu.
Din işleri dayresi veya vakıflar kanalıyla yapılanlar ise dikate alınmıyor. Ama, arada makamcıların da kaçırdıkları haber olmaya çoğu kez aday dahi olmadı. Kültürel olarak tarikatlaşma ve gericileşme süreci sesiz sedasız genişliyor. Bunlar dahasıyla yüklenip K. Kıbrısın siyasal yeni yoldaki ilerleyişi sürdürülüyor. Yine de Türkiyedeki seçim süreç, resmi alanda ve önemli medyalarda son günlere dek güncelleştirilmedi. Hat da gelecek için bizim parlementer partiler Türkiyedeki partielrle temas kurmaktan dahi kaçtılar. Sadece bekliyorlar. Kazanan kaybedenle kendilerine ne düşeceği mirası peşindedirler. Sokakta ise konuşulmaya çalışılınıyor. Özellikle TC yurtaşlı kesim daha bir TC içeliği ile konuşurken, daha yerel kesim çoğu zaman bilgisiz ve bazı tahminlerle ve kuşkularla atıp tutuyor. Gazete köşelerinde ise hala fazla yer yok. Sadece seçim günü belirtilip bazı klasik bilgiler veren bazı medya kesimiyle sınırlı kalınılınıyor. Halbukide Türkiyede olanlar,d alga dalga kuzeyden gelip adamızı vuruyor. Yapısal deyişim ile kültürleşme de yerleşiyor. Nİfus gerçeği dahi burada konuşulmuyor. Seçim nedeniyle deyişimler daha net olarak anlaşılmıyor. Hele konuya hükümet muhalefet eksenle sınırlayıp Türkiye gerçeği hep yok saydırtılmaya çalışınılıyor.
Kısaca, Türkiye seçimlerinin sandığa oy atma dönemine geldik. Zaman epey daraldı. Sonuçlar alınması dda kapı eşiğinde. Ama tüm sıralanan bu kısa dönemli gelişmeler dahi artan sorularla ve kuşkularla daha bir güvensizlik ile korkular arasında hep dikatlerle dolu olarak uarılarla da doludur. Bir anlamda,en azından rejimin geleceği bakımından önemlidir. Ne olacağı sorusunu ise K. Kıbrısta olanlara bakarak dahi tahmin etmek kolaydır. Fakat, susmak, görmemek ve fırsat bekleyip yeniden pay alma tutumları, herkesin yaşadığı bu durumu yok saydırtma kültürleşmesinin esiri olduk. Çok kalmadı. Ama, çok belirsizlik var. Bunu da direk yaratan seçimi güvenli yönetmesi gereken makamların yapması da konuyu daha da derinleştirmektedir.