Suriye daha kurulmadan önce de özellikle Osmanlı döneminin son yıllarında ve sonradan Fransa sömürgecilik altında hep direnerek kendini var etmeğe çalıştı. Bu nedenle bazı topraklarını kaybettirdiler. Özellikle yeniden sömürgeleşme ile öteki politik tavırlar nedeniyle Şam eyaleti topraklarının bir kısmı İsrail, Lübnan ve Türkiyeye verildi. Yine de Suriye direndi. Yeni sınırları çizilirken de birçok sömürgesel dönem Fransa pazarlığı ile ya başka ülke veya direk öteki ülkelere toprakları verildi. Bu yetmedi. Kurulduktan sonra Arap laik milliyetçilik çizgisi nedeniyle Sovyetlerin yanında durdu. Soğuk savaşta hep öncelikle isaril ile savaşlara direk katıldı. Golan tepelerini İsrail işkal eder. B.M. kararlarına rağmen hala İsrail bölgeden brakın çekilmeği, resmen ilhak eti. ABD gibi ülkeler de bu ilhakı t anıdılar. Ama hep özellikle batı emperyalist blokla hep uzlaşma halde hayatını sürdürdü.
Derken, yeni siyasal süreçle oluşturulan Ortadoğu Projesinde yine Suriye tasfiye edilecek ülke idi. Obamanın Ortadoğu versyonunun ikinci planlama dönemiyle direk Suriye parçalanma olayına uğradı. Kuzeyden direk işkaller başlarken “Türkiye gibi” birçok ülkeden de yüzbinlerce cihatçı ve paralı askerle Esat devrilmeğe uğraşıldı. B.M. dahi konuya direk Suriye yönetimini deyil de cihatçı gericilerin kurucu denilen ve ağırlıklı Türkiye merkezli kesimlerle Suriyenin geleceğini görüşmeğe başladı. Ama, plan tutmadı. Esat ayakta kaldı. Öyle ki sonradan işkal bölgeleri hariç, ülkenin hemen hemen tümünde denetimi kurdu. Esatın direnmesi ve deyişen dengeler nedeniyle bu defa Suriye yavaş yavaş yeniden dünyada normal zemine doğru dönmeğe başladı.
Başlangıçta direk Sjuriyeyi parçalama veya cihatçı yönetim kurma amacıyla destek veren, direk askeri güç gönderen ülkeler, u dönüşüyle Suriyeye yaklaşmaya başladılar. Körfez ülkeleri ve Sudi Arabistan, Mısır bunların önemli ülkeleri idi. Gidrek Suriyenin son günlerdeki sonuca ulaşıldı. Suriye yıkılmak amacıyla atıldığı Arap Birliği ligine yeniden geri dönüyor. Bu konuda olayda baştan beri büyük sermayesi ile yer alan Katar da sonunda direnmekten vaz geçti. Şimdi, Suriyenin iki önemli dış faktörü var: birincisi direk uygulanan ABD Sezar anbargoları olurken, ikincisi de kuzeydeki direk Türkiye işkali ve yerleşen ABD askeri üstleridir. Elbet, unutturulan israilin golan tepeleri hikayesi de hala sürmektedir.
Suriye yeniden arap ligine dönerken, Rusya ve iranın çabbaları karşısında talep olarak Türkiyenin de Kuzey Batı Suriye topraklarından çekilmesini istiyor. Türkiyede ise durum karışık. Üstelik günümüzdeki Suriyedeki varlığı hem cihatçıların devamını sağlamak, hem ilhaklaşma ile defakto yeni nifus oluşturma politikaları da devam etmektedir. Ancak, unutulan temel nokta, ABD kararıyla K. Suriyede klması gerekir. ABD hala Suriyenin Esat yönetimiyle uzlaşmış deyiil. Örneğin Suriyeyi yıkan, en köt koşullarda dahi ilaç yardımı dahi yapılmayan yaşamsal gerçekleri var. Sezar anbargoları devam ediyor. Ülkelere de dayatıyor. Türkiye hem bu kararları uygulayan hem de Suriyede kalarak ABD planlarına da yardımcı oluyor. Cihatcıların onbinlerce milisin kulanıma hazır haldeki bekleyişleri de var. Burada herkes, Suriye politikasında Türkiye ABD ortaklaşmalarına kimse dikat etmiyor. Kırılma noktası ise görünürde biraz daha ikili oynayan arap ülkelerinin, kovdukları Suriyeyi yeniden arap ligine almalarıdır. Suriye en azından yardım alma ve tecritlerin bir kısmından kurtuluyor hale geliyor. Bunları göz ardı etmeyelim.
Başlangıçta büyük gürültüyle Suriyeyi yok edip, parçalayarak adate yeni Ortadoğu serbes bölge kurma plnaı partikte karşılık bulmadı. Hele de Libya gibi kolay yutulan lokma sonrasında Suriyede boğazda tıkılması, yeni bir kağos yumağı oluşturdu. Net olan, Suriye kendini zamanında yıkmak isteyen, aBD yanında sıralanan arap ligi, şimdi geri üye olarak almasıdır. Diyenler olacak, “zamanında Suriye diye aldıkları ne oldu”? Onlar da bir kısmı hala türkiyede üstlenirken, önemli kesimin adı dahi kalmadı. Direnerek Esat yeniden emperyalist kapitalist dünyada normal koşullara doğru kayıyor. En başta İsrail hala ülkeye saldırırken, Türkiye de Kuzeyde kalıcı kalma ve Kürtlere karşı operasyonla politik fırsatçılık pususunda hala bekliyor. Milyonlarca mülteci ise bu savaşın dünyaya yayılan enkazlarıdır. Yine de Suriye ayakta kaldı. Şimdi, Türkiye seçimleri sonrasındaki hamleler ile hala askeri üstü olan ABD gerçekliğinin ne oalcak soruları kuşkularla doludur. Bu arada Doğu Fıratdaki DSK kuvetleri nin de geleceği ıçak sırtı politikasında bekliyor. Bakalım gelecek günlerde daha neleri göreceğiz.