yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSeçim sonrası psikolojik harp taktikleri ve taktiksel yıpratma kuralları - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Seçim sonrası psikolojik harp taktikleri ve taktiksel yıpratma kuralları – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son Türkiyede yaşanan seçim süreci, bize önemli tarihi bir tanıklıkda yaşatıyor. Yeter ki yaşananlardan gereken dersleri alıp doğruları bilelim. Seçim süreci hakında epey makale yazdım. Sonra sandık öncesi son dönemle alakalı Kıbrısı da katarak elimden gelen dar alandaki yerde özetlemeğe uğraştım. Derken, sandık günü geldi. Oylar kulandı. Artık herkes ne olacak duruşuna geçti. YSK ise gece yarısına kadar seçim sonuçlarının en azından cumhurbaşkanı bölümünü açıkayacağını söyledi. Herkes sanki normaleşmiş gibi buna inandı. Oysa akılda hep devletin kendi akılda kalması gerekiyordu. Geçmişten gelen birikimlerle de seçim sonrası olanları, çalınan sonuçları aklında tutmaları gerekiyordu. Öyle olacağı da düşüülmesi önemliydi. Hele YSK son oluşumu ve yakın tarih deneyimli Anadolu ajansı kurumu, bitkisel hayata düşmemek gerektiği uyarısını çoktan vermeliydi. Sonuçta sandık günü sonlandı. Bazı önemli durumlar yaşandı. En azından konu genişlemesin diye unutturulma uykusuna sokuldu. Sonuçta, gün sonlandı ve sayım başladı…

Buraya kadar ki özet sonrası, artık sayılarla sonuca doğru şu veya bu şekilde kısa zamanda gitme olasılığına çoğu kapıldı. Bana telefon açan kimileri de nekadar zamanı diye sordular. Onlara dikaltli olmalarını, ana akım medya rakamlarına inanmamalarını, Anadolu ajansının eski birikimlerini aktarmaya çalıştım. Fakat, gördüm ki ilk Anadolu algı operasyonu yeniden başlarken, çoğu hemen sonucu tahmine girişti. Halbuki en başta Türkiye muhalif medyası bu konuda dikkatli olması gerekirdi. Ne yazık, arada bir izlemeği düşündüğüm seçim prokramlı Halk TV dahi hemen bu uçuruma düştü. Verilen rakamlarla sayısal yoruma başladı. Hele konuda iyi birikimi olan Emin Çapanın da başlangıçta bu algı oynuna gelmesi, beni şaşırtı. Konuyu Ekrem İmamoğlu ve öteki Tele 1 gibi kanalar uyarınca işler daha doğru anlaşılmaya başlandı.****

Olayları anlatarak makaleyi tamamlama niyetim yok. Ama, şunu taktiksel olarak hemen yaşanmaya başlandı. Anadolu ajansı kanalıyla manüpülasyon ve sandıklara itiraz ederek resmen yeniden saydırtıp muhalefetin güçlü olduğu sandıklarda verilerin YSK kaydına girmesini erteleme hamleleri başlatıldı. Öyle ki büyük şehirlerin ve Kürt muhalefetin güçlü olduğu yerlerde sandıklar tekrar tekrar sayıldı. Aslak oyların resmileşmesini erteleyerek öncelikle kendi oylarıyla öncelikle önde olma algısını yaratmaya çabaladılar. Belli ki bu itirazlar, seçim sonuçlarından sonra da devam edecek. Üstelik, tek tek partiler itiraz ederek, bir sandığın defalarca saydırtırarak resmen oylama ve psikolojik rahatsızlık oluşturup en azından sandık güvenliğini kırmaya da çabalanıyor. Başarılı olunur mu bilmem.

Bunlar bir anda gece sayım sonucunu bekleyen insanların şüpelenmelerine neden oldu. Sonuç gelmedikçe ve deyişik ekranda deyişik rakamlar da oluşunca, psikolojik rahatsızlık yaratma dürtülerini artırdı. Oysa beklenti vardı. Giderek, kim kazanırsa kazansın deniliyordu. Erdoğanın balkon konuşması beklenirken, birden istanbula gitmesi ise birçok yeni düşünceye de neden oldu. Eklemeden olmajz: K. Kıbrısta konuyla alakalı fazla yayın yapılmadı. Yapan “takkeci gazeteci medyası gibi” de yandaş medya seçilerek adeta resmi algı oynunları da tarafsız yayın diye bizim insanlarımıza sunulması da tesadüf veya tarafsızlık denemez. Adını da yeni sistemci işbirlikçi kuralının iyi kulanım biçimi demekle yetinecem.

Eksiklik ise başkanlık seçimi tartışmaları ve taktiksel oyunlar öne çıkarken, öteki ayak vekil seçimi fazla konuşulamadı. Oysa Türkiye parlementosunun da seçimi vardı. Parlemento sayısı da önemlidir. Bu eğer ikinci tura kalınırsa birilerinin de probaganda sinercisi olmaya adaydır. Bunlar Tek cümle ile tanık olduğumuz Türkiye seçiminin önemli tarihsel durumunun yanmasıdır. Biz de gözlemleyerek, bazen kendimizi de içinde bularak resmen yaşadık. Maalesef, Türkiyenin çok parti dönemine geçiş olan 14 Mayıs aradan onca yıl sonra bu çok partili dönemin nerelere gelindiğinin acı yüzleşmesiyle birlikte yaşayarak anlıyoruz.

Sonuçlarını da yarın ki yazıma brakıyorum.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
330AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin