Türkiyede seçim süreci devam ediyor. Yurt dışı oy kulanma ise sonlandı. Aynen K. Kıbrısta da Türkiyeli yurtaşlar seçim oylarını kulandılar. Elbet, kulanılan oy miktarının önemi ve kulanım anında arada gelen haberler, aslında yaklaşmakta olan 14 Mayısı daha bir merak ve kuşkularla beklenmeye başlandı. Peşpeşe gelen ve direk devlet partisinin rol aldığı provakasyonlar, itiraflarla adeta gökyüzüne yükselen yolsuzluklar ve inanılması dahi güç probaganda yalanlarıyla seçi yürümeğe devam ediyor. Daha yazıyı yazmaya başlarken, Sakaryada Kılıçtaroğlunun arabasının taşlanması veya başta hocam Emre Kongarın resmen sokakta söylenen seçimi erteleme senaryo konuşmaları, daha baştan itibaren kulanılan “bu seçimler normal koşullarda yapılmayacak kadar sorularla doludur” tesbitinin tekrardan doğrulanmasıdır.
Türkiyeye seçimler gerçekleşiyor. Pazara günler kaldı. Yurt dışı oylamalar ise sonlandı. Yaşanan öteki Türkiye seçimlerine göre oldukça gerilimli ve kuşkularla dolu adımlar atılarak son güne yaklaşılıyor. Son günlerde direk muhalefet mitinklerine yapılan provakasyonlar ise rahatlama dyeil daha bir tedirginlik kağosuna oynanma şanslarına işaret edilmektedir. Özellikle içişleri bakanının “suç işleme bakanı” olarak önemli kesimce atlandırılması da oldukça dikate şayandır. Hele de Soylunun ısrarla seçim sandıklarının denetimi ve verilerin kendinde toplatılma çabaları, kendi çizgilerinde olan YSK tarafından dahi ret edilmesi de oyunun nedenlei karmaşalı oluşu kadar, seçimi kaybetme korkusunun da derinliğini göstermektedir. Erzurum provakasyonunda olduğu gibi imamoğlundan en azından geçmiş olsun dileği yerine, suçlamayla suçu atma davranışı, gidilen seçimdeki neden sorularının da önemli yanıtıdır. Önceki yazılarımda boşuna seçimler ve sandık konusunda neden halkın ve muhalefetin güvenliği sağlamak zorunda kaldığı sorularını aşmaya çalışmadım. Çünkü, resmen devlet partisi öylesine tarafcıl oldu ve korkunç dil kulanıyor kin demeğin gitsin. Gerici faşist olgular resmen pankartlaştı. Liderleri “kadın gibi mutfakta çay dökme” suçlamasıyla dahi kitlelere sunuldu. Ama, hep sorular uçuşurken, artık korku derecesinin hangi tarafta artığı kuralı galiba giderek devlet eksenine oturdu. Yaptığımız net tesbitle, bu seçimin sistem deyişimi yapmamasına rağmen salt rejim deyişimini engeleme çizgisinde olması sonucu elbet gerilim olacaktı. Fakat, odenli kirli işler yapıldı, ekonominin önemli sermayesinin nasıl servet deyişimle hyağmalandığı üzerine her gün yeni milyar dolarlık belgeler uçuşmaktadır. Hem de hiç uzağa gitmeden, bizat devlet içi yağmada rol alanların itiraflarıyla. Savcılık ise muhalif ve özellikle HDP avıyla kırılma yaratıp seçim kazanma peşindedir.
Konu şu bakımdan önemlidir: önemli bazı kesimler dahi muhalefet adayının yetersiz olduğunu söylemekten çekinmiyor. Ancak, öylesine baskı ve holsuzluklar çürüklükler oluşturdu ki nefes alma adına Kılıçtaroğlunu seçmeyi dahi insanlar savunarak kabulendi. Nefes alma, gelecek için daha iyi zemin oluşturma ve gericiliğin rejimle kökleşmesini engelemek için, muhalefete oy verilmesi kabullenildi. Sandıkalrı devleti nkoruyamaması bir yana hile yapacağı bulguları “ki geçmişten çok acı örnekler de var, mühürsüz zarfların kabulü gibi” onun için salt oy deyil sandıkları da kendi oylarını korumak için güvenesini sağlama yöntemleri aranmaktadır. Olaylar tahminin ötesindedir. Yaşanarak öğrenilen gerçekler vardır. Geleceğin ne olacağı zaten seçim meydanlarındaki tutumlarla karşılarında duruyor. Hele de kısa zaman önce yaşanan depremdeki tutumlar ve karşı suçlamalar, birilerine anlatılması gereken derslerdir. Zaten anormal olan koşullar zincirle uzuyor. Örneğin, ekonomideki dibe vurma, baskılrarın daha da artışı, provakasyonalrın her alanda görülmesi, durmadan tutuklama çenberinde yaşamak zorunda kalışı, en ufak açıklama yapma hamlesini ezerek engelemek, kadınlar üzerinden oldukça aşağlatıcı sözlerin dahi pankartlaşması, diyanetle fetvalaştırması ile yaşamda uygulanması gibi durumlar yaşanmasına rağmen, hala iktidarın yarıya yakın oy çıkma olasılığı elbet düşündürücüdür. Gericiliğin nedneli kurumsallaşıp kökleştiğini gösteriyor. İslamofaşizmin resmen devlet biçimine yöneliş durumudur. Onun için bu seçim önemlidir. Rejimle ifade edilmesi de bundandır. Hele pratik bunu olaylarla adeta haykırarak kanıtlıyor. Bakalım birkaç gün sonra eğer seçim yapılırsa, tarihe nasıl bir sayfa oluşturacak.