yaklaşımlarÖzkan YıkıcıHatırlamanın önemi - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Hatırlamanın önemi – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bundan 61 yıl önce, 23 Nisan kutlamalarının sabahında, Lefkoşadan yayılan haber hem korlkutu, hem de acıdır sürpriz bulunmadı. Kıbrısta yayınlanan haftalık Cumhuriyet gazetesinin iki yazarı “Ayhan Hikmet ve Muzafer Gürkan” öldürüldü. Konuyu biraz bilenler için beklenmedik deyildi. Önceki yazılarında “Bayraktar camisinin bombalanmasının fayilerini açıklayacaklarını” belirtiyorlardı. Tam da yeniden Kıbrısta resmen konturgerila tipi provakasyonların başladığı günlerdi. Bonbalamalardaki etki ile şovenizim tırmanırken, burada Kıbrısın sömürgesel gerçeği de bilinmeden konular anlaşılamazdı. Gürkan ve Hikmetin ölümünden sonraki gelişmeler de bunun aynasıdır. Yrgılanan yok. Tam aksine vurulan gazetecilerin yakınlarına direk polis tarafından dahi pek de iyi davranıl Belek kaybı veya silinmesi ile birlikte daha kolay ucuz kahrananlıkla konuyu sapturmalar son dönemde Hikmet ve Gürkan için de deneniyor.Resmi tarih algısı ve sömürgsel gerçekliğin tarihsel yazılıma yansıtılığıdır. Onun için bazı önemli konuları yazmak daha bir öneme doğru gidiyor. Hem anmak, hem verdikleri mücadeleği hem de saptırma veya unuturma karşısında canlı kılmaya önem vermenin gereksinimi ortadadır.

Bağımsız Kıbrısı savunan, Kıbrıs Cumhuriyetcisi olan Kemalisgt çizgileri de net haldeki iki gazeteci gerçekleri yazacaklarını söyledikleri için vuruldular.Üstelik bunu gözdağı verme olarak da belirli  dönem probagandalaştırılmak da istendi. Elbet sömürgesel gerçekle Yorgacis Denktaş bağlamını da yok sayarsak, hep önemli bir eksik taş gibi sırıtma eksikliği de hissedilecektir. Doktor Ali İhsanın “neden Yorgacise şikayet edildi” eleştirisi de önemliydi. Ama duruma bakın: Yorgacis içişleri bakanıydı. Tüm bunlar bize yeniden katledilen iki gazeteciyi anımsatmanın önemini dayatıyor. Neden öldürülme nedeniyse günümüz Kıbrıs sorununun karanlık bir sayfafsındaki bulacağımız gerçekle karşılaşacağız.madığı da belirtiliyordu. Birçok anı hala yaşlı insanın beyninde takılıp kaldı. Dikati çeken o dönemki TC Kıbrıs Elçisi Emir Dırvananın konuyla alakalı rapor yayınlayıp istifvfa etmesidir. Rumların deyil Türk teşkilatını işaret ediyordu. Zaten bazı TMT kişileri de direk Denktaşı vurguluyordu. Ama garip olan, Kıbrıs cumhurieytin geçerliydi. İçişleri bakanı da  Yorgacisti. Yorgacise Gürkanın tehtitn aldığını söylediği ve tam aksin Yorgascisin durumu Denktaşa bildirdiği bilgielr de mevcut. Bir KOnturgerila paramiliter provakasyon olayı olarak tarihe yazıldı. Ne acıdır başta gazeteler ve medya en azından olayın  bilinmesinde katgıları yoktur. Susarak ve gerektiğinde karşı tarafta yerini alıp rollerini sistemi korumada ve karanlıkta cinbayyetlerin kalmasında katgıları da oldu.

Kıbrıs tarihinde de oldukça karanlık yaşananlar var. Bilinip de konuşturulmayan gerçeklerin de yeri epey fazladır. Bu tür durumlarda ikikili tutumlar yaygınlaştı. Susarak unuturmak veya belirli zaman sonra hafızadan silinince karşıta suçu atıp probagandalaştırma teknikleri  yaygındır. Nitekim Gürkan ve Hikmet cinayetlerinde de ayni gelişmelere tanık olduk. Burada önemli bazı katgılar da var. K. Kıbrısa özellikle 74 sonrası taşınann nifus oldukça etkin sayıya çoktan ulaştı. Bunlar Kıbrıs yakın tarihini yaşamadıkların için, verilecek her türlü yalan bilgii de kolyca kabullenmen  düşüncelere yatkındır. Yerel nifus ise konuşmaya konuşmaya unutup onlar da en azından yüzleşme sürecine girmekten uzaklaştırıldılar.Sistemin de devam etmekte olduğu durumu da tamamlayıcı konumu oluşturur. Yüzleşme olma koşulları epey azalır. Sistem deyişmesi veya sosyal muhalefet talepleriyle ancak yüzleşme olma şansı vardır. Şimdilik bunlar K. Kıbrısta çok uzakta. Bu yüzden birçok karanlık olay karanlıkta daha da derinlere dalıp kaybolmaya doğrun gidiyor.

Nitekim: birçok konuda olduğu gibi yaşandığı zamanda birçok bilineni unutulurken, yerine resmi başka durumlar da konulmaya başlandı. Gariptir: ister türk ister rum bazı provakasyon olayları sırakademe konulurken, sonradan örneğin öldürtülen Türk kişiyi teşkilat öldürdüğü bilinip konuşulmazken, epey zaman sonra bir rum çıkıp “ben yaptım” diyor. Tersi de olduğu artık arada bir  duymaya başladık.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin