Haftanın dünyaca tartışılan önemli konulardan biri de Rusyada gerçekleşen Putin ve Ziye toplantısıydı. Özellikle ABD, her iki ülkeye karşı aldığı tutumla, sorunu adeta algı propagandasına çekti. Önemli sert eleştiriler yaptı. Bir kısım çevre de ters yönden konuyu yorumlayıp, sanki ortakalaşan alternatif strateji olarak ele aldı. Bunlar net gerçeğin aynadaki kendisidir. Sorunların Kapitalist sistem içi olması, emperyalist çelişkiler ekseninde yaşanması ve genel olmasa da bölgesel hegemonya ve savaşların gerçekleşerek yaşatılması sonucu, elbet sevinen ve tedirgin olan ikili çevrenin olması Emperyalizmin özüdür.
Mosgovada biraz da geç gelen zirve yapıldı. Yapılan tüm konuşmalara karşın, beklenen ortaklaşna paydaşlığı da gerçekleşmediği kesin. Zaten, konuyu biraz bilip inceleyen, ortaklaşacak koşulların da olmadığı kesin. Hat da karşıt Batı emperyalist kolektif bloku ayni gözle görmedikleri de yeniden tekrarlandı. Batı ise hep Çin Rusya birleşmesi paranoyasına dek geldikleri için, örneğin durup dururken yeni anbargolar koyma cüretkarlığını dahi getirdiler. Çünkü emperyalist rekabet yaşanıor ve kar hırsı ile nifus alanı mücadelesi ssertleşerek sürüyor. Ama, söylenenin aksine bunu daha çok ABD merkezli batı bloku tetikliyor. Anbargolardan tutun bazı konuları kaşımaya varan tavırları sürdürüyorlar. Çin ve Rusya ise bazı kendilerine has özelikleri düşünülmeden, sanki ABD gibi algılatıp deyerlendirmeler de yapılıyor. Buda yanılgıları peşinden sürüklüyor. Batı medya destekli bilgilendirme ve onların gözüyle algılaştırma, kolayca yanılacağımız tutuma bizi kolayca getiriyorlar.
Yayınlanan bildiri ve tepkielrini bir yana brakarak, bazı önemli gözetilmesi gereken durumları kısaca yazacam. Kolayca yanıldığımız durum şu: ABD özellikle Avrupayı kendi hegemonyasına alırken üst şemsiyeler oluşturdu. Nato bunlardan biridir. Böylelikle, tavırlarda ABD uluslararası bir devletler yapısıyla hamleler yapılıyor. Çoğu defa Türkiyeden aAlmanyaya bu konuda hep yanılırız. Hat da yeri geldiğinde sanki ABD kopuşu dahi beklenir. Oysa son Ukrayna savaşında veya Ortadoğu projesinde gördük ki ABD arkasında hepsi sıralandı. Birçok ABD provakasyonunu dahi görmezden geldiler. Yalanları tekrarladılar. Iraktaki nükler silahlardan Almanyadaki kuzey hat borusunun bonbalanması gibi.
Halbuki Rusya ve Çin kendilerine has pak veya üst şemsiyeli yapı yok. İlişkilerini iki devlet ekseninde oluşturuyorlar. Bu nedenle birçok uluslararası sorunda arkalarında direk sıralanacak ülkeler de yok. Hep ikili ilişkilerle işi götürmeğe çalışıyorlar. Bazısı bazı eski Sovyet devleti arasındaki veya Şengen zirvesini söyleyecek. Bunlar paytaşlıkta bütünleşmedi. Hat da örneğin hesapta Rusya ile ortak gibi görülen ülkeler Ukrayna krizinde direk Rusyayı desteklemedi. Bu Fark önemlidir. Çin ise daha çok devletler arası ilişki, sermaye aktarımı ve diplomasiyi kulanmaktadır. Hala askeri müdahale yaptığına tanık olmadık. Daha gerçeği, Ukrayna ile Rusya kaşıması ve Tayvan ile de Çin politikalarında hamle yapan batıydı. Stratejik olarak Rusyanın parçalanması veya en azından kuşatılması, Çinin de uzun vadede kuşatılıp sınırlandırılma planları batı ortak siyasal hedeftir. Rusya ile Çinin genel stratejik askeri hesapları pek yok. Ancak, Rusya ve çin ile yapılan tüm anlaşmaları da bozanın Batı kolektif emperyalist kesimler olduğu da kesin.
Özetlediğim bu basit görünün dahi yapılan Çin Rusya zirvesi için gerçekleşen yorumların nedenli doğrularla çakıştığı bundan dolayı tartışmalıdır. Örneğin, Amerika Almanya veya İngiltere ilişkileri ile Çin Rusya ilişkileri hiç birbirine benzemez. Hele de Çin Rusya üst askeri ekonomik blok yoktur. Onun için olayları kendi koşulalrında değerlendirmek önemlidir. Batı kolektif emperyalist blok ile öteki devlet kapitalist biçimde davranış ayni deyildir. Ayni olmayan öteki gerçek de Amerika gibi Rusya ve Çinin de benzer askeri siyasal stratejilerinin de olmadığıdır. Bu gerçeklerle deyerlendirme yapmak, önemlidir.