Genelikle bizde bilmeme üzerine ahkam çekip algı oluşturma, batının probaganda haberciliğini kesin doğru kabullenme ile resmi eksen dışında pek de sorgulama yapmama tutumlarıyla bilgilendirme oluşturuluyor. Böylesi kurallarla oluşan bilgilenme ise hem eksik hem de bilmeme tutsaklığına düşme kolaylığı da olması gayet normal hal olarak da karşımıza geliyor. Probaganda algı ile batı tutsaklığı içinde Türkiye merkezli ile öteleme kolaylık duruşları toplamında çoğu konuşulan veya konuşulmayan konularda da eksik kalmanın da sonucu doğuyur. İlgilgili konuda ya bilgisiz veya esir algı tutsağı sonucu yanılma veya bilmeme düşüşleri gayet doğal şekilde yaşanır. Nitekim, bazen etrafımızda olanları, bazen önemli dünya gelişmeleri bilmeme durumu normaldır. Bizi ilgilendirmez kolaycıl tutumunun da abartılmasına dek geliniyor. Bazen de tersinden bilip esir düşülen algıların tutsağı halinde davranılır. Genel iç genel Türkiye genel çevre ve toplamda dünya konularında bu eksiklikler hep yaşanır. Oluşan koşuların da kültürleşmesi ile de gerçekleri yakalamada önemli zafiyetler de yerleştirdi. Bunalr önemli iç konularda veya Türkiye gerçeklerinde hep yaşarız. Çevre konularında ise yaşamasak olmaz derecesindedir. Son ırak durumları bunların en canlısı oluyor.
Birkaç gün önce, Fransanın Paris şehrinde Uluslararası Tahkimden bir karar çıktı. Irakın Türkiyeyi şikayet yaptığı konuda haklı çıktı. Türkiye, birbuçuk milyar dolar cezaya çaptırıldı. Peşinden iki milyar cıvarında dolarla da tazminat verme geleceği vardır. Bu önemli haberdir. Ama, ben birkaç gün bekledim. Türkiye medyası ile bizim kilerin haberi veriş ve yorumlama şeklini inceleme fırsatını koladım. Ama pek olmadı. Bazısı şöylesine serzenileşti. Ama, haber önemliydi. Yine de ceza alma konusu önemsenmedi. Hele konu patrol olunca ve bunun ırak hükümeti şikaueti ile izinsiz yapılan ticaret olunca, Kerkük Boru hat yolunda gerçekleşmesi de eklenince, konu oldukça yaygındır. Biraz belek zorlanması olunca da sözkonusu olan süreçteki denizdeki dolaşan petrol tankerleri ve ordan petrol alma haberleri de gelince, artık devamı hangi yorum olur, varın siz düşünün.
Konuyu tetikleyecek önemli tarihi gün de bu zamana rasladı. Konuyla alakalı hatırlatma yazışımı da iki defa yazdım. Irak işkalinin yirminci yıl dömümüydü. Hani hatırlayın televizyon karşısında ıraka atılan teknolojik moderin bonba resimlerini izlediğimiz işkal. Ozaman da ülkemizin nerede ise herkes, Amerikan işaklini alkışlıyordu. Protesto falan edenleri de eleştiriyordu. O günelrde de resmen batı probaganda esiri olduk. Türkiyede ise devlet içi kırılmalar sonucju gelişmeler yaşandı. Mecliste dahi hayır çıktıydı. Biz yine ayni tutsaklıkla gündeme takılıp gitik. Şimdi ıraktaki durumu hatırlayan, ilgilenen yok. Halbuki hatırlayın birçok kalemşörlerimizin yazdıkalrını:
“ıraktaki Ortadoğu özgürlük ve demokrasi mücadele girişiminin, rüzgarı gelip Kıbrısı da vuracak” diye alkışlanıp Kıbrısa gelecek umut ponpalanıyordu. Şimdi o günelrin ırakının önemli yasadışılığının kararını uluslararası Tahkimden duyuyoruz. Irak hükümetinin şikayeti üzerine Türkiye Birbuçuk milyar dolar cezaya çaptırıldı. Konu Kerkük Ceyhan boru hatından ırak hükümetinin izni olmadan petrol akışı oluyordu. Türkiye Barzaniyle anlaşarak ordan petrol akıtı. Çevre bölgelerden özellikle Suriyenin Amerikan kontrolü yerlerinden de petrol getirilip hat dan akıtıldığı da belirtiliniyor. Tabi konuyla alakalı o dönem Türkiyeden bu taşımacılığı kimlerin yağtığını herhalde unutmadınız. Üstelik petrolün önemli kısmı da israile gidişatı da aklınızın ir yerinde kalması gerekir. B.M. konseyi raporlarında dahi vardır. Ama, konu Türkiye olunca ve kaybedince, buradan ses çıkması da imkansızdır. Ne yazık Türkiyedeki şahlanan Altılı masa da bu konuda eleştirisel bir yorum pek yapmadı. Herhalde içeriği ile dış politikadaki devletçi tabunun yeniden örneklenmesine tanık oluyoruz galiba.
Peki, bu gelişme önemsiz mi: üstelik benzer olayları deyişik şekilde burada yaşamadık mı? Anladağım başka konu da var: Malikiyi neden ısrarla ABD ve Türkiye istememesinin nedenlerinden herhalde petroldaki bu kulanım şekliydi. Konuyu mahkemeye, uluslararası tahkime taşına Nuri Malikiydi. Malikiyi hiç istememe durumunda ABD ve Türkiyenin de olması tesadüf mü bilmem. Ama, Haberin önemi ortada. Benzer konuların da olacağı da kesin. Peki aklıma geldiği için sorayım: bu yasadışı yol ile denizde gezen bandrasız petrol tankerler söylentileri oluşu, buranın da işin içinde olup olmadığını sorsam, rumcu mu olurum?