yaklaşımlarÖzkan Yıkıcıİsrail'de ilerleyen faşizim ve ilhak politikaları - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

İsrail’de ilerleyen faşizim ve ilhak politikaları – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kısa zaman önce, israilde kurulan ırkçı faşist yönetim, dişlerini erken gösterdi. Yargı görece özerkliğini kaldırmak için meclisten düzenleme geçirmeye çalışıyor. İlhak altındaki Filistin topraklarında hem şidet tırmandırılıyor hem de yeni topraklara da yerleşimler oluşturmaya devam etmektedir. Buna karşılık, her hafta sonu muhalefet demokratik sosyalist örgütler bu gelişmeleri protesto eden gösteriler yapmaktadır. Kısaca, ezber algısıyla aktarılan “laik ve demokratik” israilde aslında faşizme ve ilhaklaşma siyasetleriyle sahada yanıt vermeye hız vermektedir. Buna karşılık, demokratik örgütlerin protestoları yavaş yavaş muhalefet partielrini de aralarına almaya başlanan bir gündem döngüsü oluşmaktadır.

Kısa zaman önce israilin en gerici, en faşist ve en ırkçı yönetimi hükümeti kuruldu. Daha kurulurken ilk hamlesi, yargı sürecinde olan başbakan Metanyahuyu kurtarmak için, meclisten yasa geçirme hamlesi oldu. Hamlede, yasayla yargının bazı eytkileri alınıp meclis ve hükümete devretme ağırlığımda oluyor. Böylelikle lyargı Metanyahuyu yargılama sürecinden koparılacak. Öteki hamlesi ise Filistinlilere yönelik oluyor. Hem işkal altındaki Batı Şeryada yeni yerleşimler veya Filistin yerleşimlerine saldırılar yoğunlaştırıldı. Gazle gibi yerrlere de füze yağdırmaya devam deniliyor. Suriye ise hala nasibini alıyor. Deprem yıkımına rağmen Şam hava alanı bonbalanmaya ve engeler konulmaya devam edilmektedir.

Hızlanan gericileşme ile yargının özerkliği, bağımsız kuvet olmasının kaldırılma hamleleri üzerine, barış ve demokratik örgütler de hafta sonları sokağa çıktılar. Protestolar yapmaya başladılar. Başlangıçta seyirci kalan merkezi partiler, daha sonra yükselen protesto dalgası nedeniyle seyirci kalamayacaklarını anladılar. Hele Metanyahunun kendini kurtarma adına yargının yetkilerini elinden alma hamlesi, büyük öfke yaratı.

Bunlar yeni İsrail faşist gerici yönetimi sonrası birden hızlanan gelişmeler olarak gelişiyordu. Filistin topraklarına el koyup ilhaklaşma adımları deyişik yöntemlerle hızlandı. Verimli veya Filistin yerleşimleri kuşatma adına topraklarda yerleşimlerle dıştan getirilen yahudielr yerleşmeye devam ediyor. Tepkiler ve ilhaklaşma ise yeni krizler de oluşturudu. Bunun en son örneği Hara kasabası oldu.

Hara kasabası Batı Şeryada filistin kasabasıdır. Çevresine yerleşimler kurulup kuşatılıyordu. Bu arada İsrail politikalarına karşı da Filistin tepkileri de oluşuyor. Nitekim, israilin işkal altındaki topraklardaki yerleşim anlayışına da tepkielr gelişti. Ölümelr oldu. Bunun üzerine yerleşimlerdeki İsrail yerleşikleri adeta elerinde her türlü silahtan baltaya aletlerle Hara kasabasına saldırdılar. Evler yakıldı. Birçok insan yaralandı. Öelenlerin vurulması da gayet münasip şekilde gerçekleştirildi. Dükanlar yakıldı. Birçok yer yıkıldı.

İsrail askerleri ise seyrediyordu. Bazı göstermelik müdahaleler dışında olayı önlemediler. Konu dünya medyasına pek düşmedi. Oysa yapılan işkal altındaki ilhaklaşma politikasının bir uygulamasıydı. Hem yerleşimlerle topraklara el konuluyor, hem de saldırılarla da bölgede yaşayanlara resmen baskıalr gerçekleşiyordu. Hara kasabasındaki Filistin feryadını kimse duymadı. İsrailin ilhaklaşma tavırlarını kınayan veya tavır koyma durumu zaten çoktan unuturuldu. Ama İsrail Ortadoğunun en Laik ve demokratik ülkesi ezberi hala işliyor.

Çocuklar korkutuluyor, kurşunlanıyor, zor şartlarda yapılan dükan veya evler birden yıkılıyor veya yaklarak oturulmaz hale getiriliyor. Güvenlik adına olan İsrail askerleri ise ilhak politikasının uygulayıcı şekliyle duruşlarını gerçekleştiriyordu. Filistinliler ise feryat ile direnme ikileminde gidip geliyor. Yoğunlaşan erleşimer ve saldırıların arada tepkisel Filistin yanıtına ise genel imha ve yerleşimleri yıkma karşılığı verilmesi de övülen İsrail demokrasiinin klasik hukukudur. Son gün yaşanan Hara talanı bize işkal, ilhak politikasının sadece kısa bir hatırlatma örneği olarak kafamıza gelip gitmesini sağladı. Ama dünya pek gündem yapmadı. Hele gündem yapıp da şu bahane de ilginç: iki İsrailli de öldürüldü!

Kısaca, İsrail tarihi faşizmi ve illhak örneklemi olarak dipdiri duruyor. Son Metanyahu yönetimiyle resmen faşizmi ve ilhakın kurallarını biza pratikle acılarla gerçekleştiriyor. Başbakanın yolsuzluğunu örtme adına yargı reforumu, ilhakı yasalaştırma adına hem saldırı hem de yeni yerleşikler ve tüm bunlar bir devlet biçimi olarak kurumsallaştırma dönüşleri sürdürülmektedir. Yine de israilin tüm faşist ve ilhak politik merkeziyetçiliğine karşın, hala barış ve demokrasi adına kitlesel karşıtın da olduğu kesin. Barışı savunan, ortak vatan sloganlı muhalefet her hafta sonu haftalarca meydanlardadır. Ortadoğunun sistemin en merkezi israilde son dönem böyle bir siyasal gerçeklik yaşanmaktadır. Deprem nedeniyle pek dünya ile ilgilenmesek de yine İsrail adını duyacağımız, Filistin dramını da arada hatırlayacağımız günlerden hep geçmeye devam edeceğimiz kesin.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin