yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTürkiye'de de seçimler var! - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Türkiye’de de seçimler var! – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ggeçen yazılarımdan birinde özetle: etrafımızda seçimler döngüsüne dokundum. Kıbrısın güneyi, Türkiye ve Yunanistanı sraladım. Yine önceki bir makalemi, yakında haftalar kala Güneydeki başkanlık seçimleri üzerine birkaç söz etmeğe uğraştım. Genelde şu konuda odaklanmaya çalıştım: hem Güneydeki hem de Türkiyedeki seçimler bizi direk ilgilendiriyor. Kıbrısta olmamız ve Türkiyeleşen özelikle de son dönemde iyice hissedilen Türkiye durumunu ısrawrla belrmeğe uğraştım. Güneydeki seçimlerle birçok etkene rağmen, neden ilgisizliği de sorgularken, oradaki siyasal etkileri de yorumlamaya çalıştım. Türkiyedeki seçim aslında Güneydekinden daha da önemli sarsıntıları olacağı kesin. Hem Kuzey Kıbrısın direk Türkiyeleşen siyasal idari gerçekliği hem de Kuzeyde yine önemli nifusun hem de yarısından epey fazlasının oradaki seçimlerde oy kulanmaları, aslında Türkiyedeki seçimleri önemsemenize yetip artıyor. Tam aksi oldu. Öyle ki dünyada dahi birçok ülkede Türkiye seçimleri üzerine epey yorumlar ve beklentiler sergilenirken, K. Kıbrısta sadece koltukçu egemen elit dışında kimse laf söylememeye adeta direniyor. Söz söyleyen koltukçu ve kimi çıkarcı da teşekkür ile talimatlarıyla gerçekleşen bağımlılığa övgüler düzmenin ötesine geçmiyorlar. Zaten, son gelişmeler herşeyi daha net açıklamaya eytiyor. Denizde yüzen balığın bunu kabuletmeme duruşumuz ise hala sürüyor. Yine de şimdilik Mayıs gibi görülen Türkiyedeki seçimlerin, herkesin birleştiği sonuç: oradaki seçimin normal koşullarda olmayacağı ve sonucunun da rejim deyişimle özdeşleştirildiği durumudur.****

Türkiyede de adına ne korsanız koyun, yakında seçimler muhtemeldir. Takvime baksanız, en geç Haziranda olacağı yasalığı var. Fakat, hala belirli kesimlerin “acaba” sorusu hala seslendiriliyor. Kuşkular çok. Seçimlerin normal koşullarda yapılmayacağı gerçeği ise şimdiden girilen seçim süreciyle birlikte, yapılanlar adeta desteklemenin de ötesinde kanıtlanıyor. Kulanılan havuç sopasından tutun, yargının dahi aldığı kararlar, beklenen imamoğlundan HDP davalarının sonucu hepsi gidilecek yolun pek de normal olmadığı da kesin. Üstelik konuşulan politik mesajlar da olacak her sonucun rejimle özdeşleşmesi de siyasal boyutu oldukça fazla artırıyor. Elbet, Türkiyeleşen K. Kıbrısta da direk yansımaları da oluyor. Öyle ki son paket açıklamalrından kadın konusundaki siyasal hamleler hepsi direk TC merkezli adımların buraya yansıtılmalarıdır.

Konu ile alakalı birçok dünya medyasında da yorumlar yapılıyor. Burası önemli nokta: çünkü Türkiyede iktidarın en önemli silahı dış politikadır. Dış politika araçlarından gelen mesajlar veya medya yayınları dâhin  Türkiyenin merkezileşen devletsel milli politik kısgacı bakımından önemini yeniden bize hatırlatıyor. Kıbrıs Suriyen Libya gibi yerlerde olanları muhalefet brakın incelemeyi resmen iktidarın çizgisinde sıralandı. Öte yandan Türkiye rejimini eleştiren bazı batılı medyaya da iktidardan önce CHP karşı çıkması da bize dış politikanın Türkiyede nedenli ortaklaşıp tabulaştırıldığının da ne yazık kantıdır.

Son Türkiye seçim sürecinde elbet ülkenin önemi ve seçimlerin rejimsel koşulu sonucu daha fazla yorumların yapılması da kaçınılmazdır. Hat da birçok kesim buyılın en önemli siyasal önemli seçimini Türkiyedeki olarak kabulendi. Devamı var: aslında hepsi Türkiyede dış politik eleştirel yazılarına karşı çıksalar da biliyorlar ki uluslararası destek durumu türkiye seçimlerinde önemli rol oynuyor. En basitiyle Erdoğanın nasıl iktidara geldiğini akılarına getirsinler. Boşuna deyil Erdoğanıb birçok ülkeden yardım istemesi. Ama, gelin görün Türkiye koşullarını eleştirel bakış gelince de sanki Erdoğanın yaptıkları doğruymuş gibi CHP ve yandaşların hemen ilgili çevrelere karşı saldırıya geçiyor. Avrupa Konseyinde yerden yere vurdukları AKP iktidarının eleştirilmesine resmen karşı çıkıyorlar. Böylesi bir devletçi merkezi milliyetçi ortaklık var. Bunu bilen AKP veya yarın başka partiler hep lehlerine kulanıp “dış düşmanlıkla” lehlerine çeviriyorlar.

***

Kısaca, Türkiyede seçim sürecine girildi. Tatsızlık daha şimdiden başladı: önemli kesim seçimin normal şartlarda yapılmayacağını şimdiden teslim ediyor. Güvenlik konusundaki eleştiriler artık sözle deyil, geçmişten gelen örneklerle hatırlatıyorlar. Boş mmühüırsüz zarflardan sonuç çıkmadan galip ilan etmeler hep yaşandı. YSK konusundaki kararlardaki yanlışlar yeniden akla geldi. Hele sandık güvenliği epey örnekle doludur. Yetmiyor: seçim sürecine rağmen brakın birçok konuyu, seçimin adı veya kararın  yasalığı dahi tartışılıyor. Anayasa yasa denilen olgu pek dikate alınmıyor. Dahası da var; Erdoğanın aday olup olmlayacağı, yasal olmasa da aday olup yenilmesini isteyenler denklemi de oldukça karışık. Ama net olan, yine atı alan Üsküdara gitmeye çalışıyor. Çünkü anayasa öylesine defalarca çiğnendi ki seçimin yasaln işleyişi de sorgulu. Ama Türkiye seçim sürecine girdi. Seçim süreci epey kuşkularla dolun olsa da rejim özlü yolunda darmadağın dikenlik şekilde ilerliyor. Daha seçimin erken mi yoksa nüdahaleyle ni olacağı tartışması var. Bu yükle girilen seçimin sandık gerçeği nedenli inandırıcı olur, şimdiden tartışmalarla dolu. Ama hher seçimdeki tartışmalı durum, yasadışılıklara rağmen Şahsım devletine de geçilme gerçeği var. Bakalım bu karışıklık nerelere dek gidecek. Daha hangi partinin yasal kalacağı dahi net deyilken, yargı sopası ile sansürün kol gezdiği koşullar bize çok sürprizi da yaşatması kaçınılmazdır. Obu gerçekle daha TC seçimlerine giderken epey önemli sarsıcı yaşananla kalemşörlük yapacağımız kesin. Elbet Kıbrısa da bulaşacağı kaçınılmazdır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin