yaklaşımlarÖzkan YıkıcıDünyadan seçimler seçkileri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Dünyadan seçimler seçkileri – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bir yıl daha tamamlanıyor. Artık geçmiş yıl olmaya, saatler kaldı. Daha önceki makalelerimde yılın bazı önemli noktalarına kısaca deyindim. Bu makalemi de yyılın içinbnde yapılan seçimlerden seçkilerle, önemli etkilerini özetlemeğe uğraşacam.

Bir yıl daha sonlanıyor. Artık yaşanan şu saatler, birkaç saat sonra tarih olarak geçmiş yıl olacak. Yılımız dolu dolu geçti. Krizler, savaşlar ve seçimler peşpeşe içiçe girdi. Etkileri, nedenleri artık ayrışamayacak düzeyde katgıları oldu. Sistemseleşen ve kriz ile öteki olguların ekonomiden uygarlığa gelişti. Önemli iyi denecek pek gelişme de olmadı. Çörümüş çökmüş ve artık kendi kendine devamlılıkta zorlanan yapılar, arayışlarda da gericiliğe yönelmesi de siyasal başka tehlikenin de güçlenmesine neden oldu. Bunu seçimler ve darbelerle birlikte kitlesel rızalaştırmayla veya zorla gerçekleştirilmesi de durumun vahimliğinin işaretidir. Seçim örnekleri de özetlenen koşulların aynası olacak şekilde seçildi. Buna özen gösterip algılayın.***

Yılın yapılan bazı seçimlerine değinmeden, bazı seçimlerle alakalı müdahalelerle öncelikli bilgilendirme yapmak zorunludur. Sistemin seçilenlerin dahi nasıl devrilme kurallarıyla da karşılaşarak daha kolay analiz yapma şansını da aktarma durumu olacaktır.

Öncelikle yıl içşinde öemli işaret veren seçimler gerçekleşti. Fakat, ayni şekilde daha önceki yılda seçilen bazı liderler de bizat devlet yapısıyla devrildiler. Yılın başında Pakistan başbakanı Hanın kendi parlemento ve ordusu tarafından devrilmesine tanık olduk. Birçok umutla seçilen imran Han, ABD Rusya çelişkisinde bağımsız kalmak istemesi, Çine yakın yörede ABD üstüne izin vermemesi gibi tutumu sonucu direk kendi idiyasınca ABD elçiliğinin de kontrolunda kendine karşı resmen önce parlemento sonra öteki devlet kurumları tarafından darbe şekliylen görevden uzaklaştırıldı. Yılın son döneminde ise yine geçen yıl seçilen Perudaki Kastilya da benzer darbeyle uzaklaştırıldı. İki liderin de hapis yolculuğuda oldu. Kastilya tavizlerine rağmen başta parlemento ve ordu ek sermaye bileşkesi oligarşisi tarafından devrildi. Yine Perudaki Kastilyo darbesinde ABD elçiliğine hep işret eden haberler de arada bolca sunuldu. Bu tutumlar, seçimi kazabnmanın yeterli olmadığı, kurulan sistemdeki güçlerin gerektiğinde darbe yaptıkları pratiği bize yeniden hatırlatı. Burkino Faso ve malideki darbeler de benzerdir. Bir farkla, Afrikadaki bu iki ülke darbesi ayni zamanda Rusyaya kayış siyasal adımlarla devam etmektedir.

Özetlediğim bu iki önemli gelişmeden sonra, şimdi gelelim seçimlere: madem Kastilyo darbesiyle Peruyu özetledik, öteki bazı Amerika kıtqasındaki seçimlerle devam edelim. İlk Baharda Kolonbiyada ilk defa sol lider Gonzales seçimi kazanıp başkan oldu. Sonbaharda ise Brezilyada Lula seçimi kazandı. İki lider de faşist liderlere karşı seçimi kazandılar. Fakat paradoks şu: öteki devlet kurumların bu iki liderin politikalarına karşı. Üstelik memnun olmadıkalrınjı da söylemekten çekinmiyorlar.

Kasım ayında bir de ABD ara seçimleri gerçekleşti. Beklenen “Kırmızı çizgi” konusu olmadı. Cumhuriyetciler bekledikleri kazançları temsilciler meclisi çoğunluğu dışında yakalayamadı. Böylelikle ABD Baydın süreci biraz zorlansa da yoluna devam noktasındadır.***

Amerikadan Avrupaya geçelim. Hani derler ya ezber klişesinde “demokrasinin beşiği”! Avrupadaki seçimlerde Ukrayna krizinin de tetiklemesiyle sol seçeneksizlikler de katgı yaparak önemli tarihi uyarıllı sonuçlar çıkardı. İtalya ve isveç bunun örnekleridir. İtalyada faşist parti seçimin birincisi oldu. İsveçte ise ikinci sırada olmasına rağmen, faşist partinin görüşleri yeni hükümet prokramında etkili oldu. Bir zamanlar Avusturyadaki seçimleri kabul etmeyerek tavır koyan AB şimdi italya ve isveç örneklerine ses çıkarmadı. Ayni şekilde Macaristanda yapılan seçimi yeniden hem de ezici oyla faşist Orrbanın kazanması da gidrek AB içindeki hükümetlerde faşistlerin yeri artmaktadır.***

Biraz Afrikaya kayalım: yılın son günlerinde Tunusta yapılan parlementer seçimler, başka yönden önemli mesaj verdi. Tunusta anayasal otoriterlik oluşturulacak güç denklemli seçimlerde boykot çağrısı yaklaşık y.90 cıvarında destek buldu. Bunun ters yönden okunuşu Y.11 cıvarı seçime katılım olmaktadır. Tunusun son dönemki siyasal gelişmeleriyle birlikte bu sonuç oldukça önemli gelişmelere gebedir.***

Asya ülkelerinde değişik açıdan renkli görünümlü seçimler yaşandı. G. Koredeki seçimi sağ kazandı. Sağın kazanmasının ilk kıvılcımı ise yeniden K. Koreyle gerilimin artmasıydı. Hindistandaki yerel seçimler önemliydi. Aylarca süren Çifci direnişine yeri geldi ikiyüzeli milyon katılımlı genel grevlerle de desteklendi. Bu yaşanan dönem sonucu yerel seçimdeki faşist Modi sonucu merak ediliyordu. Ne yazık ki büyük eyaletlerde hem de direnişin de olduğu federal yapılarda Modi oy artırarak seçimlerde başarılı oldu. Daha güneydeki Sirilankada ise halk sarayı bastı. Başkan kaçtı hükümet bozuldu. Fakat, yeniden parlemento fes edilmediği için de ayni parti cumhurbaşkanını ayni partiden seçti.

Seçim ollmasa da seçim derecesinde hükmü olan Çin de Komonist parti kongresi yapıldı. Yönetim daha güçlü şekilde yönetinmi paylaştı. Kazakistan ise yeni anayasasıyla birlikte seçim gerçekleştirdi. Bu bir anlamda siyasal yelpaze kayışın da mesajları vardı.Japonyada ise seçim süreci kadar, seçim probaganda döneminde öldürtülen eski başbakan olayı etki yaptı.

Avusturalyada ise sesiz sedasız şekilde yapılan seçimleri uzun zaman sonra işçi partisi yeniden kazandı. Kazanarak da resmenn en azından İsrail ekseninde bazı değişimler de oldu. İsrail ise seçimler yaşadı. Sonuçta son seçimle birlikte yargılanmansı beklenen metanyahu, seçimde biraz daha güçlü şekilde çıkıp, israilin en faşist rejiminin hükümetini de kurdu.

Kağosta kağos yapğan Lübnana değinmek bile gereksizlik olur. Ama dünya geride braktığımız derecedeki yılın bazı seçim sonuçları da böyle. Eklemeden olmaz: Filipinler gibi ülkelerde devrilen diktatörlerin evlatları yeniden seçildi. Markos sülalesi dönemi bitmiş denirken oğul ile ayni siyaset davamı da hortladı…

Kısaca, bir yılı daha tamamlerken, 2022 yılının seçimler taplosundan böylesi önemli seçim süreçleri de yaşandı. Avrupadaki yükselen faşizmin yönetimlerle karşılık bulması ise en tehlikeli yakalanması gereken uyarıdır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin